Türkiye’deki etnik yapıyı kaşıyan ve milliyetçilik düşmanlığı yapan Erdoğan şimdi de Kürtleri kendince tasnif etti. Kuzey Irak’taki kukla devleti el üstünde tutan Başbakan, Kuzey Suriye’de oluşacak özerk Kürt yönetimine karşı çıktı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’deki teröristler sınırdan ikinci bir ülkeye gittiği anda çözüm süreci fiilen başlamış demektir. Ondan sonra Mahmur Kampı var, bu Birleşmiş Milletler (BM) ile görüşülerek halledilmesi gereken bir süreçtir. Çünkü orası adeta kuluçka merkezi gibi” dedi. Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Ankara’ya dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, “İmralı’ya ikinci heyet gitti. Büyük risk aldınız, ’Gerekirse zehir içerim’gibi büyük şeyler de söylediniz. Gidişatı nasıl görüyorsunuz?” sorusuna Başbakan şu cevabı verdi: “Siyaset etmek risk almaktır. Hatta daha ileri gideyim, yaşamın kendisi risktir. Bu riski almadığımız sürece de neticeye varmamız mümkün değil. Bizim aldığımız riski toplumun diğer etkin katmanları biraz paylaşacak olursa ki medya burada çok önemli, o zaman mesafe almamız daha da hızlanacaktır. İstihbarattaki arkadaşlarımdan, bilgileri almış değilim, bilgileri alacağım. Sadece BDP’den gidenlerin yapmış olduğu açıklamalar bana geldi. Ben o açıklamaları kaale alarak değerlendirirsem bu yanlış olur.”
Ciddi bir sıkıntı yok
Erdoğan, “Süreçle ilgili bir tanımlama kargaşası var gibi, ‘çözüm süreci, İmralı süreci’ gibi. Sizin tam olarak kullandığınız kavram nedir?” şeklindeki bir soruya karşılık da şunları söyledi: “İmralı Süreci” diye bir şey olmaz, “Çözüm Süreci” olur. İmralı süreci diye bir süreç olmaz. Bizim, benim aldığım brifingde Batı’da böyle ciddi bir sıkıntının veya itirazın olduğuna dair bir şey yok. Akil adamlar içerisinde Batı’da yaşayan Kürtlerden, onun içinde yer alanlar veya yer almak isteyenler var. Onlarda da çok ciddi şekilde karşı çıkan olmadı, farklı bazı tavırlar olabilirse onu bilemem” Başbakan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Ben geçen hafta Mardin’deydim. Mardin’de herkes harmandır. Midyat Arap’tır, Kızıltepe tamamıyla Kürt’tür. Kızıltepe konuşmamda asgari 20 bin kişi vardı, coşku, heyecan doruk noktadaydı. Midyat, hamdolsun... Orada da 10-15 bin kişi vardı, Mardin gayet iyiydi. Bütün bunlar gösteriyor ki herkes ’çözüm sürecinin içerisinde ben ne yapabilirim’ diyor. Böyle bir süreç devam ediyor.
Kuluçka merkezi gibi
Habur ile yarım kalan süreçte teröristlerin bazılarını Avrupa başkentlerine gönderme ve dağdaki kadroyu eritme formüllerinin halen geçerli olduğunu da söyleyen Erdoğan, şöyle dedi: “Bizim için şu anda birinci derecede Kandil’dekiler, Türkiye’dekiler. Türkiye’deki teröristler sınırdan ikinci bir ülkeye gittiği anda bu süreç fiilen başlamış demektir. Ondan sonra Mahmur Kampı var, bu BM ile görüşülerek halledilmesi gereken bir süreçtir. Çünkü orası adeta kuluçka merkezi gibi. Bir diğer tarafta tabii Kandil var. Bunlar da bizim Kuzey Irak yerel yönetimi ile çözmemiz gereken bir konu. Bunların hepsi Türkiye’dekilerin, ülkemizi terk etmesinden sonra atılacak adımlardır. Biz ne diyoruz? ‘Geçmişte düşülen yanlışlara tekrar düşülmesin’. Gerekli olan tedbirleri biz alırız.”
Başbakan Erdoğan’ın kırmızı çizgi ilanı
BAE dönüşü uçakta önemli açıklamalar yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye Kürtlerine karşı “Kırmızı çizgi” ilan etti. “Suriye’nin bütünlüğü bizim için çok çok önemli. Kuzey Suriye gibi bir oluşuma müsaade edemeyiz. O bize farklı haklar verir. Kimse de böyle bir şeye müsaade etmemeli” diyen Erdoğan, Irak’ta yaşanan sıkıntının Suriye’de tekrarlanmasını istemediğini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti: “Kürtlerin içinde PYD yapısında olan da var, olmayan da. Ciddi sıkıntılar meydana geliyor. Ne otonom ne legal ne illegal. Kuzey Irak’taki sınırımızla burayı birbirine karıştırdığımız zaman burası 1’e 3. Tamamı PYD’nin sınırı değil. Irak’takini bölünme olarak kabul etmiyorlar, eyalet sistemine geçiştir diyorlar. Öyleyse Süleymaniye için Kerkük veya Musul için aynı sistemi niçin düşünmüyorsun? Biz, Kerkük için diyoruz ki oraya özel statü tanıyalım.”
yg.yenicaggazetesi