Dün Bugündür!


3 Aralık : Arap harfleriyle tedrisat yapmak için gizli ya da aleni dershane açanlar hakkında 23 Eylül 1931 gün ve 12073 sayılı kararnamedeki yasaklama kaldırıldı.

20 Şubat : Rus yazarların kitaplarının okul kütüphanelerinden çıkarılmasına karar verildi.

24 Şubat : Kırşehir’de Atatürk büstü saldırıya uğradı.

7 Temmuz : Dünya Bankası Türkiye’ye 16 milyon 400 bin dolar kredi açtı.

4 Kasım : İlkokulların ders programlarına din dersi konuldu.

21 Ocak : Petrollerimizin işletilmesiyle ilgili ilk anlaşma bir ABD şirketiyle yapıldı.

21 Temmuz : Profesörlerin politika ile uğraşmalarını yasaklayan kanun kabul edildi.

8 Mart : Basını sıkı kontrol altına alan ve basın suçlarına yönelik cezaları yükselten Basın Kanunu kabul edildi. Hakaretle suçuyla yargılananlara iddialarını mahkemede ispat hakkı tanınması isteği reddedildi.

13 Ağustos : Bakanlar Kurulunca ortaokullarda din dersi okutulmasına karar verildi.

28 Eylül : Maliye, Istanbul’da hazineye ait 10 bin arsa ve 500 binayı satışa çıkardı.

17 Nisan : Atatürk Orman Çiftliğinden arazi satılabilmesine olanak tanıyan kanun kabul edildi. (Atatürk’ün elleriyle oluşturduğu ve Türk halkına armağan olarak bıraktığı bu çiftliğin bugün yağmalanmasına yol açan süreç böylece başlamış oldu).

28 Mayıs : Basın suçlularının affı tasarısı, mecliste reddedildi.

16 Temmuz : Ortadoğu’daki muhtemel karışıklıklara müdahale etmek amacıyla 11 bin ABD askerinin İncirlik üssüne indirilmesine başlandı.

19 Temmuz : Nükleer silah taşıyan ABD uçakları İncirlik üssüne indi.

09 Eylül : İzmir’in Kurtuluş Günü törenlerine siyasi parti temsilcilerinin katılması, iktidar aleyhine ve CHP lehine tezahürat yapılacağı endişesiyle yasaklandı.

13 Temmuz : Trabzon’da bir Amerikan üssü kuruldu.

21 Mayıs : Harp Okulu öğrencileri Ankara’da, hükümet aleyhinde sessiz bir yürüyüş yaptılar. Önlem olarak Harp Okulu öğrencileri tatile gönderildiler.

2 Mart: Cumhurbaşkanına hakaret davalarından mahkumiyet giderek artıyor.

28 Ağustos : Bir yazarın tarih kitaplarından İnönü’nün adını çıkartması tartışmalara yol açtı.

3 Aralık : Arap harfleriyle tedrisat yapmak için gizli ya da aleni dershane açanlar hakkında 23 Eylül 1931 gün ve 12073 sayılı kararnamedeki yasaklama kaldırıldı.

12 Aralık : Hükümet, CHP Genel Merkez Binasına el koyarak Hazine’ye mal etti.

25 Mart : Milli Eğitim Bakanı, solcu öğretmenlerin tasfiyesinin sürdüğünü açıkladı.

28 Mayıs : Hükümet, isçi sendikalarının faşist ve komünist sistemlerin bir öğesi olarak kurulduklarını ileri sürdü. Yeni bir sendika yasası hazırlama kararı aldı.

1 Temmuz : Atatürk’ün heykel ve büstlerine karşı ülke düzeyinde yaygınlaşmış olan saldırıları kınamak için yurdun çeşitli yerlerinde protesto mitingleri yapıldı.

5 Haziran : Lozan Antlaşmasına göre “Fener Rum Patrikhanesi’nin başındaki kişinin TC vatandaşı olması gerekir. “ Bu ilke ilk kez ABD’den uçakla gönderilen Athenagoras’ın Türkiye’ye sokulması ile ihlal edildi. Başbakan Athenagoras’ı ziyaret etti ve elini öptü.

