Hüseyin Utku'yu Öldürme Özgürlüğü Olur Mu?



Ülkemiz uzunca bir süredir terör eylemleriyle sarsılıyor. Bu eylemlerde yüzlerce vatandaşımızı, polisimizi, askerimizi toprağa verdik.

       Çok değil, bir hafta kadar önce Diyarbakır’da 5 kişilik bir aileyi yok etti hain terör örgütü.

       Oğuz Kaan 8, Ceylinaz 3 yaşındaydı…

       Birkaç gün sonra yine Diyarbakır’da saldırdı PKK. Bu kez hedef emniyet müdürlüğüydü. 5 Yaşındaki Hüseyin’i ve babasını bu saldırıda kaybettik.

       Dün Van’da, bugün Elazığ’da ve Bitlis’te de PKK’nın bombalı saldırılarıyla sarsıldık.

       Van’da emniyet müdürlüğüne gerçekleştirilen saldırıda aracı kullanan Medet Oruç, DTCF öğrencisi çıktı.

       Ankara Üniversitesi’nde TGB’ye yönelik PKK saldırılarının başını çeken Medet Oruç, şimdi de karakolları bombalıyordu!

       Bombalı saldırılar, darbe girişimi derken bir yandan da sahte demokratların ‘özgürlük’ naralarıyla karşılaşıyoruz.

       Öyle bir ‘Özgürlük’ki bu FETÖ’cüyü de kapsıyor, PKK’lıyı da.

       Günlerdir haince saldırılar düzenleyen PKK’nın yayın organı Özgür Gündem kapatıldı.

       Bazı cephelerden hemen tanıdık çığlıklar yükseldi:

       ‘’Basın özgürlüğü kısıtlanıyor’’, ‘’Gazeteciler tutuklanıyor…’’

       Hemen her gün şehirlerimizi bombalayanların propagandasını yapan gazeteye mi özgürlük istiyorsunuz?

       Teröre özgürlük tanınabilir mi?

       Bu ‘özgürlük’ talebi demokratlıklarından değil, olsa olsa ikiyüzlülüklerindendir.

       PKK’lılara ve PKK’nın yayın organlarına ‘özgürlük’ diye nara atanlar, Hüseyin Utku’lara, Ceylinaz’lara kulak tıkıyorlar!



PKK ile mücadele, ABD ile mücadeledir!

       Bugün FETÖ’ye ve PKK’ya karşı verilen mücadele, ABD emperyalizmiyle mücadele anlamına gelir.

       Nitekim;
       -15 Temmuz’da darbe girişimiyle terör örgütü ilan edilen fakat 30 yıldır etkin bir şekilde Türkiye’ye ve Cumhuriyet devrimine saldıran Fethullahçı terör örgütü...

       -Yukarıda saydığımız saldırıları ve 30 yılı aşkın bir süredir yüzlerce hain saldırıyı düzenleyen PKK…

       Görünürde ikisi de farklı örgütler…

       Fakat ağababaları aynı.

       Bir terör örgütü, nereden beslenirse oraya hizmet eder.

       Bugün PKK da, FETÖ de ABD’nin, tasmasını elinde tuttuğu terör örgütleridir.

       ABD açısından bu dönemin yükselen piyonu PKK/PYD; kaybedeni ise FETÖ.

       FETÖ Türkiye’de başarısız oldu. Askeriyle, polisiyle birleşen milletimiz darbe girişimini engelledi.

       Yükselen yıldız PKK/PYD ise, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan ABD koridorunda en etkin rolü oynuyor.

       ABD’nin bölgede kalabilmesinin tek yolu koridoru oluşturmak.

       Türkiye’deki amacı ise TSK’yı koridordan uzak tutmak ve bölge ülkeleriyle muhtemel işbirliğimizi engellemek.

       Bunun için iç karışıklıklarla, kara güçleri olan PYD’ye, koridoru tamamlaması için zaman kazandırıyorlar.





Başarı: Ordu+Millet birlikteliği!

       Ülkemizi hergün kana bulayan PKK ile mücadele bazı zorunluluklar barındırıyor.

       PKK ile mücadeleyi sonuna kadar sürdürebilmek ancak anti-emperyalist bir bakış açısıyla gerçekleşebilir.

       Türk milletinin; Türküyle, Kürdüyle, ordusuyla ve polisiyle birleşmesiyle mümkün olur.

       Terör, ancak orduya yetki ve güven ile, komşu ülkelerle iş birliğiyle ülkemizden ve bölgemizden temizlenir…

       Bu zorunluluklar yerine getirildiği taktirde ülkemizde bombalar patlamaz, Hüseyin Utku’lar öldürülmez.

       Ülkemizi ve bölgemizi bölünmekten kurtaracak olan bu zorunluluklar devletimizin ve milletimizin omuzlarındadır.

       Sorumluluklarımızın farkındayız.

       Türk milleti ve Türk gençliği bu çözüme hazırdır.

       Şehitlerimizin yakınlarına ve milletimize baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.


Cem Dikmen
 TGB Genel Başkan Yardımcısı 

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)