Binali Yıldırım’dan ‘İdam Cezası’ Açıklaması
Salı, Ağustos 16, 2016
Binali Yıldırım, 'darbecilere idam cezası talebi' ile ilgili olarak, ''İdam bir sefer ölümdür ama ölümden daha büyük ölümler var onlar için'' diye konuştu.
Başbakan ve AKP Genel Başkanı Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, “Suçüstü yakalandılar. Çünkü beklemiyorlardı. Akıl hocaları onlara ‘Bu iş bitti Tayyip Erdoğan gitti’ demişti. ‘Gözünüz aydın’ diye birbirlerini kutlarken sabah ışıklarında bir şaşkınlık… Ne oldu? ‘Bize böyle dememişti. Bunlar yine burada.’ Nerede hata yaptılar? Başladılar, darbeyi kınamak yerine darbecilerin nerede hata yaptıklarını uzun uzun anlatmaya başladılar. Sonunda da bir dahaki sefere darbede başarısız olmamak için 10 altın kural nedir onları açıkladılar. 10 değil 100 bin kuralınız bile olsa karşınızda millet var millet.
Hesabı sorarken intikam duygusu ile hareket etmeyeceğiz. Adaletle hesap soracağız. Türk adaleti hesap soracak. Hiç kimsenin yaptığı yanına kalmayacak. Bundan emin olabilirsiniz. İdam bir sefer ölümdür ama ölümden daha büyük ölümler var onlar için. O da tarafsız ve adil yargılamadır” diye konuştu.
Türkiye hala yatırım yapılacak ülke”
Başbakan Yıldırım, “İş gücüne katılım oranı yüzde elli iki buçukla rekor seviyeye ulaştık 28 milyon vatandaşımız iş, aş sahibi oldu. Terör gelmiş darbe girişimi olmuş ekonomimiz zerre kadar bundan etkilenmiyor. Şu anda ekonomik göstergelerimiz 15 Temmuz öncesinden daha iyi duruma geldi. Merkez bankamız 28 Nisan’dan beri 15 Temmuz sonrası da dahil asla bir kuruş piyasaya para verme ihtiyacı vermedi. 120 milyardan merkez bankasının rezervleri 126 milyar dolara çıktı. Dün itibariyle Türkiye’ye giren para miktarı çıkan miktardan bir milyar dolar daha fazla. İşte yatırım yapılacak ülke hala Türkiye.
“Partiyi kapatalım dediler, oradan da yırttık”
Başbakan Yıldırım, “15 yıl boyunca bir yandan Türkiye’yi kalkınma yarışında ön safa taşıdık. Hizmet ve icraat yaptık. Bir yandan da vesayet odaklarıyla mücadele ettik. Gizli ortak olmaz, hadi işinize dedik. Birini defediyoruz biri geliyor. Sizinle mi uğraşacağız millete mi hizmet edeceğiz? Baktık laf anlamıyorlar biz de gereğini yaptık. Önce milletvekilini cumhurbaşkanı seçeceğiz dedik. Bir icraat çıkardılar. Bizim memlekette buna tilki fıstığı derler. Hiç olmayan bir şey dünyada, eşi benzeri olmayan bir iş. 1924’ten beri hiç olmayan bir iş. Meclis seçiyor cumhurbaşkanını ama 367 çıkardılar. Öyle mi kardeşim? Ben sana 367’yi göstereyim. Neymiş 367, vatandaş gereğini düşündü.
Bunlar durmuyor şer odakları vesayet odakları pes etmiyor. Daha büyük hamle yaptılar. Bu partiyi kapatalım iş bitsin dediler. Oradan da yırttık. Ama her seferinde güçlenerek çıktık. Çünkü sırtımız vesayet odaklarına değil millete dayadık. Ondan sonra hallettik her şeyi, dedik ‘tamam’. Bu sefer baktık yargı tarafında hareket başladı. Neyse orada da bir vesayet doğdu onu da ortadan kaldıralım diye bu sefer yargı reformunu gündeme getirdik. HSYK’nın yeniden yapılanması 26 maddelik Anayasa değişikliğini milletin önüne götürdük. Millet de yol verdi. Hadi yine geldiniz. Yargı vesayetini bitirdiğimizi zannediyorduk. Tatarı gitti beteri geldi. Bu sefer de FETÖ’nün adamları diğer vesayet odaklarını aradan çıkarınca kafayı kaldırmaya başladı. Biz buradayız dediler siz buradaysanız biz de buradayız, işte Türkiye. Sonra MİT operasyonu olmadı. Gezi’de ortalığı karıştırmaya çalıştılar. O da olmadı 17 Aralık yargı darbe teşebbüsü işte orada işin rengi iyice belli oldu. Bu sefer bu FETÖ ile artık mücadele kaçınılmaz hale geldi. Bu mücadeleyi kararlı bir şekilde 17 Aralık ile birlikte dile getiren bu tehlikeye dikkat çeken Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu mücadelenin büyüklüğünü birçok kurum tehlikenin vahametini anlayamadı” diye konuştu.
