Dindar Siyasi Gençlik
Salı, Mart 01, 2016
Dindar siyasi gençlik projesi,
Muhafazakar liderler,
Ülkeyi,
Dini eğitimden geçmiş,
Dini değerlere öncelik veren yöneticilerle,
Dini kurallara göre yönetmek istiyorlardı,
Bu amaçla,
Uzun vadeli bir proje hazırladılar,
“Dindar siyasi gençlik projesi”
İlk adım olarak bu projeye uygun,
İstikbal vadeden,
Zeki dindar gençler seçtiler,
Seçtikleri zeki dindar gençleri,
Siyasete ve bürokrasiye hazırladılar,
Siyasi ve bürokratik tecrübe kazanmaları için,
Yetkiler verdiler, olanaklar sağladılar,
Önlerindeki muhtemel engelleri birer birer kaldırdılar.
maddi manevi tüm güçlerini bu gençler için seferber ettiler,
Bu gençler onların göz bebeğiydi,
Yıllar geçtikçe,
Dindar gençlik projesinin meyvelerini toplamaya başladılar,
Bu gençlerden, Belediye başkanları, milletvekilleri çıkıyor,
Dindar gençlik projesi başarıya ulaşıyordu,
Ulaşıyordu ulaşmasına da,
Yavaş yavaş sıkıntılar da başlamıştı,
Gençler palazlandıkça, güçleri arttıkça,
Kendilerini yetiştiren hocaları beğenmemeye başlamıştı,
Artık kontrol edilemiyor,
Kendi bildiklerini okuyorlardı,
Palazlanan dindar gençler,
Hocalarını terk etmeye başladılar,
Kendilerine yeni siyasi oluşumlar kurdular,
Yeni söylemler, yeni taktikler geliştirdiler,
Boynuz kulağı geçer misali,
Hocalarının karşısına dikilip meydan okumaya başladılar,
Yavaş yavaş hocalarını silip attılar,
Öyle güçlendiler ki,
Tek başlarına iktidar oldular,
Aralarından bakanlar, başbakanlar,
Hatta cumhurbaşkanları bile çıkardılar,
Hocalar keyifsiz ve şaşkın,
Gözleri gibi baktıkları bu gençlerin,
Geldikleri duruma kızıyorlardı,
Projenin siyasi kanat liderlerinden,
Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca,
Projede kendi emeği ile yetiştirdiği gençler için,
Şunları söylüyordu,
"Son 10 yıldan beri işbirlikçi görüşler yan yana geldiler,
alt alta durdular, üst üste durdular,
Tek başına geldiler, 367 milletvekili aldılar ama beş para etmiyorlar.
Çünkü işbirlikçi görüşten hayır gelmez"
"Ben ders verirken onlar arka bahçeden ABD'nin, İsrail'in bahçesine kaçtılar.
Benim verdiğim kitapların arasına Teksas, Tomikis koyup okudular"
Hocanın bu sözlerine,
Hocanın dindar siyasi gençlik projesinin gözbebeği,
Kayıp trilyon davasıyla,
Cevap veriyordu.
Hoca,
Önce bu milletin vergisinden,
Sana verilen paranın bir trilyonunu nerede harcadın bunun hesabını ver.
Bak Anayasa Mahkemesi seni mahkûm etti.
Senden önce başka bir siyasi de böyle yapmıştı.
Bundan yargılandı.
O mahkûm oluyor da acaba sen niye mahkûm olmuyorsun.
Hoca hayal kırıklığına uğramış vaziyette,
Kendisine bu muydu projenin göz bebeği diye soruyor,
Projenin cemaat liderlerinden,
Fettullah Gülen,
Yetiştirdikleri gençlerin son durumları hakkında,
Şunları söylüyordu,
Bazen kuvvet insanı küstahlaştırabilir.
Hatta Mü'min bile olsa ahlaken firavun olur.
Sıfatları itibariyle firavun olur.
Bazen nimetlerin sağanak sağanak,
Baştan yağması o da insanı böyle Nemrut'laştırır,
Firavun'laştırır.
İmkanların bolluğu şirazeden çıkarır.
Ahmak bir gürûhun,
Hiç olmayacak şeyleri bile alkışlaması,
Onu şirazeden çıkarır.
Ben yaptım. Ben ettim.
Benim yaptığımı başkaları rüyasını bile göremez.
Hayalini bile yapamaz onun" gibi nankörlükler,
"Allah bazen küçük insanlara büyük işler yaptırır.”
