Kızlı erkekli kalınan 3 yeri ihbar edene!..
Perşembe, Kasım 14, 2013
Gezi Parkı olaylarının kimyasını bozduğu Başbakan Erdoğan’ın gençliğe öfkesi dinmek bilmiyor.
Hatırlayacaksınız eylemlerin alevlendiği ve yurt geneline yayıldığı dönemde, bu öfke selinin de etkisiyle bir ihbar kampanyası başlatmıştı.
Yandaşlarına seslenerek “Evlerinde tencere tava çalarak Gezi Parkı eylemlerine destek verenleri polise ihbar edin” demişti.
Yani farklı siyasi görüşlerde olmalarına rağmen, o güne kadar aynı apartmanda barış ve dostluk içinde yaşayan vatandaşları kutuplaştıracak, hatta birbirine düşman edebilecek konuşmalar yapmıştı.
Başbakan’ın toplumu daha da geren bu söylemleri üzerine, sosyal medyada siyasi mizah patlaması yaşanmıştı.
Ben de bu köşede Başbakan’ın yakında yepyeni bir kampanya başlatabileceğini ve “AKP teşkilatlarının, tencere tava çalınan 3 evi ihbar edene bir adet tencere-tava takımını bedava verebileceğini” yazmıştım!
* * *
Anketler, seçimler yaklaşırken Başbakan’ın muhafazakar toplum kesimlerinden oy alabilmeyi amaçlayan ataklar yaptığını gösteriyor.
Kızlı erkekli öğrencilerle ilgili sözleri sonrasında “tencere-tava terör örgütüne” (!) yönelik çağrısını andıran konuşmalar yapıyor.
Yurtlarda kız ve erkek öğrencilerin ayrı binalarda yaşadıklarını bilmesine rağmen, kızlı erkekli kalınan yerlerin polise ihbar edilmesini istiyor.
Yani tıpkı Gezi Parkı sürecinde olduğu gibi, “muhbir vatandaş” modelini teşvik ediyor.
Bu durumda insanın aklına ister istemez “AKP şöyle bir kampanya başlatabilir mi?” sorusu geliyor:
“Kızlı erkekli kalınan 3 yeri ihbar edene TOKİ’den bir daire bedava!..”
Neden olmasın, denizde kum TOKİ’de daire!..
* * *
Hafta sonunda değerli meslektaşım Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ile Almanya’daydık.
Münih ve Köln kentlerindeki vatandaşlarımızla “Türkiye’deki basın özgürlüğü (!)” üzerine söyleşiler yaptık.
Başarılı işadamları, aydınlar, doktorlar, hukukçular, finans uzmanları ve pırıltılı üniversite öğrencisi gençlerimizin hınca hınç doldurduğu salonlardaki görüntü gurur vericiydi.
Köln’de, “Tatil gününde çok uzaklardan gelerek bizi dinlemek için zaman ayıran kızlı erkekli değerli dostlar” diyerek başladığım konuşmam kahkahalarla kesildi.
Hele “Hadi diyelim ki bundan bir şey çıkmaz! Ama söyleşi bittikten sonra kızlı erkekli fotoğraflar çektireceğiz, işte o zaman yandınız demektir! Çünkü belgelenmiş olacaksınız!” dediğimde ise salonda kahkaha tufanı koptu.
Çünkü herkes biliyordu ki orası çağdaş, demokratik bir hukuk devletiydi.
Çağdaş demokrasilerde böylesine zırvalara başvurulmuyordu.
Ayrıca orada ne Tayyip Erdoğan gibi baskıcı bir Başbakan, ne de Hüseyin Avni Coş gibi bir vali vardı!..
UĞUR DÜNDAR’IN NOTU: Münih’teki toplantıyı organize eden Türk-Alman Dostluk Federasyonu Genel Başkanı Cihan Sendan ile Köln’de CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın da konuşmacılar arasında yer aldığı söyleşiyi düzenleyen Avrupa Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu Kuzey Ren Westfalya Eyalet Başkanı Erdal Tekin ve arkadaşlarına, sergiledikleri konukseverlik nedeniyle içtenlikle teşekkür ederim.
Savaş Ay’ın ardından…
Çoğu kimse bilmez.
Türkiye hastanelerinde gerçekleşen “acil servisler devriminde” dün toprağa verdiğimiz Savaş Ay’ın büyük rolü vardı.
1980’li yılların başında İstan-bul’daki hastanelerin “Acil Servis”lerine acilen el atılması gerektiğini, çünkü bu ünitelerin acil servislik durumda olduğunu belgelediğimiz televizyon programında unutulmaz bir başarı sağlamıştı.
Kameraman Tuncay Ural ve sesçi Yalçın Pala’nın zor koşullarda özverili çalışmalarıyla elde ettiğimiz gizli kamera görüntüleri Türkiye’de bir ilkti.
“Olay” programı tek kanallı TRT Televizyonu’nda yayınlandığında kızılca kıyamet koptu. Çünkü haberde “Acil Servis”lerdeki sistemsizlik ve imkansızlıklar tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmişti.
Daha sonra haberdeki gerçek, gücünü gösterdi ve müthiş bir atılım gerçekleşti. Önce “Hızır Servis” sonra da “Alo 112 Ambulans” hatları devreye girdi. Kentteki tüm acil servisler yenilendi ve bir merkezden yönetilmeye başlandı. Böylece adeta devrim niteliğinde bir değişim sağlandı. Birçok vatandaş yok yere ölmekten, doktorlar ve sağlık personeli de gereksiz suçlamalardan kurtuldu.
Nur içinde yat sevgili kardeşim.
Uğur Dündar
Sözcü
Tags