“Hayır için verdiğimiz paraları yurtdışında lobi merkezlerine aktardılar”
Başbakan Yıldırım, “Ama 15 Temmuz’da ne oldukları millet gördü. Bu terör örgütü ortak değerlerimizi kutsallarımızı yok ettiler. En büyük tahribatları bu. Hayır için çocuklarımızın dinlerini öğrenmesi için yaptığımız fedakarlıkları verdiğimiz paraları yurtdışındaki ülkelerin siyasetlerine lobi merkezlerine oluk oluk aktardılar. Kurban paralarını götürdüler. Kirli emelleri için harcadılar. Milletimiz bunu iyi bilsin. Müslüman dininde halis duyularıyla yardım eden vatandaşlarımızın bu işle alakası yok. Onları bu örgütten ayırıyoruz. Bu temiz duyguları kullanarak milletin parasını alıp Türkiye’nin vatandaşlarının aldığı silahları tankları topları uçakları vatandaşlarının üzerine bomba olarak mermi olarak kullananlardan hesap soracağız. Milyonlarca masum vatandaşımızın bu işte suçu yok. Bu örgüte hiçbir şekilde bilerek ve isteyerek destek vermeye devam etmediyse, 17 Aralık’tan sonra da endişe etmesin. 17 Aralık’tan sonra mazeret yok. Bu örgütle mücadelemizi amansız şekilde devam ettireceğiz. Ancak bunu yaparken kuru ve yaşın birlikte yanmasına izin vermeyeceğiz. Kılı kırk yaracağız. Suçlu ve suçsuzu ayırt edeceğiz. İşin kolay olmadığını herkes bilmelidir. Çünkü örgüt saydam değil. Kapalı. Ummadığınız insanlar karşınıza terör örgütü abisi ablası imamı olarak çıkıyor. Vatandaşlarımız tedbirli olsun. İşlerini yapmaya devam etsinler. Ancak biz bunları kılı kırk yararak tespit edeceğiz tiziz şekilde aynı vücuttaki kanser hücrelerini ayıklar gibi ayıklayacağız. Zahmetli, titiz çalışma gerekiyor.” dedi.
“‘Onlara mal verdim, bana çek verdiler, FETÖ’cü müyüm?’ diye soruyorlar”
Başbakan Yıldırım, “Soruyorlar. Ben halı ticareti yapıyorum filanca şirketim onlara mal verdi, onlar da bana çek verdi. Ben FETÖ’cü müyüm değil miyim? Değerleri kardeşlerim ticaret iş devam ediyor hayat devam ediyor. Burada kurumlar değil suçlu olan, onların yöneticileridir. Şirketleri değil çünkü o şirketler binlerce insana aş iş veriyor ekonomiye can veriyor. O şirketi kirli emelleri için FETÖ terör örgütünün emelleri için kullananlar onlar hesap verecek. Onun için ‘bize de bir şey olacak mı’ diye soruluyor hep. Bu çerçevede gerek Maliye gerek Gümrük Bakanlığı ilgili birimler çalışmaları yapıyorlar. Herhangi bir yanlış hata olmaması için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Terör örgütlerimiz artık gündemi işgal etmesine müsaade etmeyelim” diye konuştu.
“Muhalefetin eleştirilerinin makul olanlarını dikkate alacağız”
Başbakan Yıldırım, “Bundan sonra da KHK’lar olacak. Bugüne kadar çıkardıklarımız bu haftadan itibaren Meclis gündemine girmeye başladı. Meclisimizde bunlar görüşülecek ve Meclis onayından sonra kalıcı hale gelecek. Muhalefet partilerinin eleştirilerinin makul olanlarını görüşmelerde dikkate alacağımızı genel başkanlara ifade ettik” dedi.
