“Kent Konseyleri”
3.7.2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanununun 76. maddesine dayanılarak, çıkartılan yönetmelikle
Belediyelik olan tüm yerleşim birimlerinde “Kent Konseyleri”
kurulmuştur.
“Kent Konseyleri” yasa ve yönetmeliğinde görev tanımı, “katılım, yönetişim ve yerinden yönetim, yerel yönetimleri güçlendirmek” şeklindedir.
1990’ların başında Maastricht Anlaşması’yla “yerellik ilkesi” AB’nin temel ilkelerinden biri haline geldi. Yeni üye olacak devletlere de ön koşul olarak dayatıldı. Batı emperyalizmi
“yerinden yönetim” ve “kendi kaderini tayin hakkı” gibi özü boşaltılmış, ambalajı parlak kavramları, hedef ülkeleri etnik temelde parçalayıp sömürgeleştirmek için kullanmaktadır.
Bir diğer önemli hatırlatmayı daha yapmakta yarar var. “Kent
Konseyleri, Kalkınma Ajansları, Büyükşehir Yasaları”nın ön
hazırlıkları, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından
yapıldı. Belediye başkanlarının yetkilerini daha aktif bir biçimde
kullanmaları amaçlı UNDP’nin çalışmalarını ise Avrupa Birliği ve
Birleşmiş Milletler finanse etti.
AB, bu çerçevede, Türkiye’nin eyalet sistemine geçişinin alt yapı hazırlıkları için 4 milyon Euro harcadı. AB’nin dayatmalarıyla devreye giren ve federalizmin önünü açan “Kalkınma
Ajansları"na ise, AB 1 milyar TL kaynak ayırdı. Yani, “Kent Konseyleri, Kalkınma Ajansları, Büyükşehir Yasaları”
nın finansmanı tümüyle AB ve BM hibeleri ile yürütüldü. Avrupa Birliği
ve Birleşmiş Milletler yalnızca “hibe” vermekle yetinmediler.
Onlarca uzman(özel görevli- casus) bu çalışmaların yürütülmesinde görev
aldı. Diğer sömürgeleştirme projelerinde olduğu gibi, Soros ve AB’den
beslenen, mandacı ,“Truva Atı” örgütlenmeler de boş durmadılar “beyin
yıkama-dönüştürme” eylemlerini aralıksız sürdürdüler.
Kent konseylerinin omurgasını oluşturan, “katılımcılık, demokratikleşme, sürdürülebilir kalkınma” anlayışlarını yaşama geçireceği ileri sürülen “Yönetişim” Ulus egemenliğini temsil
eden iktidarın yeniden paylaşılmasıdır. Önceliği “Kamu yararı”
olan devlet aygıtından “kamusal alanları” terk etmesi talep
edilmektedir. Devletin önceliği, Kamu yararı değil, küresel aktörler
arasındaki paylaşımın gözetilmesi, iş ve işlemlerin “genel
sekreterliği”ni yürütülmesi olmalıdır.
Emperyalizmin bölgesel taşeronu, terör
örgütü PKK’yı yönetip, yönlendiren Abdullah Öcalan, Avukatları
aracılığı ile PKK’ya gönderdiği talimatta “Demokratik Özerklik
Anayasası’nın hazırlanması
gerektiğine dikkat çekerek, KCK’nin örgütlenmesini hızla tamamlamasını
istedi. KCK’ye çağrı yapan Öcalan, Kürdistan illeri başta olmak üzere
bütün il merkezlerinde Kent Konseyleri ilçe ve köylerde ise Bölge
Konseylerinin oluşturulmasını istedi.” 15/11/2010
by ROJBAS
Demek’ki 2005 yılından bu yana yasal dayanakları ve alt yapısı oluşturulan “Kent Konseyleri” Türkiyeyi yönetenlerin aldığı kararlarla değil, batılı emperyalist
merkezlerin dayatmalarından birisi olarak uygulamaya sokulmuştur.
Bu çerçevede kurulması planlanan “ISPARTA KENT KONSEYİ”NİN 04 Ekim 2012 Günü ilk toplantısını yapacağı duyuruldu.
