Karşı devrim


Eğer AKP’nin iktidarı döneminde, başından beri Atatürk’ün kurduğu, temel ilkelerini koyduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne ve devrimlerine karşı önceden tasarlanmış çok boyutlu bir uygulama hala varsa, akıllarına -gafletlerine- şaşarım! Bu planın, karşı devrim hareketinin önemli bir tarafı başarıya ulaştı; TC’yi koruyacak, kollayacak olan Türk Ordusu artık saf harici ve zehirli çiçekler, bitkiler gözlerimizin önünde büyümekte. Amaçları Cumhuriyeti ortadan kaldırmak. 2023 yılında Cumhuriyeti ortadan kaldırıp, kendi din esaslı devletlerini hatta hilafeti, padişahlığı kurmak...

***

AKP’nin Eğitim Bakanı “milli” diyemiyorum, dört dörtlük Bakanı Ömer Dinçer, Danıştay’ın “19 Mayıs Genelgesi”nin yürütmesini durdurması kararına, yani 19 Mayıs Bayramı’nın geçmişte olduğu gibi bütün yurtta kutlanmasını sağlayacak kararına şiddetle tepki gösterdi. Kararında ısrar edecekmiş. “Hukuki garabet” demiş. Doğrusunu söylemek gerekirse ortada hakikaten bir garabet var; Dinçer’in tavrı ve icraatı... Cumhuriyetin Atatürkçü, milliyetçi gençler yetiştiren milli eğitim sistemini kuran Hamdullah Suphi, Mustafa Necati, Reşit Galip gibi gerçek “Milli” Eğitim Bakanlarından sonra bugün, Cumhuriyetin geleceğini teminat altına alacak o kilit mevkide Ömer Dinçer’in bulunması büyük talihsizlik!..
“Dört dörtlük” eğitim sisteminin kurucularından, Atatürk’ün hitabesini özel okullar yönetmeliğinden çıkaran bu zat!...

***

Dinçer’e tepki, gerektiği ve umduğum gibi, bu büyük bayramları kısıtlanacak, anlamsız kılınacak gençlerden geldi. Danıştay 10. Dairesi bu kararını, bir Türk gencinin başvurusu üzerine almış. Bu genç Konya’da 25 yaşındaki bilgisayar programcısı Alper Ayhan, “Birinci vazifemi yerine getirdim” diyor... Kendisini ve cesur yürekli avukatı Ahmet Gürol Şağban’ı bu örnek olacak hareketlerinden dolayı candan kutlarım. Bu benim için, asıl bayram, umutsuzluğa düştüğüm şu sıralarda bir “hayat öpücüğü” oldu.
Atatürk’ün her kararında bir mana vardır. 23 Nisan’ı Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı yapmakla, 19 Mayıs’ı da Gençlik Bayramı yapmakla eserini genç kuşaklara emanet ediyordu.
Karşı Devrim, “mahşerinin” önde giden süvarilerinden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, vatan haini, -İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilen- İskilipli Atıf ile yine İskilipli olan ve sadece mezhepleri farklı olduğu için Türkler hakkında “katliam emri” gibi fetvalar veren Ebu Suud’a sahip çıktı: “Herkes ayağını denk alsın! Kim milletin hayatına, geleceğine kastederse bundan sonra hesabı sorulacak” diyor. Bu sözlerin hedefinde de tabii başta askerler var! “Hesaplaşmada” kim kaybedecek, göreceğiz. Birilerinin soyu sopu da o “hesaplaşmada” inşallah ortaya çıkar.

***

Yaşlarımız ilerledikçe akıllarımıza, dillerimizin ucuna eski anılar ve şarkılar geliyor. Son günlerde otuzlu yılların bir tangosu ağzımdan düşmüyor; “Yarın olsun, yarın olsun diye renkler soluyor / Neye baksam ne işitsem bana bin dert oluyor / Şu karanlık günlerin elbet gelecektir sonu / Kalbim özlüyor O’nu...” /

Altemur Kılıç
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)