Konumuz, Amerika’da başlayıp tüm Pazar ekonomisi ile yönetilen ülkeleri etkileyen Wall Street işgalleridir.
Her yaştan, her meslekten, her guruptan, her milletten tepkinin kapitalizme yönelik olması, Renkli Devrimler döneminin kapandığına işaret etmektedir.
Finans (mali) dolandırıcılığın ve manipülasyonların, işsizliğin ve fukaralığın asıl sebebi olduğu açıklamaları, dünyada yeni bir döneme girildiğinin işaretlerini vermektedir.
Sorulması gereken sorular şunlardır.
Wall Street işgallerinin sonunda, kapitalizm bir reforma tabi tutulur mu?
Bu hareketin mimarı kim, yani hareketin özüne yön veren ideoloji nedir?
Bu hareketten doğru bir muhalefet imal edilebilir mi?
Gene biraz tarihe bakmak lazım.
Bilindiği gibi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, serbest Pazar(Free market), liberalizmin sol ile yaptığı ittifak ile mümkün olmuştur.
Amerika Avrupa’da gelişmekte olan sol örgütlenmenin önüne geçmek için sosyal demokratlar ile işbirliğine girmiştir.
Hatırlayalım. Fransa’da Sosyalist Parti, İngiltere’de İşçi Partisi, Almanya’da Sosyal Demokratlar sermaye ile işbirliği yapmışlardır.
Amerika’yı ise, her iki partiyi de “ partizan olmayanlar” adı altında ekonomik elitler yönetmiştir.
Bahsettiğimiz bu ekonomik elitler, Avrupa’daki sivil toplum örgütlerini fonlamışlardır. Yani derneklere para vermişlerdir.
Ki bu sivil toplum örgütleri, önceleri hep sosyal protestoların içinde yer almış örgütlerdir. Yani bizde 1980’lerden sonra yapılan sivil toplum operasyonları, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra başlamıştır.
Uzatmayalım, sonuçta tüm yönetimler tekellerin denetimine girmiştir.
Aynı tehlike şimdiki Wall Street protestocularının yönlendirilmesi hususunda da uygulanabilir.
Rockefeller, MacArtur, Tides gibi tekellerin işgalcileri desteklemeleri hayra alamet değildir.
Anlayacağımız şudur; ortaya çıkan hareketin bir ideolojisi ve önderi yoksa sadece bir olgu ve tepki olarak ortaya çıkıyorsa, kısa zamanda ekonomik elitlerin denetim ve yönlendirmesine maruz kalabiliyor.
Önder parti bu tür örgütlenmelerde yoksa veya etkin değilse, hareket hemen egemen sınıfların denetimine geçmektedir. Tıpkı Mısır ve Tunus’da olduğu gibi.
Hareket ekonomik elitlerin eline geçecek, öyleyse bu hareketlere hiç girişmeyelim demek de çok yanlıştır.
Bu tip hareketlenmeler olacaktır. Bazen ekonomik elitlerin denetimine girecektir, bazen de doğru önderini bulup, doğru örgütlenmeler ile başarıya ulaşacaktır.
Bu bir iktidar mücadelesidir. Hiç kimse iktidarı halka, gümüş tepsi içinde sunmaz.
Wall Street ve diğer ülkelere yayılan, kapitalizm karşıtı bu ayaklanmalara bu gözle bakmamız gerekir diye düşünülmelidir.
Bülent ESİNOĞLU
İLK KURŞUN