Kılıçdaroğlu'ndan tarikat açılımı!

DENİZLİ

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan iki gündür ezber bozan, yeni açılımlara yönelen sözler duyduk.
Önceki gün, Öcalan ve BDP tarafından da dile getirilmiş olan “Hakikat Komisyonu”na destek verdi.
Dün de Denizli-İstanbul-EskişehirAnkara turunda CHP’nin geçmiş politikalarından farklı iki önemli konuya değindi.
İlk söylemi tarikatlara ilişkindi; hem de kendiliğinden, herhangi bir hazırlığı olmadan geldi.
Denizli Ticaret Odası’nda, AK Parti il kurucularından Mehmet Eyüboğlu’nun siyasal mücadeleye sığmayan tahrik dolu sorusuna CHP’lileri yatıştırdıktan sonra yanıt verdi.
Hemen söylemeliyim, Kılıçdaroğlu öfkelenince daha etkileyici konuşuyor.
En acı rakamları dahi Turgut Özal gibi kıvrak ve etkileyici kullanıyor; yürekten yakalıyor.

‘TARİKATA LAF ETMEYİN’
Bu konuşmasında, “İktidarımızda TOKİ, üniversitelere yurt yapacak” deyince salondan, “Tarikatlardan kurtaralım” sesleri yükseldi.
Kılıçdaroğlu, iki elini havaya kaldırıp, “Arkadaşlar” diye yüksek sesle tepkileri susturdu ve ekledi:
“Tarikatlara laf etmeyin. İnanca laf edilmez. Ama tarikat da siyasete girmeyecek...”
Denizli’den İstanbul’a gelirken sözlerini anımsatıp biraz açmasını rica ettik.
“Siyasetin işi tarikatları suçlamak değil” diye başlayıp ekledi:
“Tarik demek ‘yol’ demektir. O onun gönlündeki yoldur, inançtır. Herkesin inancına saygılıyız. Siyasetin konusu, inançları sorgulamak değil. Onu siyaset dışında tutmak gerekir. Belli inanç gruplarına sahip insanlar bir araya gelebiliyorlar. Buna saygı duymamız gerekir. Manevi dünya siyasete taşınmamalı. Allah ile kul arasına kimse girmesin. Bu tür söylemlerin olur olmaz her yerde söylenmesi de siyasal partilere yarar değil, zarar getirir.”

SİYASALLAŞMAMIŞ TARİKAT
“AKP bunu CHP’ye karşı hep kullandı” tespitinde bulundu, “Partililerimizi bu tuzağa düşmemesi için uyarıyorum” deyip devam etti:
“Tarikatların siyasalaşması, demokrasinin önündeki en ciddi engellerdendir. Sandığa, size empoze edilen bir olguyu ya da taraftarlarını iktidara getirme çabası içinde olursanız, buna demokrasi denmez. Demokrasilerde her şey özgürce tartışılır.”
Tarikatlar aracılığıyla halkın sömürüldüğünü söyledi.
Bir de örnek verdi:
“Holdingler kurup pek çok insanın alın terini yurtiçi ve yurtdışında çaldılar. Artık bunlardan inanan insanlarımızın da ders çıkarması lazım. İnançları sömürenler, inançlara en büyük kötülüğü yapanlardır. Biz, siyasallaşmamış tarikatlara saygılıyız.”
Kullandığı dilin geçmiş CHP söylemleriyle 180 derece zıt olduğunu söyledim.
Bana katıldığını belirtip devam etti:
“Halka daha yakın bir dil oluşturmaya çalışıyoruz. Halkın partisi olduğumuzu söylüyoruz ve halkla kucaklaşmak istiyoruz. Daha özgür bir toplum yaratmak adına bunları söylüyoruz.”

CEMEVLERİNİN DURUMU
Sivil toplumla buluşmasında cemevleri konusu açıldığında, “Devrim kanunları Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhudur” diye tepkisini koydu.
Bunun anlamını sorduğumuzda ise sözlerini şöyle açtı:
“Cemevlerinde insanlar ibadetlerini yapıyorlar. İbadethaneler dediğiniz zaman cami de, kilise de, havra da, cemevi de aynıdır. Devrim kanunlarıyla ilgisi yok. AKP devrim kanunlarını gerekçe göstererek Alevilerin cemevi taleplerini engellemeye çalışıyor.”

ÜCRET SENDİKACILIĞI
CHP’nin bugüne kadar savunageldiği bir diğer olgu da sendikacılıkla ilgiliydi.
Kılıçdaroğlu, “Ben ücret sendikacılığına karşıyım” diye söze başladı.
“Ücret sendikacılığının işletmelere ağır faturası oldu” deyip devam etti:
“İşyerinin de yaşaması, rekabet edebilmesine olanak sağlayacak bir anlayış içinde hareket edilmesi gerekir. Bu güvence sağlanırsa örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller de kaldırılmış olur. Yoksa işletme batınca işçi de bundan zarar görüyor. İşletmenin de uluslararası rekabete dayanacak güçte çalışması gerekir ki işçi de kazansın. Bunu en fazla düşünmesi gereken işveren kadar işçidir de...”
On yıl önce bir CHP lideri bunları söylese, ya partiyi satmakla ya da laikliğe eksen kaydırması yapmakla suçlanırdı.
Oysa merhum Ecevit, Türkiye’nin gerçeği çerçevesinde bu adımı atmış, DSP’ye önemli oy kazandırmıştı.
Baykal ise dolaylı yoldan bunları söylese de daha ileri adım atmakta temkinli davranmıştı.
Bugün bu söylemler CHP’ye ne getirir bilinmez; ancak demokrasiye katkısı da yadsınamaz.

Habertürk

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)