Kadınların kürtaj indifadası



Başbakan yanlış hesap yaptı.
Kürtajı yasaklamanın kendisine puan getireceğini düşündü.
Çok da haksız değildi.
Diyanet bile Başbakan’ı destekleyen fetva yayınladı. Yani işler başbakanın hesaplarını doğrular bir gelişme gösteriyordu.
Ama kadınlar huzursuzdu. Bu müdahaleyi kabullenemiyorlardı.
Ufak ufak başlayan kürtaj isyanı birden yurdun bir çok yerine yayılıverdi.
Kadınlar kırıp dökmüyorlar, polisle çatışmıyorlar ama çok etkili eylemler yapıyorlar.
Düzenlenen yürüyüşlerde çok ilginç ve anlamlı pankartlar taşıyorlar.
Sağlık Bakanlığı’nın önünde kendilerini zincirliyorlar. ”Bedenime dokunma, karar benim” yazılı tişörtler giyiyorlar.
Bazıları ise bu sloganı vücutlarına yazdırıyor.
Kürtaj yasağından vaz geçilene kadar 241 kadın örgütü, bakan Fatma Şahin’i tanımama ve onunla görüşmeme kararı aldığını açıkladı.
Yani kadın bakanlığı ile bütün iletişimlerini kestiler.
Gelen haberlere göre kürtaj indifadasının (isyanının) Türkiye geneline yayılma eyilimi giderek artıyor.
Örneğin Perşembe günü bir çok ilde aynı anda büyük gösteriler yapılacak.
Sanırım Başbakan kürtaj çıkışını yaparken hesaplarının bu kadar şaşacağını görememişti. Görebilseydi bu işe kesin girmezdi.
Şimdi yapılacak iş belli. Başbakan bu işi uyutsun. Kürtajı ağzına almasın. Mevcut durum sürdürülsün.
Çünkü kadınlar bu yasağı kendilerine dönük bir baskı, hatta bir şiddet girişimi olarak görüyorlar ve buna isyan ediyorlar.
Yurt dışında ise bu yasak kadın haklarına müdahale olarak algılanıyor.
Sanırım Hillary Clinton da Başbakan’la yapacağı görüşmede kürtajın yasaklanması, ya da kısıtlanması konusundaki endişelerine dile getirecek.
Yani bu müdahale uluslararası bir olay haline geldi.
Tek çıkış yolu da başbakanın bu konuda geri adım atması.
Ama Başbakan’ın Kasımpaşalılığı tutar da üstüne üstüne giderse çok tatsız olaylar yaşanır.
——————–
Başbakan biraz geç kalmadı mı?
Bence biraz değil çok geç kaldı.
İşler bu noktaya gelmeden, yargı bu kadar ağır yaralar almadan önce Özel Yetkili Mahkemeler’i kaldırmalıydı.
Başbakan canavarı yarattı sonra da kendisi için tehlikeli hale geldiğini görünce önlem almaya karar verdi.
Ancak Başbakan bu konuda radikal bir karar alacağına Özel Yetkili Mahkemeler’in yetkilerini kısıtlamayı düşünüyor.
Bu çok yanlış ve yetersiz . Özel Yetkili Mahkemeler’in tamamen kaldırılması gerekir.
Demokrasilerde bu tip mahkemeler , hele böylesine sınırsız yetkilerle donatılmış olarak devam devam edemez.
Yüzlerce insan eşleri, çoluk çocukları ve yakınlarıyla perişan edildi. Sabahın köründe evler basıldı, insanlar yaka paça alınıp sorguya görütüldü.
Onbinlerce insan keyfi bir şekilde dinlendi ve bu dinlemelere dayanılarak tutuklanıp cezaevine atıldı.
Ağır hasta olanlara bile en ufak bir tolerans gösterilmedi.
Davalarda hukuk normları çiğnendi. Tutukluluklar haklı hiçbir gerekçe gösterilmeden yıllarca uzatılarak infaza dönüştürüldü.
Davalar zoraki genişlemelerle içinden çıkılmaz hale getirildi.
Sonuç hem yüzlerce insan mağdur edildi, hem de hukuk devleti ortadan kaldırılarak demokrasiye büyük bir darbe indirildi.


Tufan Türenç

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)