Bayrakları bayrak yapan ‘özel’lik!..


Ne kadar acı değil mi, artık terör yandaşları tahrik olmasınlar diye Türk askeri, Türk Bayrağı’nı kendi elleriyle asıldığı yerden indirebiliyor!..
Nerede yaşandı bu olay; PKK’nın 10 askeri şehit ettiği Hakkari’nin Beytüşşebap ilçesinde...
Yani, PKK’nın geçen hafta dağlarına PKK flaması çektiği Şemdinli’nin çok yakınlarında...
Yani, BDP lideri Selahattin Demirtaş‘ın, “PKK’nın kontrolünde” dediği “400 kilometrekarelik alan”ın içinde!..
Bu olay PKK terörüne önceki gün 10 şehit verilmesinden daha acı değil mi?.. Ancak başka büyük bir acı daha var; gaflet!..
Henüz 10 askerin cenazeleri yerdeyken üç askere “bayrağı indir” emri veren komutan kimdir acaba?..
Bu teslimiyet psikolojisine nasıl girdi o subay?.. Daha önemlisi bunun “özel” bir nedeni var mı?..
Türkiye, örgüt yandaşları istedi diye indirilen bayrağın nerede olduğunu çok merak ediyor!..

Anaların isyanı!..

Haberi önceki gün TRT vermiş, gazeteler de kaynak göstermişti...
“Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 2000 askerle yürütülen operasyon sürüyor”muş.
“Bölgeyi kıskaca alan güvenlik güçleri, teröristlere nefes aldırmıyor”muş.
İkinci kez “Şemdinli’ye sızmak isteyen teröristler Goman Dağı’nda” kıstırılmış.
Teröristlerin saklandığı tespit edilen tepeler ve mağaralar, top atışlarıyla “bombardıman altına” alınmış...
Ve de en önemlisi TRT’ye göre “Bir aylık süre içerisinde Hakkari kırsalında 350 terörist etkisiz hale getirilmiş.”
Haberdeki ölü sayısı doğruysa çok vahim!.. Dehşet verici bir rakam... Tam 350 genç... Çoğu büyük ihtimalle bu ülkenin çocukları...
Peki neyin uğruna, kimin için, neden öldüler?..
Sorunun yanıtı ocaklara düşen ateşin içinde, çığlık çığlığa parende atıyor!..
Asker analarının cenaze törenlerinde sele dönüşen gözyaşlarına tanık olan kamuoyu, son bir ayda öldürülen 350 teröristin annesini düşündü mü acaba?..
Onların çoğu, çocuklarının öldüğünü öğrenemeyecek ve cenazelerini bile göremeyecek...
Aslında terör ateşini söndürecek gözyaşlarının sahipleri onlar...
Çünkü onlar şiddet ateşi yakanların anneleri... Yani seslerini en çok onlar yükseltmeli... En çok onlar isyan etmeli bu kan deryasına!..
İsyan etmeliler ki, daha çok genç gitmesin o dağlara... Daha çok genç ölmesin kırsalda...
Şiddetin tam 28 yıldır sürdüğü bir ülkede, devlet de tam 28 yıldır PKK’lıları öldürüyor...
Oysa ortada kardeşi kardeşe düşüren tuzağı kimse görmek istemiyor...
Kürt yurttaşları “devletle kan davalı” yapmaya yönelik o sinsi tuzağı yalnızca analar dağıtabilir... Gözyaşlarıyla değil teröre isyanlarıyla...

Sanal alanda miting!..

