AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in NATO’nun Ankara’nın safında durması gerektiğini söylediği anımsatılan yazıda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, geçen yıl, Rusya’ya yaklaştıkça NATO’ya sırtını döndüğü belirtilerek, “Türkiye hükümeti, yavaş yavaş Rusya’yla stratejik bir ortaklık kurma rüyasından uyanıyor” dendi.
‘Ankara, NATO’yu yeniden keşfetti’ (Ankara entdeckt die NATO wieder) başlıklı yazıda öne çıkan bölümler şöyle:
“Türkiye’nin hedefi, Suriye rejim güçlerini gözlem noktalarının gerisine itmek. Türk ordusu Suriye’ninkinden üstün. Ancak, Rusya, Suriye üzerindeki hava hükümranlığıyla müdahale ederse ve Türk kentleri bombalanırsa ortalığın yangın yerine dönmesi tehdidi söz konusu olur (…)
Putin’in, Esad’ı frenleyebildiği umut ediliyor. Peki, Putin, alaycı davranış biçimiyle neyi hedefliyor? Suriye’yi zaten kendisine bağlı hale getirdi; Kremlin’in yardımı olmadan var olamıyor. ABD’nin Suriye’de aktör olma isteğinden vazgeçmesini de sağladı. O zaman iki amacı olabilir: Avrupa’yı istikrarsızlaştırmak ve Türkiye’ye boyun eğdirmek. Onlara da sürecin efendisinin kim olduğunu göstermek. Bunu yapabilmek için Putin’in elinde Suriye’de, özellikle de İdlib’de etkili bir manivela var. Kremlin’e hükmeden isim isterse Türkiye’yi ve Avrupa’yı milyonlarca sığınmacıyla karşı karşıya bırakabilir.
Avrupa’yı, Suriye’nin yeniden yapılandırılması sürecini finanse etmeye zorlayabilir
Putin’in bir başka hedefi de Avrupa’yı -Şam rejimi siyasi anlamda ödün vermek zorunda kalmadan- Suriye’nin yeniden yapılandırılma sürecini finanse etmeye zorlamak olabilir. Rusya, uzun zaman önce ülkenin yeniden inşası için bir programı vardı ancak Avrupa, Şam rejiminin bekasını finanse etmek istemediği için reddetmişti. Özgür seçimlerin yapıldığı, işkence yapılan cezaevlerinin olmadığı bir Suriye ne Esad’ın ne de Putin’in işine gelir. Avrupa, yeniden yapılandırmayı finanse etmek ya da sığınmacı akını arasında seçim yapabilir (…)
İdlib acı veren bir ders
İdlib acı veren bir ders. Rusya’nın oradaki tutumu, Türkiye’nin, Avrasya yönelimi pahasına Batı’yla bağlantısından vazgeçmek durumunda kaldığına dair tehlike olduğuna işaret ediyor. Putin, Türkiye’nin iplerini elinde tutuyor: Ya itaat edecek ya da Rusya yeni bir sığınmacı krizi çıkaracak ve Suriye’nin kuzeyinde bir özerk Kürt bölgesi kurulmasına izin verecek.
Bilinmeyen şey ise Erdoğan’ın büyük zarar görmeden Rusya’nın şantajına boyun eğmeyi başarıp başaramayacağı. S-400’leri satın alması Batı’yla ilişkisine neredeyse onarılamayacak zarar vermişti.
İdlib’de rejimin (Suriye) kullandığı kanlı yöntemlerinden çıkarılacak bir ders de Suriye için çok az umut olduğu. Silahların sustuğu bir ülke olsa bile yeni isyanların tohumlarını içinde barındıracak. “