Konu ilgili olarak Atatürkçü Düşünce
Derneği Isparta Şube Yönetim Kurulu 03 Ekim 2012 günü bir basın
açıklaması yayınlamıştı.Yerel basında “Kent Konseylerine de Karşı Çıktı”
başlığı ile verilen
açıklama aynen şöyleydi
Sayı:2012/66
Kod: 32–116488
Konu: “ISPARTA KENT KONSEYİ 03.10.2012
(“ISPARTA KENT KONSEYİ
katılımcılarının, ülkemizin federe devletçiklere bölünmesi yoluna taş
döşeyen, harç koyan ihanet erbabı aktörlere karşı onurlu bir duruş
sergileyeceklerine olan
inancımızı korumak istiyoruz.)
http://sozcuhaber.blogspot.com.tr/2012/10/kent-konseyleri-bolunmenin-yap.html
B A S I N A Ç I K L A M A S I
3.7.2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanununun 76. maddesine dayanılarak, çıkartılan yönetmelikle
“Kent Konseyleri” kurulmaktadır.
Önümüzdeki günlerde toplanacak olan
“ISPARTA KENT KONSEYİ’nin katılımcılarını, cumhuriyetimize, ulusumuza,
ulusal egemenliğimize ve tam bağımsızlığımıza duyduğumuz inanç ve
kararlılıkla uyarmayı
tarihsel bir görev sayıyoruz.
Kent Konseylerinin amaçları yönetmelikte şöyle açıklanıyor; “kent
yaşamında, kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi,
kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma,
çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap
sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini
hayata geçirme”
“Kent Konseyleri” Cumhurbaşkanı Sn. Ahmet Necdet Sezer tarafından 3 Ağustos 2004 tarihinde veto edilen "Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun
“un bir parçasıdır. Sn. Sezer Veto gerekçesinde;
• "Bu düzenlemeler, amaçlanmasa da, Anayasa'da öngörülmeyen bir yönetim modeline geçilmesine neden olabilecek niteliktedir."
• "Yetki
genişliği“ne dayanan güçlü merkezi yönetim yerine, "görev ayrılığına”
dayalı güçlü yerel yönetim yapılanmasının yolu açılmakta” olduğu tehlikesine
özellikle dikkat çekmiştir.
“Kent Konseyleri”; Türkiye’yi 12 bölge
ve 26 ajansa ayıran “Kalkınma Ajansları” ile birlikte BOP eş başkanı,
AKP İktidarı tarafından Türk halkına dayatılan Bölünme Anayasasının “Bölgesel Yönetimlere”
diğer söylemle “Federe Devletçiklere” meşruiyet kazandırmanın alt yapısını oluşturacaktır.
Yani Türk halkına, daha yazılmamış
olan “Bölünme Anayasası” bir oldubittiyle kabul ettirilmekte, bölünme
fiilen uygulamaya sokulmaktadır.
“Kent Konseyleri”, ABD’nin BOP
saldırısı çerçevesinde Güneydoğu Anadolu bölgemizi Türkiye’den kopartmak
için yapacakları anayasa değişikliği için, anayasanın ilk 3 maddesini
koruyan “Anayasanın
1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm
ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi
hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” şeklindeki
4. maddeyi “fiilen işlevsiz” kılmaya yönelik hain
planın bir parçasıdır.
“Kent Konseyleri” düşünsel ve yasal
kaynağını/dayanağını, kendi tarihimizden, kültürümüzden,
cumhuriyetimizden, ulusal değerlerimizden değil “Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına
sahiptir” diyen BOP Eş başkanı ve yandaşlarının yasalaştırdığı. “İkiz sözleşmelerden”, Yine BOP eş başkanı ve yandaşlarının altına imza koyduğu “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndan, “Maastricht Antlaşması’ndan,
PKK’nın 8. Kongre Kararlarından almaktadır.
Kent Konseyleri yasa ve yönetmeliğinde görev tanımı, “katılım, yönetişim ve yerinden yönetim, yerel yönetimleri güçlendirmek”
şeklindedir. Bu görev; merkezî hükümetin yetkilerinin
yerel yönetimlere devri ile federatif devlet yönetimini oluşturmanın
altyapısına bir taş daha ekleme, harç koyma dışında bir anlam taşımaz,
taşıyamaz. Böylece, Yağmacı devletlerin, merkezî hükümet dışında
Türkiye’ye yerleşmesi, yani Türkiye’nin sömürgeleştirilmesi
daha kolaylaşacaktır. Çünkü kent konseyleri ile ülkenin tümünden ayrı
olarak, kendi bölge ve iç güvenliğini sağlamaya yönelik “bölgesel orducuklarla” güvenliğini sağlayacak, yargı bölgeselleşecek, çok hukuklu, çok dilli bir yönetim modeline geçilmesinin
yolu açılacaktır.
