Sosyalist hareketin saygın isimlerinden, eski TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın da yaşama veda etti.
Türkiye İşçi Partisi’nde adı Behice Boran’la birlikte anılan Sargın, 12 Eylül askeri darbesiyle yurtdışına çıkmış, Avrupa’da 7 yıl süren “politik göçmenlik”ten sonra TBKP (Türkiye Birleşik Komünist Partisi) yöneticisi olarak eski TKP Genel Sekreteri Nabi Yağcı (Haydar Kutlu) ile birlikte yurda olaylı bir dönüş yapmışlardı.
Nihat Sargın, “Dönüşten Özgürlüğe 900 Gün” adlı kitabında Türkiye’ye dönüş serüvenini ve “TBKP davası”nı anlatır.
28 Kasım 2006 yılında imzalayarak göndermiş kitabını Sargın; kapağında kırmızı karanfillerle özgürlüğe merhaba diyen, yüzündeki buruk tebessümü yansıtan bir fotoğrafı var. Yurda dönüşü de bir kasım ayında gerçekleşmişti.
Kutlu ve Sargın, üç yıl süren bir mücadelenin sonunda 1980 darbesinin politik sürgünlerine dönüş yolunu açarken TCK’nın 141, 142. maddelerinin kaldırılmasında öncü rol oynadılar.
Geriye bakınca, 1987-90 yılları arasında geçen “900 gün”de bile ülkenin demokrasi yolunda ne denli ağır ilerlediği görülecektir.
TİP ve TKP, 1987 yılında birleşme kararı alıyorlar. Kutlu ve Sargın’ın TBKP adıyla “legal” siyasete ve Türkiye’ye dönüş kararını açılayacakları Brüksel’deki basın toplantısından birkaç gün sonra Behice Boran yaşamını kaybediyor. Boran, askeri cunta tarafından yurttaşlıktan çıkartıldığı için cenazesinin Türkiye’ye gönderilmesinde çıkabilecek sorunlar tartışılıyor. Beklenmedik şekilde TBMM’deki törene izin veriliyor.
Nihat Sargın, Behice Hanım’la ilgili şu notu düşmüş kitaptaki resimaltına: “Boran’ı ülkeye uğurluyoruz, hepimizden önce gidiyor Türkiye’ye, cenazesiyle dahi hesap sormaya ve cuntayı bir kez daha sarsmaya.”
TBMM’deki törene Erdal İnönü ve Bülent Ecevit de katılmışlar.
İstanbul’da ise 25 bini aşkın kalabalık uğurlamış Boran’ı. Darbeden önceki son 1 Mayıs’ta sıkıyönetim altındaki İstanbul’da Behice Boran ve arkadaşları sokağa çıkıp işçi sınıfı bayramının engellenmesine karşı koymuşlardı.
Nihat Sargın 1987 sonbaharında Türkiye’ye dönüş kararı almalarında, siyasi yasakların kalkmasının, Özal’ın AB başvurusunun ve ülkede giderek yükselen demokratik muhalefetin önemini vurgular.
Buna rağmen başlarına gelmedik iş kalmıyor.
Kutlu ve Sargın’ın uçakla Ankara’ya geldikleri günü çok iyi anımsıyoruz.
Gözaltına alındılar. Ve 19 gün emniyette kaldılar.
İşkence gördüler.
Nihat Sargın DAL Grubu’nda “Filistin Askısı”na çekildiğini anlatır kitabında.
O dönem için yüz karası sayfalar.
TBKP davası başladıktan sonra da çile bitmedi. “Ölüm orucu”na başladılar. Serbest kaldıklarında 1990 yazına gelinmişti. TBKP tabelasını 4 Haziran’da partiye astılar.
Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde Nihat Sargın’ın emeği büyüktü.
Saygıyla anıyoruz.
Derya Sazak
Milliyet
Türkiye İşçi Partisi’nde adı Behice Boran’la birlikte anılan Sargın, 12 Eylül askeri darbesiyle yurtdışına çıkmış, Avrupa’da 7 yıl süren “politik göçmenlik”ten sonra TBKP (Türkiye Birleşik Komünist Partisi) yöneticisi olarak eski TKP Genel Sekreteri Nabi Yağcı (Haydar Kutlu) ile birlikte yurda olaylı bir dönüş yapmışlardı.
Nihat Sargın, “Dönüşten Özgürlüğe 900 Gün” adlı kitabında Türkiye’ye dönüş serüvenini ve “TBKP davası”nı anlatır.
28 Kasım 2006 yılında imzalayarak göndermiş kitabını Sargın; kapağında kırmızı karanfillerle özgürlüğe merhaba diyen, yüzündeki buruk tebessümü yansıtan bir fotoğrafı var. Yurda dönüşü de bir kasım ayında gerçekleşmişti.
Kutlu ve Sargın, üç yıl süren bir mücadelenin sonunda 1980 darbesinin politik sürgünlerine dönüş yolunu açarken TCK’nın 141, 142. maddelerinin kaldırılmasında öncü rol oynadılar.
Geriye bakınca, 1987-90 yılları arasında geçen “900 gün”de bile ülkenin demokrasi yolunda ne denli ağır ilerlediği görülecektir.
TİP ve TKP, 1987 yılında birleşme kararı alıyorlar. Kutlu ve Sargın’ın TBKP adıyla “legal” siyasete ve Türkiye’ye dönüş kararını açılayacakları Brüksel’deki basın toplantısından birkaç gün sonra Behice Boran yaşamını kaybediyor. Boran, askeri cunta tarafından yurttaşlıktan çıkartıldığı için cenazesinin Türkiye’ye gönderilmesinde çıkabilecek sorunlar tartışılıyor. Beklenmedik şekilde TBMM’deki törene izin veriliyor.
Nihat Sargın, Behice Hanım’la ilgili şu notu düşmüş kitaptaki resimaltına: “Boran’ı ülkeye uğurluyoruz, hepimizden önce gidiyor Türkiye’ye, cenazesiyle dahi hesap sormaya ve cuntayı bir kez daha sarsmaya.”
TBMM’deki törene Erdal İnönü ve Bülent Ecevit de katılmışlar.
İstanbul’da ise 25 bini aşkın kalabalık uğurlamış Boran’ı. Darbeden önceki son 1 Mayıs’ta sıkıyönetim altındaki İstanbul’da Behice Boran ve arkadaşları sokağa çıkıp işçi sınıfı bayramının engellenmesine karşı koymuşlardı.
Nihat Sargın 1987 sonbaharında Türkiye’ye dönüş kararı almalarında, siyasi yasakların kalkmasının, Özal’ın AB başvurusunun ve ülkede giderek yükselen demokratik muhalefetin önemini vurgular.
Buna rağmen başlarına gelmedik iş kalmıyor.
Kutlu ve Sargın’ın uçakla Ankara’ya geldikleri günü çok iyi anımsıyoruz.
Gözaltına alındılar. Ve 19 gün emniyette kaldılar.
İşkence gördüler.
Nihat Sargın DAL Grubu’nda “Filistin Askısı”na çekildiğini anlatır kitabında.
O dönem için yüz karası sayfalar.
TBKP davası başladıktan sonra da çile bitmedi. “Ölüm orucu”na başladılar. Serbest kaldıklarında 1990 yazına gelinmişti. TBKP tabelasını 4 Haziran’da partiye astılar.
Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinde Nihat Sargın’ın emeği büyüktü.
Saygıyla anıyoruz.
Derya Sazak
Milliyet