Ankara İktisat’ı 9 yılda bitiren Toroğlu, CHP ve MHP lideri ile birlikte okuduğunu belirterek, “Kılıçdaroğlu sakin, Bahçeli etkin biriydi” dedi
Erman Toroğlu’yla ikinci gündeyiz… Şimdi sıkı durun… Erman Toroğlu’nun üniversite yıllarıyla ilgili hiç bilmediğiniz bir ayrıntıyı paylaşacağım… Hani kendiyle ilgili gülerek, “Ben kamu yönetimi mezunu bir futbolcuyum” diyor ya aslında konu bu kadarla bitmiyor. Çünkü Erman Toroğlu’nun okul yıllarına ilişkin bütün detayları bilinmeye değer…
Mesela okul arkadaşları…
1965 kuşağıyız biz. Böyle olunca da bir döneme tanıklık etmiş oluyor insan. İnanmayacaksın ama bugün adını gazetelerde okuduğun, Meclis kürsüsünde gördüğün birçok isimle beraber okudum.
Bu arada gülüyor… Ne oldu, neden gülüyorsunuz?
Ben 9 senede bitirdim okulu. Futbol oynadığım için bu kadar uzun sürdü. Böyle olunca da birçok insanı tanıma fırsatı buldum. Herkes mezun olup gidiyordu ben kalıyordum.
Hangi politikacılarla okudunuz?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli… Aynı sınıfta beraber aldığımız dersler de vardı. Onlar siyasetçi oldu ben futbolcu…
İyi arkadaş mıydınız?
Tanışıyorduk, Devlet Bahçeli ile pek samimi değildim. Ben daha çok solcularla takılıyordum okulda. O yüzden sağcılarla pek muhabbetim yoktu. Ama aram da kötü değildi. Hatta bir keresinde okulda yine kavga çıkmıştı, sağcılar beni de döveceklerdi, baktılar ki ben futbolcuyum Ankaragücü’nde oynuyorum. Bıraktılar, dayaktan yırttım.
‘PARTİLER KAYIKÇI KAVGASI VERİYOR’ -VİDEO
Erman Toroğlu: Partiler kayıkçı kavgası yapıyor by Sozcu
Her gün 20-30 kavga
Kemal Kılıçdaroğlu nasıl bir öğrenciydi?
Sakindi, pek öyle göze batan bir tip değildi. Etliye sütlüye karışmazdı. Tam bir halk tipiydi.
Ya Devlet Bahçeli?
Bahçeli grubuna çok hakimdi. Etkindi ve etkiliydi. Genelde hep ön saflarda olurdu. Ama çok kontrollüydü. Öyle kavga etmezdi, adam dövmezdi. Hatta sonra üniversiteden hocamız Kamil Turan’ı da Cumhurbaşkanı yapmak istedi ama olmadı.
Adam dövmezdi derken ? Hergün bir olay oluyordu galiba?
Ne bir olayı, 20-30 kavgaya şahit oluyorduk. Bir bahane bulur kavga ederlerdi. Mesela bıyığına bakarlardı, bir laf atarlardı, kavga çıkardı. 1965 kuşağı bu. Bir tarih anlayacağın. Ben “Hadi top oynayalım” derdim, millet “Ne topu” deyip kavgaya giderdi. Anlatmakla bitmez.
Kitap yazacağım bu yüzden.
Hazır yakalamışım bırakır mıyım? Hani diyor ya “Sistemin bozulmasını istemiyorlar, bu yüzden de Ünal Aysal’ın başarılı olmasından korkuyorlar”, takıldım oraya. Nedir bu sistem? Bizim bilmediğimiz neler oluyor camiada? Aklıma gelen merak ettiğim ne varsa sordum…
Nasıl bir sistem ki bu herkes şikayetçi ama kimse değişmesini istemiyor?
Bir teknik direktör düşün ki transferi o yapacak, paraları o kontrol edecek, nerede, nasıl kamp yapılacak o karar verecek. Hatta uçakta kim kimin yanında oturacak ona bile karışacak… Bizdeki sistem bu ve dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.
Dünyada nasıl peki?
Dünyada hiyerarşik bir sistem var. Türkiye’deki kulüpler alışkın değiller buna. Türkiye’de bazı teknik direktörlerin yedikleri haltları anlattırma bana şimdi…
Anlatın niye anlatmayacaksınız ki… Kim ne yapıyor?