TRT’nin yukarıda aktardığım haberini hükümete yakın Sabah gazetesi de 4 Eylül’de, “Şemdinli’de 350 terörist öldürüldü” başlığıyla vermişti... Lütfen o haberi internette bulun ve altındaki dehşet verici yorumları okuyun...
Ben o haberin altına yazılan 174 yorumu size aktarabilmek için tek tek okudum. Ancak yayımlamaktan son anda vazgeçtim...
Çünkü teröre karşı yalnızca şehit cenazelerinde 3- 5 bin kişinin isyanıyla dışa vuran tepkiler, milyonların takip ettiği sanal alemde çok ürkütücü bir infiale dönüşmüş...
Yani şehitlerin asıl cenaze törenleri, internetin sanal aleminde yapılıyor!.. Miting sanal, öfke gerçek!..
Örneğin sosyal paylaşım sitelerini yasaklama konusunda projeler yapan AKP iktidarının uzmanları, sansürle uğraşacağına terör haberlerinin altına yazılan dehşet verici yorumları okurlarsa, belki yeni stratejiler geliştirmelerinde de yardımcı olur...
174 yorumcunun çok büyük bir bölümü 350 teröristin öldürüldüğüne kesinlikle inanmadığını yazmış!..
Ancak daha vahimi var ki, toplumsal barışı tehdit edecek boyutta bir paranoya ve öfkeyi de dışa vuruyor...
Kimi yorumcular “İsrail gibi duvar” çekilmesini istemiş kimileri de “sınırların” genişletilmesini... Peki ya diğerleri?.. İşte yorumların özeti:
“İdam uygulansın, terörle mücadele İsrail’e havale edilsin, öldürülen her terörist için askere para verilsin, cesetler topluca gösterilsin, dağlara Napalm bombası atılsın, PKK ile mücadeleye Meclis’ten başlansın.”
Yoruma yorum yapmak istemiyorum... 28 yıldır bu kanlı soruna çare bulamayanlar, ülkeyi de vatandaşı bu hale getirenler utansın!..

Porsche’li, kotralı belediyecilik...

AKP, 2009 yerel seçimlerinde Ataşehir Belediyesi‘ni kıl payı (3 bin oyla) kaybetti. AKP’li Egemen Bağış aylardır oradaki özel ofisinde Ataşehir’i almanın planlarını yapıyor...
Porsche’li özel yaşamı ve şaibeli uygulamalarıyla Ataşehir’deki seçmenin tepkisini çeken CHP’li Battal İlgezdi ise AKP’lilerin eline koz vermek için adeta çaba harcıyor...
25 Nisan 2012’de, bu köşede “Ataşehir Belediye Başkanı niçin susuyor” başlığı altında sıraladığımız sorulara ne ilginçtir ki yanıt gelmedi!..
Belediye yetkilileri, Habertürk gazetesinde yer alan şaibelere yanıt(!) içeren ne olduğu belirsiz bir dosyanın fotokopisini gönderip işin içinden sıyrılmayı tercih etti.
Ataşehir’i AKP’ye kaptırmak istemeyen bölge sakinleri, Battal İlgezdi’nin aşağıdaki sorular karşısında 4.5 aydır niçin sustuğunu merak ediyor...
Partinin zarar gördüğünden yakınan CHP’li okurlar ısrar edince, soruları yineliyoruz:
“- İçişleri Bakanlığı’nın Ataşehir Belediyesi’ne inceleme için gönderdiği Mülkiye müfettişi A.Ş.’nin onuruna verilen sazlı-sözlü eğlencenin amacı neydi?
- Bölgedeki yeşil alanlar üzerinde inşa edilen lokantaların meclis üyeleri ve yakın iş arkadaşlarınızla ilişkisi var mı?..
- Belediye başkanlığının yanı sıra müteahhitlik yapmak etik bir davranış mı?..
- Madem uzun yıllardır konut inşa ediyorsunuz, niçin kendi yaptırdığınız evler yerine, bölgenizde yatırım yapan Ağaoğlu’nun ultra lüks konaklarında yaşıyorsunuz?..
Ve elimizdeki tapu kayıtlarına dayanarak en önemli soruyu da yineliyoruz:
“Son dönemde İlgezdi ve yakınlarına ait mal varlığında dikkat çekici bir artış oldu mu?..”
Mail yağdıran CHP yöneticileri, partinin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın’ı acilen göreve çağırıyor...
Eminim başlıktaki “kotra” sözcüğünü de merak ettiniz!.. Onu da Bakırköy Belediye Başkanı’na sormak lazım!..

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)