Rıza Sarraf’ın ABD’de ‘kara para aklama’ ve ‘dolandırıcılık’tan yargılandığı davada savcılık tarafından mahkemeye gönderilen yazıda, örtbas edilen 17 Aralık soruşturmasındakine benzer suçlamalarda bulunuldu. Yazıda, Sarraf ile üç eski bakan Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Halk Bankası’ın eski genel müdür Süleyman Aslan arasındaki para trafiğine ayrıntılarıyla yer verildi.
Sarraf, geçen 19 Mart’ta Miami’de tutuklanmış, sonra da davanın görüleceği New York’a getirilmişti. New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara tarafından hazırlanan iddianamede cezası 75 yılı bulan suçlar yöneltilen Sarraf, masum olduğunu savunmuştu.
Altın kaçakçılığı, dolandırıcılık, rüşvetçilik ve fuhuş
Bharara’nın ofisince mahkemeye gönderilen 55 sayfalık bir yazı bugün basına sızdırıldı.
Yazıda, adamlarıyla arasındaki yazışmalardan örnekler verilerek Sarraf’ın bir suç çetesi kurup liderliğini üstlendiği, altın kaçakçılığı, dolandırıcılık, rüşvetçilik ve fuhuş suçlarını işlediği belirtildi.
Üç bakan ve bir banka müdürüne rüşvet aktı
Rüşvetçilik alt başlığı altında ise Sarraf’ın eski ekonomi bakanı Çağlayan, eski içişleri bakanı Güler, eski AB bakanı Bağış ve eski Halk Bankası genel müdürü Aslan’la rüşvet ilişkisi içinde bulunduğu kaydedildi: “Sarraf’ın liderliğindeki organizasyon, Çağlayan, Güler, Bağış ve eski Halk Bankası genel müdürü Aslan’la adil olmayan bir mali avantaj ilişkisine girdi. Bu yolla Sarraf’ınkinin yanısıra Çağlayan ve Güler liderliğinde iki organizasyon daha oluşturuldu. Bunlar tek çatında birleşerek rüşvet suçunu işledi. Çağlayan’ın organizasyonunda oğlu Salih Kaan Çağlayan ve kardeşi Mehmet Şenol da yer alrı. Güler’in organizasyonunda ise oğlu Barış Güler de vardı.”
Yazıda, Sarraf’ın üç eski bakan ve Aslan’a ‘rüşvet’ verdiği açıkça dile getirilerek para transferlerinin kayıtları da yer aldı.
Bharara’nın, Sarraf’ın kefalet talebini reddederken ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dahil üst düzey Türk yetkililerle ilişkilerinin bulunduğu, zenginliğini kullanarak birçok yolsuz politikacıya erişim sağladığı’ belirtildiği, Sarraf’ın ‘rüşvetçilik ve yalancılık’la suçlanıp ‘güvenilmez’ diye nitelediği de ortaya çıkmıştı.