Diyor demesine de,
Dindar siyasi gençlik projesinin göz bebeği,
Hocaya paralel devlet davasıyla,
Cevap veriyordu,
Şimdi yeni bir sakız çıktı.
Yolsuzluk sakızı. O bize tutmaz.
Bu tuzakta boğulacaksınız
Bu din azizdir, kitabımız korunmuştur.
Bu alçaklıkları yapanları, bunlara sahip çıkanları,
Bunlara kol kanat gerenleri tek tek bulacak,
Hukuk önüne çıkaracağız.
Devlette paralel bir yapı olamaz.
Devlette paralel yapı kurmak isteyenler,
Devletin kurumları içerisine sinenler,
Şunu bilesiniz ki istediğiniz kadar oralara yerleşin.
İninize gireceğiz ininize.
Didik didik edeceğiz ve devletin içindeki,
Bu örgütleri teşhir edeceğiz.
Türkiye’yi karanlık örgütlerden kurtaracağız.”
Hocalar çaresiz, ne ummuşlardı,
Ne buldular.
Yetişen dindar siyasi gençler,
Ülkenin en tepesine kadar geldiler,
Geldiler gelmesine de,
Yolun başındaki,
Dindar gençlikten eser kaldı mı?
Orası tartışılır,
Mesela,
Onları seçen, eğiten,
Her türlü desteği sağlayan,
Yollarını açan hocalarını,
Hapis ve sürgünle,
Cezalandırdılar,
Bu “Nankörlük” değil midir?
Savcısıyız dedikleri,
Ergenekon, balyoz davalarında,
Yüzlerce insan hapislerde yattı,
Sonunda kandırılmışız dediler.
Bu “Haksızlığa ortak olmak” değil midir?
İktidarlarında ülkede yapılan sınavlarda,
Defalarca sorular çalındı,
Hakkıyla kazananlar, mülakatla elendi,
Düşük puanlılar mülakatla atandı,
Bu “Kul hakkı yemek” değil midir?
Bakanları hakkındaki,
Yolsuzluk dosyalarını, belgeleri, kanıtları,
Yok saydılar, soruşturmaya izin vermeden kapattılar.
Bu “Suçluyu himaye etmek” değil midir?
Türbanlı bacımıza saldırdılar,
Camide içki içtiler,
Cuma günü açıklayacağız dediler,
Onlarca Cuma geçti açıklamadılar.
Bu “iftira atmak” değil midir?
Vatanı için,
Canını vererek şehit olan askerlere,
Kelle dediler.
Bu “Allah yolunda ölenlere ölüdür demeyin.”
Ayetini unutmak değil midir?
Derdini anlatmak isteyen köylüye,
Ananı da al git dediler,
Derdini anlatmak isteyen madenciye,
Dayağı hak gördüler.
Bu “Hoşgörüsüzlük” değil midir?
Eleştirenlere, fikirlerini söyleyenlere,
Sizden mi öğreneceğiz,
Biz en iyisini biliriz akıl gerekmez dediler.
Bu “Tahammülsüzlük, kibirlenmek” değil midir?
Görüldüğü gibi,
Durum analiz edildikçe,
Kötüye gidiyor,
Hocalarda pek ala biliyor ki,
Bu davranışların hiçbiri,
Projelerindeki,
Dindar siyasi gençlikten bekledikleri,
Davranışlar değildi.
Gördüler ki,
“Dindar siyasi gençlik projesi”
Sadece teoride kaldı.
Pratikte ise çuvalladı,
Nasıl çuvallamasın,
Siyasi iktidar olmak,
Güç demek, Para demek,
Saltanat demek, İhtiras demek,
Yalan demek, Hırs demek,
Kibir demek, Yalakalık demek,
Çürümüşlük demek,
….
Sonuçta,
Dindar siyasi gençlik hayaliyle yola çıkan hocalar,
Dindarlığı tartışılır,
Nankör, Hoşgörüsüz, Kul hakkı yiyen, Kibirli,
Tahammülsüz, iftiracı, Kindar,
Orta yaşlı siyasiler elde ettiler.
Siyaset her şeyi bozduğu gibi,
Dindar gençliği de bozmuştu,
Demem o ki,
“Dinin kirlenmesini istemiyorsan,
Dini siyaset bataklığına sokmayacaksın.”
Ki,
Laiklik bunun içindir.
Aydın KOCA
vay be!
YanıtlaSil