Türkiye’deki bazı teknik direktörlerin Brezilya’ya gidip futbolcu menajerleriyle yaptıkları toplantılar dillerde. Kulüp idarelerinde kaybolan paralar var. Anlamamak mümkün mü?
Nasıl oluyor? Nedir bu işin tekniği?
Bak şimdi… Yabancı futbolcular için çok oluyor bu… Adamın menajerini çağırıyorlar… “Kardeş kaç para futbolcun” diye soruyorlar… Farz edelim 5 milyon euro. Pazarlık başlıyor; “Tamam” diyorlar… Sana 5 milyon Euro verece-
ğiz… Ama, bunun 2.5’u futbolcunun, 500’ü senin, kalan 2 milyonu da benim… “Al sana 5 milyon euroya futbolcu alındı. Her şey resmi. Kim neyi ispat edebilir? Hiçbir şeyi. Yeni değil bu sistem…
Yeni değil de, hâlâ devam ediyor mu peki ?
Bunu sadece teknik direktör değil, yöneticisi, başkanı hepsi yapıyor… Tabii hâlâ yapılıyor. Bak turşu gibi alıyorlar yabancıları diziyorlar tribüne… Kimler böyle yapıyor bak anlarsın. Söyletme bana daha fazlasını.
Hep konuşturma beni diyorsunuz…
Ben bunları anlatırken kızıyorlardı o yüzden. Türkiye’de şike Allah’ına kadar var. Polisin kayıtlarında açıklanmayan neler var bir bilsen. Savcılara yalvardılar.
Kimler yalvardı?
Bilemem… İsim söyletme bana. Sonra aynı kişiler televizyonlara çıkıp savcılara sallıyorlar. Kimse masum değil.
Galatasaray’ın yeni teknik direktörü Mancini için “geleceği belliydi” diyorlar?
Gayet doğal. Teknik direktörü ile sorun yaşayan bir kulüp başkanı tabii ki hazırlığını yapacak… Ama bak, ne Mancini Galatasaray’a, ne de Fatih Terim Milli Takıma bir günde gitmiştir. O yüzden kimse kimseye sallamasın…
‘Çarşı oldu Kapalıçarşı’
Hani futbol gönül işiydi…
Ne gönül işi, nereden çıkardın. Bak Fatih Terim, Hiddink’in sözleşmesini istiyor, hani para önemli değildi. Herkes için para önemli.
Mustafa Denizli’nin de adı bir dönem geçti?
Tabii, kesin gözüyle bakıyorlardı hatta. Şansal Büyüka aradı Mustafa Denizli’yi, “Sana geliyorlar” diye. Bunu duyan Fatih Terim hemen bir hamle yaptı, Galatasaray’da bir sene daha mı yoksa Milli Takım’da 3 sene mi?
Yıldırım Demirörenli federasyonu beğeniyor musunuz?
Çok beğeniyorum, bayılıyorum… Gaza getirme beni. Yılladır bu işin içindeyim, futbolun ciğerini bilirim böyle federasyon görmedim… Beşiktaş Galatasaray maçı oynanalı 3 hafta oldu hâlâ bir karar yok… Neyi bekliyorlar.. Bak görürsün “Son 4 dakikayı oynatalım“ diyebilirler… Bunlardan her şey beklenir… Her dönemde birileri nasibini alır… Çarşı oldu Kapalıçarşı… Federasyon sallıyor kime denk gelirse yontuyorlar… Yayıncı kuruluşla ilgili sıkıntılar da ortada.
Bu sezon Fenerbahçe şampiyon
Takımların performansı nasıl gidiyor?
Galatasaray bu yıl fizik olarak hiç iyi değil. Takım ruhu yok. 2 yıldır bireysel başarılarla şampiyon oldu.
Peki ya Fenerbahçe?
Fener’in kadrosu çok iyi. Bu sezon şampiyon da olur. Fener’in şampiyon olmasını isteyen başka güçler var gibi. Galatasaray şampiyon olursa 4. yıldızı takacak… O zaman Fener’in 4. yıldızına iki sene gerekecek.
Bir senaryodan bahsediyorsunuz. Şike gibi…
Orta oyunu bu. Şikeyi halının altına süpürdük. Beterleri olacak şimdi…
Sözcü