Bu nedenledir’ ki Türk Silahlı
Kuvvetlerinin başına çuval geçirilmiş, balyoz indirilmiştir. Bu
nedenledir ki Yargı bağımsızlığı yok edilmiştir. Bu nedenledir’ ki Büyük
Ortadoğu Projesi
eş başkanı olduğunu 34 kere ikrar etmiş olan Recep Tayyip Erdoğan’ın
Diyarbakır’ı BOP ’un merkezi yapma görevinin önündeki en önemli engel
olan Anayasanın ilk 3 maddesine savaş açmıştır.
Ülkemiz, “TÜRKÜM” diyemeyen, Türkiye
Cumhuriyeti'nin Başbakanlığını değil ama BOP Eş başkanlığı görevini
canla-başla yerine getiren, Eli kanlı bir katil sürüsünü ortadan
kaldırmak yerine, onlarla
müzakere masasına oturan bir iktidar tarafından yönetilmektedir.
Cumhuriyet Karşıtlığı Anayasa Mahkemesince tescillenmiş olan bu kadronun
kökleri Kürt Teali Cemiyeti ve Teali İslam Cemiyeti’ne kadar gider. Bu
anlayıştaki bir iktidardan demokratik katılımcılık
beklemek saflık değilse gaflet ve dalalettir.
“ISPARTA KENT KONSEYİ”nin
katılımcılarının, iktidarın “cambaza bak” oyununun piyonu
olmayacaklarına, ülkemizin parçalanması, federe devletçiklere bölünerek,
ulusumuzun tarihten silinmesinin
yoluna taş döşeyen, harç koyan ihanet erbabı aktörlere karşı onurlu bir
duruş sergileyeceklerine olan inancımızı korumak istiyoruz.
MAHMUT ÖZYÜREK
ADD ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
Bu açıklama sert tepkilere neden
oldu. Isparta Kent Konseyi yürütmesine üye sokmak için kulis yapan CHP
Isparta İl Başkanı Vedat ŞENOL “Partimiz Kent Konseylerinin
kurulmasını başından beri savunmaktadır. Bu Demokratik bir oluşumdur. Buna karşı çıkmamız düşünülemez” açıklamasını yaptı.”bu oluşumu başında desteklediklerini ve herkesi kucaklaması için meslek ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin
olmasını istediklerini anımsattı.”
Bu ortamda 04 Ekim 2012 günü Isparta
Belediye Kültür Sinema Salonunda ilk toplantısını yapan Kent Konseyine
katılım yoğundur. Katılımcılar arasında çok sayıda CHP üyesi de vardır.
Isparta- Burdur
Diş Hekimleri odası başkanı Hüdai Kartöz konuşma yapmak için çıktığı
kürsüde, elindeki gazeteleri göstererek, “Kent Konseyi kuruluşunu
eleştiren, ADD Isparta Şube Başkanı Mahmut ÖZYÜREK’in katılımcılar
tarafından “kınanmasını!” ister. Çok sayıda CHP yönetici
ve üyesininde bulunduğu salondaki katılımcılar. Kartöz’ü alkışlarlar ve
Mahmut ÖZYÜREK’e “yuuuuh!” sesleri ile tepkilerini gösterirler.
Bu olayla ilgili olarak 17 Ekim 2012 günü “Neyin Alicenaplığında Bulundular?” başlıklı
bir yazı kaleme aldım ve yayınladım.
http://sozcuhaber.blogspot.com.tr/2012/10/neyin-alicenaplgnda-bulundular.html
http://sozcuhaber.blogspot.com.tr/2012/10/neyin-alicenaplgnda-bulundular.html
Neyin Alicenaplığında Bulundular?
04 Ekim 2012 Günü ilk toplantısını yapan “ISPARTA KENT KONSEYİ” ile ilgili olarak Atatürkçü Düşünce Derneği 03 Ekim 2012 günü bir basın açıklaması yayınlamıştı.
Basın Açıklamasında Özetle;
“Kent Konseylerinin, düşünsel ve
yasal kaynağını/dayanağını, kendi tarihimizden, kültürümüzden,
cumhuriyetimizden, ulusal değerlerimizden değil “Bütün halklar kendi
kaderlerini tayin hakkına
sahiptir” diyen BOP Eş başkanı ve yandaşlarının yasalaştırdığı. “İkiz
sözleşmelerden”, Yine BOP eş başkanı ve yandaşlarının altına imza
koyduğu “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndan, “Maastricht
Antlaşması’ndan, PKK’nın 8. Kongre Kararlarından almaktadır”
görüşlerini dile getirmiş ve eklemiştik.
