2. Dünya Savaşı boyunca yaklaşık olarak 6 milyon Yahudi öldürüldü. Ders kitaplarımızda bu vahşet yer alır. Ama Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 10 milyondan fazla insan öldürüldü ve pek çok kişinin hatta çoçukların el, ayak ve annelerin bağırsakları kesildi. Bizim okul kitaplarımızda bu konuda tek bir satır yer almaz
Kongo'nun, Belçika sömürgesi olduğu dönemde fildişi avcılığında, kauçuk üretiminde çalışmayı reddeden ya da beyefendiye itaat etmeyenlerin elleri veya diğer uzuvları kesildi.
Hitler'in yaptığı soykırım tabi ki küçümsenemez. Ama burada adil olmalıyız. Kral II. Leopold'un yaptırdıkları da görmezden gelinemez.
1865 yılında Belçika tahtına geçen 2. Leopold, krallığını 1909 yılına kadar sürdürdü.
1876 yılında Brüksel'de düzenlenen jeofizik konferansında tüm emperyalist ülkelerin geliştirdiği söylemle: ''Dünyanın henüz nüfuz edilemeyen tek yöresini medeniyete kavuşturmak, oradaki halkların üstünde duran karanlığı delmek, kanımca içinde bulunduğumuz bu ilerleme çağına yaraşır bir seferidir.'' dedi.
Bu toplantı sonrası 2. Leopold başkanlığında Uluslararası Afrika Derneği kuruldu.
21. yüzyılda Amerika'nın ''Ben Irak'a demokrasi, özgürlük ve insan hakları getireceğim'' söylemine ne kadar çok benziyor, değil mi? Hepimiz tanığız, Irak işgali sonrası, 1 milyondan fazla insan öldürüldü.
Toplantıda böyle konuşan 2. Leopold, 1878'de Kongo havzasını araştırmak için gönderdiği Henry Mortan Stanley'e verdiği özel talimatta, ''...Alabildiğin kadar toprak al ve egemenliğimiz altında topla. ...En kısa sürede tak bir dakika kaybetmeden, Kongo ağzından Stanley çağlıyanlarına kadar tüm ticaret yollarını ele geçir. Bu mümkün olduğu kadar büyük bir devlet yaratma ve yönetme projesi. Bu projede zencilere en ufak bir söz hakkı vermeyeceğimiz açıkça anlaşılmalı...'' der.
Aldığı talimatı yerine getiren Stanley, o dönemde çok ihtiyaç duyulan, lastik yapımında kullanılan kauçuk elde etme ve fildişi temininde yere halkı zorla çalıştırdı.
Çalışmayı reddedenleri ve çıkacak isyanları engellemek amaçlı, yerel halktan bir Halk Ordusu oluşturdu. Yetişkinler yetmeyince çocuklar da çalıştırılmaya başlandı.
Kendilerine göre yeterince çalışmayanların önüne çocuklarının kesik el veya ayakları kondu, daha seri çelışmaya zorlandı.
İsyancılar katlediliyor, askerlerin boşa kurşun atmadıklarını kanıtlamaları için, vurdukları kişinin kesik elini getirmesi isteniyordu.
Misyoner Joseph Clark dönüşte gördüklerini, ''Kongo'da olanları tekrar görmektense ölmeyi tercih ederim.'' diyerek ifade etmiştir.
Tahttan indirildiğinde, 20 milyonun üzerinde nüfusa sahip Kongo'da yaşayan insan sayısı 9 milyona düşmüştü.
ABD'de polisin öldürdüğü George Floyd için, düzenlenen protesto gösterileri esnasında heykeli tahrip edilen ve önünde Kongo Demokratik Cumhuriyeti bayrağı açılan Kral 2. Leopold, işte bu caniydi.
Dünyadan gelen tepki sonrası tahtan indirilen, Belçika'ya kazandırdığı para nedeniyle yüksek maaşla emekli edilen 2. Leopold'un, işlettiği insanlık suçu nedeniyle lanetlenmesi yerine heykelleri dikildi.
Geçmişleri işledikleri insanlık suçuyla dolu olan emperyalist ülkelerin, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere karşı dillendirdikleri demokrasi, özgürlük ve insan haklarında ne kadar samimi olduklarını, işgali yaşamış bir ülkenin çocukları olarak iyi kavramalıyız.
Osman Gazi OKTAY