Sığınmacılar ve Kent Sağlığı



Suriye iç savaşı dördüncü yılını tamamladı. Savaş yıkıcı ve kanlı yüzü ile sürüyor. Savaşın kanlı/dramatik sürmesi için de bölge ülkeleri radikal İslamcı guruplar destekliyor, sığınmacıların sayısının artması içinde özendirici önlemler alıyorlar. Savaşın ülkemiz de yansıyan yüzü sığınmacıların yürekleri burkan dramatik yaşamlarıdır. Sığınmacılar kitleler halinde gelip tüm kentlerimize yayıldılar. Sınır kentlerinde –özelikle Antakya’da- sorun yönetilemeyecek boyutlara ulaştı. Kentlerimizin başta güvenliği, ekonomisi, sağlığı, çalışma yaşamı, komşuluk ilişkileri olmak üzere değişik alanlarda üretilen sorunlar giderek derinleşiyor. Anılan sorunların göz ardı edileni, önemsenmeyeni “kentlerin Sağlığı”dır. Oysa kentler sağlıklarına kaybederse koruyucu sağlık hizmetleri başarısız kalır, bulaşıcı hastalıklar kontrol edilemeyecek boyutlara ulaşır.

Suriyeli sığınmacılar kent ve kırsal alanda -kamplar dışında kalanlar- çok kötü koşullarda yaşamaktadır. Kent merkezinde ve kırsal bölgelerde yaşayan sığınmacılar suyu, elektriği olmayan, atık su sistemi bulunmayan işyeri olarak yapılmış mekanlarda, hayvan ahırlarında, rutubetin yoğun olduğu, güneş almayan bodrum katlarında, metruk binalarda, yaptıkları çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Anılan yerlerde sürdürülebilir sağlığın korunması için gerekli koşullar yok. Yeterli su yok, etkin sanitasyon sağlanamıyor. İnsanlar banyo, lavabo düzenekleri olmadığından kişisel bakımlarına yapamıyor. Örneğin kamuya açık tuvaletlerin paralı olması nedeniyle tuvalet gereksinimi bina aralıklarında, park etmiş araçların çevresinde gideriliyor. İnsanlar elbiselerini yıkayamadığından ve düzenli banyo yapamadıklarından çevreyi rahatsız edici koku yayıyor, hastalık kaynağı olarak çarşıda, toplu taşıma araçlarında aramızda dolaşıyorlar. Diğer tehlike sığınmacı kadınların kontrolsüz, koruyucu önlem almadan erkeklerle birlikte olmaları cinsel yolla bulaşan hastalıkların artmasına neden oluyor.

Kentlerimizde toplum/bireysel sağlığın korunması, koruyucu sağlık hizmetlerinin başarısı “kentsel temel hizmetlerin” etkin/verimli sunulmasından geçiyor. Bugün kentlerimizde –özellikle sınır kentlerimizde- kentsel temel hizmetler nüfusun aşırı artması nedeniyle etkin/verimli sunulamıyor. Kent sağlığının korunmasında yaşanan sorunların çözümünde/düzeltilmesinde yerel yönetimlere görev düşmektedir. Yerel yönetimler tarafından öncelikle sığınmacıların yoğun yaşadığı mahallelerde ücretsiz, ortak kullanıma açık hamam, çamaşırhaneler açılmalıdır. Tuvalet/lavabo sistemleri kurulmalıdır. Banyo yapmaları ve çamaşırlarını yıkamaları için kullanılan malzemeler ücretsiz sağlanmalıdır. Oluşturulacak kompleks içinde geçici sağlık merkezleri kurularak sağlık kontrolünden geçirilmelidir. Önerdiğimiz basit önemler, yapılacak benzeri çalışmalarla sığınmacıların, hemşerilerinin sağlıklarının korunması kadar ulusal düzeyde yürütülen koruyucu sağlık hizmetine katkı yapılacaktır.

Kentlerimizde sığınmacılarla uzun süre birlikte yaşamak zorundayız. Her iki tarafında sağlıklı koşullarda yaşamaları sağlamalıdır. Eğer kentlerimizin sağlıklarını koruyamazsak arındırılan bulaşıcı hastalıklar yeniden yaygınlaşacaktır. Yurttaşlarımızın “ruhsal/bedensel” sağlığı bozulacak. Yerel yöneticileri uyarıyorum.


İrfan O. Hatipoğlu

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)