“ISPARTA KENT KONSEYİ” katılımcılarının, iktidarın “cambaza bak”
oyununun piyonu olmayacaklarına, ülkemizin parçalanması, federe
devletçiklere bölünerek, ulusumuzun tarihten silinmesinin
yoluna taş döşeyen, harç koyan ihanet erbabı aktörlere karşı onurlu bir
duruş sergileyeceklerine olan inancımızı korumak istiyoruz” demiştik.
Bu açıklamada ”ihanet erbabı aktörler” söylemi ile “Isparta Kent Konseyi” katılımcılarından söz edilmediğini ortalama bir zekâya sahip her kişi anlar sanırım.
Kent Konseyine, Isparta-Burdur Diş Hekimleri Odası adına katılan Hüdai KARTÖZ, toplantıda söz almış, müthiş bir zekâ(!) ile ”ihanet erbabı aktörler” in konsey katılımcıları olduğundan
bahisle, ADD Başkanına Yani Mahmut Özyürek’e “eski Marksist, Maocu, solcu, vb.” benim buraya yazarak onun seviyesine düşmek istemediğim kimi “hakaret” cümleleri sarf etmiş.
Katılımcılardan Mamut Özyürek’in kınanmasını da istemiş.
Bizim görüş ve düşüncelerimizi
adam gibi eleştirmek yerine, çamur atarak, hakaret ederek kirli siyaset
uzmanlığı yapanlar, bilgi kısırı zavallılardır. Bunlara ancak acınır.
“Kral ördek avına çıkmış. Av uşakları
çevredeki ördekleri kışkırtıp kralın önüne getiriyorlarmış. Sonunda kral
önünden geçen bir ördeğe ateş etmiş ve heyecanla dalkavuğuna sormuş:
- Nasıl? Vurdum mu? Vurdum mu?
Dalkavuk:
- Majesteleri zavallı ördeğin hayatını bağışlamak alicenaplığında bulundunuz…”
Şimdi Bay KARTÖZ’E soralım.
“Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir”
diye başlayan ve Türkiye’yi Parçalanmaya sürükleyen “İKİZ SÖZLEŞME”LERİ
imzalayanlar, Kıbrıs’ı Rum’a peşkeş çekenler, İmralı’daki
katille OSLO'da pazarlığa oturanlar, Kan ve can karşılığı kazanılan
Türkiye Cumhuriyetinin tüm değerlerini yıkanlar, altında şehitlerimizin
yattığı topraklarımızı yabancılara pazarlayanlar, neyin “alicenaplığında” bulundular acaba? Siz derin siyasi
bilginizle bu soruların yanıtını da mutlak biliyorsunuzdur. Açıklayın bizde öğrenelim.
Son söz Vatan Şairi Namık Kemal’in;
“Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten.”
(zalimin yardakçısı dünyada bir şerefsizdir Köpektir zevk alan insafsız avcıya hizmetten.)
ADD Isparta Şube Başkanı
Mahmut ÖZYÜREK - 17 Ekim 2012
Şimdi ADD Isparta Şube Başkanı Mahmut ÖZYÜREK’e
pervasızca saldıran Hüdai KARTÖZ kimdir? Hüdai KARTÖZ, Isparta da
F-Tipi örgütlenmenin önde gelen isimlerindendir. Isparta yerel Çözüm
Gazetesinin sahibi olan
olan iki ortaktan biridir. Peki diğer ortak kimdir? ADD Isparta Şubesine düzenlenen kumpasın Isparta ayağını oluşturan, Mandacı- Mason Çölaşan’ın tetikçilerinin Mahmut Özyürek’i “bertaraf” edebilmeleri için bilgisine- tanıklığına
başvurduğu Şakir AKSÖZ..
ADD Isparta şubesine kurulan kumpas ve
tertipte kimler figüranlık yapmış, kim-kimin kucağına oturmuş
bilinmelidir. Bilinmelidir, çünkü kumpas ve tertibin büyüğü onlarca
aydın-yurtseverimizin kan
bedeli kurup yücelttiği ADD Genel Merkezine Masonlarca düzenlenmiştir.
Bir kez daha yineleyelim. “Anımsama olmaksızın öğrenme, düşünme ve usa vurmak olanaksızdır”
Mahmut ÖZYÜREK