24 Aralık : “Anayasayı Yasayan Dile Çevirmek” seklinde adlandırılan yasa önerisi ile 1945 yılında Türkçeleştirilmiş olan anayasa metni, yürürlükten kaldırıldı. 24 Nisan 1924’te kabul edilmiş olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu yeniden uygulamaya kondu, anayasadaki ÖzTürkçe kelimeler ayıklandı.

14 Aralık : Hükümet, CHP’nin menkul ve gayrı menkullerinin Hazineye devredilmesine yönelik yasayı çıkardı.

Tüm bunların günümüzde olduğunu sanıyorsunuz ama yanıldınız. Bunlar, Demokrat Parti döneminde yaşanılanların birkaçı. İnanın, çok daha fazlası, bire bir aynı diyeceğimiz çok olay var. Bilhassa TSK üzerindeki baskılar, subaylara yöneltilen davalar ve görevden almalarla birlikte; yargı, basın ve muhalifler üzerine yapılanlar adeta pes dedirtecek cinsten.

1960, 27 Mayıs öncesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel, DP hükümetini son kez uyarmak üzere Milli Müdafa vekiline bir mektup gönderiyor. Mektup, ihtilalden sonra açıklanırken, içeriğinde dikkat çeken şu detaylar yer alıyor:

Muhterem Vekilim,

Şu hakikati kabul etmek lazımdır ki, Kayseri hadiseleriyle başlayıp son karar ve feci olaylara kadar devam eden vak’alar vatandaş ruhunda derin teessür ve Hükümete karşı telafisi güç hoşnutsuzluklar yaratmıştır. Hele, Ordunun, talebelere karşı akılsızca kullanılması işin vahametini artırmış, Ordu mensuplarında huzursuzluk ve güvensizlik hisleri belirmiş, korkulan şey olmuş, Ordu politikaya karıştırılmıştır.

Sayın Vekilim,

Bu ahval küçümsenecek, cebir ve şiddetle geçiştirilecek şeylerden değildir. Memleket, Hükümet ve Partinizin düştüğü bu müşkül vaziyeti kurtarmak için sükunetli, fakat ciddi ve cezri tedbirler almak lazımdır. Bu tedbirler şunlar olmalıdır:

1-Cumhurbaşkanı istifa etmelidir. Çünkü bütün fenalıkların bu zattan geldiği hakkında memlekette umumi bir kanaat vardır.

2-Kabinede iyi kabul edilmeyen ve suihalleri bütün memlekette yayılmış bulunan zevat çıkartılmalı, yeni Kabine mutlak dürüst, makul, zorcu değil, adalet ve şefkat hissi taşıyan zevattan kurulmalıdır.

3-Istanbul, Ankara Valileri, Emniyet Müdürleri süratle değiştirilmelidir.

4-Ankara Örfi İdare Kumandanı derhal değiştirilmelidir.

5-Son çıkarılan ve tahkikat komisyonları ihdas eden kanun kaldırılmalıdır.

6-Mevkuf gazeteciler af kanunu ile kısa zamanda tahliye edilmelidir.

7-Son hadiselerde tevkif edilen talebeler serbest bırakılmalı, ilim müesseseleri yeniden faaliyete geçmelidir.

8-Şimdiye kadar çıkarılan bütün antidemokratik kanunlar tedricen kaldırılmalıdır.

9-Vatandaşın hürriyet ve eşit muamele hakkına mutlak surette riayet edilmelidir.

10-Ordunun meseleleri süratle halledilmelidir.

11-Din istismarcılığından vazgeçilmelidir.

12-Suiistimaller oluyor mu, bilmiyorum, fakat olduğu hakkında umumi bir kanaat mevcuttur ve milletin hükümete itimatsızlığına sebep olmaktadır. Bu gibi kötülüklerin süratle bertaraf edilmesi lazımdır.

13-Müstesna zamanlar ve günler haricinde Hükümet büyüklerinin memleket gezilerinde suni büyük vatandaş toplulukları ile karşılanmaları usulü terk edilmelidir.


Muhterem Vekilim,

Bu yazdıklarım asla bir parti ve politika mülahaza ve tesiriyle yazılmamıştır. Memleketin durumunun bu tedbirlerin alınmasını zaruri kıldığına inandığım için arz edilmiştir.

...

Ne dersiniz, dün bugün değil mi?..

Yorum sizin...


Bilge Altun

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)