Demokrasiye Yönelik Saldırıları Kınıyoruz
Cuma, Haziran 17, 2016
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “kurşunlu tehdit” ve peşinden CHP üyelerine yönelik saldırılar, tek bir siyasi lideri ve partisini değil tüm toplumu tehdit eden gelişmelerdir.
İktidarın hoşuna gitmeyen gazeteciye sıkılan kurşunlardan sonra, ana muhalefet partisi liderinin ayaklarına bırakılan kurşun, fiili bir rejim değişikliği ile kurulmaya çalışılan “Yeni Türkiye”nin sembolüdür.
Liderlerinin tehdit edilmesine demokratik tepkilerini gösteren partililerin, İstanbul ve Ankara’da uğradığı saldırılar ve maruz kaldıkları polis şiddeti, yaşanan olayların “münferit” değil “organize” olduğu düşüncesini pekiştirmektedir.
AKP iktidarına ve kendisine yönelik en demokratik tepkileri bile “terör eylemi” olarak suçlayan Cumhurbaşkanı’nın, kurşunlu eylemleri “toplumun hassasiyeti” olarak yorumlaması kabul edilemez.
Bu ülke halkının emeğe, barışa, demokrasiye, laikliğe ve eşitliğe dair talepleri ve hassasiyetleri polis şiddeti ile bastırılırken, ülkeyi yönetenler tarafından hedef gösterilirken, mahkemelerde cezalandırılırken, kurşunlu bir eylemin “toplumsal tepki” olarak adlandırılması açıkça suçu ve suçluyu övmektir. Eylemi yapan şahsın kimliği ise manidardır. Türkiye tarihinden de bildiğimiz üzere, bu tip saldırılar hep benzer profildeki şahıslara yaptırılmaktadır.
Bu ülke tacizcilerin, gericilerin, ırkçıların, ayrımcıların, kadın düşmanlarının, emek hırsızlarının, yağmacıların, talancıların değil emeğin omuzlarında yükselmektedir.
Türkiye’de fiili olarak rejim değişmiş, demokrasi rafa kaldırılmış iken, meclisteki muhalefeti tasfiye ederek meclisi tamamen kapatmaya yönelik hamleler geliyor iken, iktidar partisi dışındaki tüm partiler hedef haline getiriliyor iken, ana muhalefet partisine yönelik sistematik saldırılar tesadüf değildir. Amaç fiili rejim değişikliğine karşı tüm sesleri bastırmaktır.
Türkiye’nin bu karanlıktan çıkışı için bir işaret fişeğine ihtiyaç vardır. Ülkenin kaderinin değişmesi için ortak asgari bir demokrasi programı ile bir araya gelinmesi zorunluluğu, her geçen gün kendini daha fazla dayatmaktadır.
Bu vesileyle DİSK olarak böylesine geniş bir demokratik birlikteliğin inşasına katkıda bulunacağımızı bir kez daha deklare ediyor, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na ve partisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Kani Beko