CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 'Ak Saray' için, "Erdoğan Çankaya'da oturmadığı için memnunum, zaten oraya yakışmaz. Vatandaş borç batağında, fukaranın parasıyla kalkmışsın kendine saraylar yapıyorsun. Lale Devrini yaşıyorlar bunlar" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de katıldığı programda ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.Cumhurbaşkanlığı sarayı için, “Nedir bu saray aşkı?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Çankaya’da oturmadığı için çok memnumum, yakışmaz zaten oraya. Kaçak sarayda otursun. Fakir fukaranın parasıyla, vatandaşlar borç batağında, kalkmışsın kendine saraylar yapıyorsun. Lale Devrini yaşıyorlar bunlar. 4-5 odalı yerde otur, niye böyle bir yerde oturuyorsun. Para kasaları mı koyacaksın, zaten koydun koyacağın kadar” dedi. Kılıçdaroğlu, dünyanın Türkiye ile dalga geçtiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Sizin üniversiteleriniz bilgi üretiyorsa, sizin ekonominiz çok güçlü ise siz saygın bir ülkesiniz. Sizin sanatınız ilerideyse bir değil 10 tane 100 tane Fazıl Say’ınız varsa siz saygın bir ülkesiniz. Eğer kalkıp da bu yoksul halkın ödediği vergilerle kaçak saray yapıyorsanız, saygın olamazsınız, komik bir ülke olursunuz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinden istifa eden Emine Ülker Tarhan için de şunları söyledi: “Hiçbir koltuk hiç kimsenin malı değildir. Kişilere bağlı olarak olayları götürmek doğru değildir. Ağaç budandıkça güçlenir. O nedenle ufku dolanlar bizden ayrılabilir.” Partinin aldığı kararın bütün partililer tarafından uygulanması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu kararlara uymak istemeyen kişilerin partiden istifa edip istediklerini istediği gibi söyleyebileceğini aktardı. Aydın sorumluluğuna da değinen Kılıçdaroğlu, “Ben sokağa çıktığım zaman milyonlar da sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zaman sendikalar da sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zamana Boğaz’da rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum. Bu ülkede aydınlar korkularından konuşamıyorlarsa kimse kusura bakmasın ben onlara ‘aydın’ demem. Dizide oynayacağım diye gidip, Erdoğan’ın önünde 2 kat, 2 büklüm olana ben ‘aydın’ demem.”
Yeniçağ
