Ölümsüz Lideri Saygı, Şükran ve Gururla Andık


10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası'nda yine hüzünlüydük. Yine çoğumuzun yaşarken göremediği o büyük devlet adamına üzüldük.

Yaşarken görmediği bir çehreye ancak bu kadar hayranlık ve özlem duyar insan.

Atatürk, iyi bir asker, muhteşem bir devlet adamı, süper bir insandı. Atatürk ile ilgili ilk akla gelen bu tanımlamalardır herhalde. Tabi onun dehasını anlayanlar fakındadır bunun. Ya anlamayanlar?..

29 Ekim'in akabinde 10 Kasım'a kadar gelen süreçte, Atatürk'ü anlamak anlatmak doruk noktasına ulaşmaktadır. Yazarlarımız, şairlerimiz her zaman olduğundan daha fazla değinirler bu konuya. Çünkü bu konuya değinmek zorunda hissederler, çünkü anlamanın önüne engel koyanlar vardır, çünkü doğrular yanlış aktarılmaktadır. Üzerlerine aldıkları bu sorumluluk edası ile çoğu yazarımızda köşelerinden ders verirler.

Ülkemizde Atatürk konusunda hala Atatürk'ü anlatmak ve anlamak çabasındayız. Bizim bu konuyu çoktan aşıp Atatürk'ün çevresindekiler ile paylaştığı şu söze dikkat çekmemiz gerekmektedir.

"Beni övme sözlerini bırakınız; gelecek için neler yapacağız, onları söyleyin!"

Atatürk'ten aldığımız temelle ve ilhamla, ilke ve inkilaplarını, fikirlerini sürekli ilerletme durumundayız. Bunu başaracak tohumların yeşerdiği inancım, hiç bir zaman kaybolmadı.

Çünkü biliyorum ki kudretimizi damarlamızdaki asil kandan almaktayız.

Atatürk diyor ki,

Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)