Çiçek çok bekler


Daha demokrat, daha özgür bir Türkiye ülküsü, yeni anayasanın hareket noktasıdır.

Ama “Ne ekersen onu biçersin” demişler.

Eğer ruhlar özgürlük ve demokrasi ile beslenmiyorsa hayalini kurduğumuz cenneti yaratamayız. Neye lâyıksak oraya varırız.

Bir TV mülâkatında Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e hatırlatıldı:

“Birçokları kanuni takibata uğramaktan korkuyoruz gerekçesiyle görüş açıklamıyor!”

Bu doğrudur; üniversitelerden bile sadece biri taslak gönderdi.

Bu durum yeni YÖK düzeninin üniversiteleri ne kadar zavallı bir duruma getirdiğini gösteriyor.

Korku dağları bekliyor.

TBMM Başkanı, kimsenin korku duymasına gerek olmadığını anlatırken şunları söyledi:

“Bize gelen görüşleri ‘hukuka aykırıdır’ diye savcılığa vermiyoruz!”

Çağdaş Gazeteciler Derneği son KCK operasyonu ile tutuklu gazeteci sayısının 99’a ulaştığını öne sürdü.

Açıklama, meslek adına yapılan cesur bir özeleştiriydi ve özetle şöyle deniyordu:

“Gazetelerin, televizyonların, ajansların baskı karşısında sindiğini gördükçe mesleğimizden utanıyoruz. Peki ya siz gazete yöneticileri, anchorman’ler, editörler, yazarlar; arkadaşlarınız bir bir götürülürken yüzünüz kızarmıyor mu? Bu suskunluğun bir gün gelip sizi de vuracağını hâlâ görmüyor musunuz? Utanmıyor musunuz?”

İyi bir anayasayı özgür düşünceli, korkutulmamış insanlar yapabilir. Medyası özgür olmayan bir ülke, “toplumsal mukavele” tarifine uyacak bir anayasa yapamaz..

Türkiye’ye maalesef polis devletinin boğucu havası çöktü.

İçişleri Bakanı Şahin’i dinleyenler nefes darlığının sebebini anlayabilir.

Bakan, resim yaparak, şiir veya makale yazarak terör propagandası yapanların bulunduğunu öne sürerek şöyle devam ediyor:

“Terörle mücadele edenle mücadele ediliyor. Arka bahçe İstanbul’dur, İzmir’dir, Viyana’dır, Londra’dır, Washington’dur. Üniversitede kürsüdür, dernektir, sivil toplum kuruluşudur. Oraya da sızmışlardır. Bakmışsınız kültür, eğitim derneği, bakarsınız ‘think tank’ kuruluşu...”

Türkiye’deki güvenlik siyaseti de, polisin acımasızlığı ve özel yetkili mahkemelerin cezacı inadı da ilhamını Bakan Şahin’in seslendirdiği bu kuruntulardan alıyor.

Adalet ve özgürlük havası, yeni anayasadan önce gelmeli ülkeye. Bu kasvet, ancak böyle dağılır, cesaret öyle uyanır.

Yoksa TBMM Başkanı Cemil Çiçek taslak gelecek diye daha çoook bekler!

Doğru çözüm veto!

Milletvekili aylığının 19 bin liraya çıkması halkta büyük tepki uyandırdı.

Tabii siyasi sömürü malzemesi de çıktı.

İktidar bu arada muhalif medya bırakmama çabalarının meyvelerini topladı!

“Kıyak maaş” yasası Meclis’ten 217 oyla geçti. Bu oyların 216’sı AKP’ye aitti. Dışardan tek oy CHP’li Toptaş’tan geldi.

Ama dünkü yandaş gazeteler, yapılan aç gözlülüğü CHP’ye yamıyorlardı.

Mesela Yeni Şafak’ın manşeti “CHP kıyak imzayı attı kayboldu” diyordu.

CHP medyadaki bu adaletsiz güç dağılımı ile seçime gitmeye nasıl razı olacak, düzeltmek için ne yapacak, merak ediyorum.

Tabii bugünün konusu kıyak maaş yasasını mahkûm etmektir.

CHP Anayasa Mahkemesi’ne gidecekmiş.

Çok risklidir.

Doğru çözüm Çankaya’dan vetodur!

Cumhurbaşkanı’nın adalete ve demokrasiye inancı varsa, hile ile geçirilmiş bu yasayı veto eder.

Milletvekilleri gözümüzün içine baka baka bu paraya ne kadar muhtaç olduklarını anlatsınlar, dinleyelim!

Güngör Mengi
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)