“Kim haksız yere sınav kazandıysa kulağından tutup atacağız”
Başbakan Yıldırım, “2010 KPSS’de soruları dağıttılar. 86.000 memurun haksız yere döktüğü teri şaibeli hale getirdiler. Mahkeme 2010’da KPSS’ye giren bütün memurların sınavını iptal etti. Ne yapacağız. 86.000 tane devletteki memuru çıkaracak mıyız? Elbette değil. Biz adalet ve kalkınma partisiyiz. Bunları tek tek inceleyeceğiz. kim soruları çalışmışsa kim haksız yere sınav kazandıysa bunların kulağından tutup atacağız. Ama alın teriyle kazananların haklarını koruyacağız” diye konuştu.
“15 Temmuz’da tırnağından yaralanan bile gazi olacak”
Başbakan Yıldırım, “Şehit ve gazilerimizle ilgili yeni bir düzenleme daha yapacağız. Şehit ailelerine aylık bağlanması için SGK prim borcu olmaması gibi saçma sapan bir kural var. Onu KHK ile ortadan kaldırdık. Borcuna harcına bakmadan hepsi siliniyor ve gereken yapılıyor. Yaralanan gazilerimiz için bir kural vardı. Yüzde 40 iş göremezlik. Bunu hayatını ortaya koymuş göğsünü toplara siper etmişler gazilerimize sen ‘Yüzde 10, yüzde 30 yaraladın mı’ diyeceğiz. Yakışır mı Türkiye’ye? Yakışmaz elbette. Yarasının ölçüsü ne olursa olsun o yarayı hafifletmek onların gönlünü kazanmak bizim ne önemli görevimizdir. Parmağının tırnağı bile yaralanmışsa onlar da gazi olacak ve haklarından yararlanacaklardır. Çünkü onlar Türkiye’nin geleceğini kurtardılar. Ayrıca gazilerimize iş vereceğiz” dedi.
“Eminim ki Suriye ve Irak’ta da sorunları çözeceğiz”
Başbakan Yıldırım, “Siz emredeceksiniz dünyada garibanlar ölmeye devam edecek. Olmaz böyle şey. Bu bölgede Türkiye bölge ile ilgili sorumluluğu var. Bunun gereğini biz yapmalıyız. Suriye’de çözüm, nasıl İsrail’de Rusya’da ilişkileri normalleştirdiysek sorunlarımızı çözdüysek buralarda da sorunları çözeceğiz eminim ki Suriye ve Irak’ta. Nasıl? İki önemli şartımız var: Birisi Türkiye’nin toprak bütünlüğü Suriye’nin toprak bütünlüğü korunacak. ‘Batı’yı sana doğuyu sana’ öyle bir şey yok. Kim kimin malını veriyor kardeşim. Kimin malını kime veriyorsun, geç bunları. Biz buraya bir Kürt devleti uyduralım böylece Türkiye ve Ortadoğu arasında bir Kürt oluşumu kurulsun. Bu düşüncelerle bu bölgenin sorunları çözülmez. İran, Türkiye bu bölgeyi en iyi bilen ülkelerdir. Sorunların en iyi çözümünü bu ülkeler getirecektir. Diğerleri Amerika ve Rusya koalisyon güçleri gerçekte çözüm istiyorlar, çözüm mutlaka sağlanacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğü korunacak, tüm vatandaşları Arap’ı, Kürt’ü Şii’si, Sunni’si ülkenin kaderine sahip çıkacak. Mezhep esasına dayalı bir yönetim dayatılmayacak. Bunlar olduktan sonra çözüm olmaması için bir neden yok. Bunun için Türkiye gereken çalışmaları diğer paydaşları ile yapıyor ve yapmaya devam edecek. Önümüzdeki aylarda kayda değer bir gelişmeyi yaşayacağız” dedi.
“Adım bile Alevi kardeşlerimiz tarafından konulan bir addır”
Başbakan Yıldırım, “Bugün Nevşehir’de Hacıbektaş’ta anma toplantıları var. Buradan Alevi kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz. Ben Alevilerin ve Sünnilerin bir arada dostça yaşadığı bir ilden geliyorum. Adım bile alevi kardeşlerimiz tarafından konulan bir addır. Bizi mezhep farklılıklarıyla ideolojik farklılıklarla bölgesele farklılıklarla birbirimize düşürmeye çalışanlar geçmişte olduğu gibi bundan sonra da başarılı olamayacaklardır. Nevşehir’de o etkinliklerde Kültür ve Turizm Bakanımız hükümetimizi temsilen katılacak ve gereken mesajları verecek. Sivas’ta, Başbağlar’da, Çorum’da, Maraş’ta birbirimize düşmemiz için harekete geçtiler ama başarılı olamadılar, bundan sonra da olamayacaklar” diye konuştu.