'Hakaret ettiğim kişi Cumhurbaşkanı mı?'
Cumartesi, Haziran 18, 2016
İç Güvenlik Paketi protestosuna "Erdoğan'a hakaret" iddiasıyla açılan dava bugün Çağlayan'da görüldü.
Geçtiğimiz yıl İç Güvenlik Paketi'ni protesto etmek amacıyla Taksim'de gerçekleştirilen basın açıklamasında "Cumhurbaşkanına Hakaret" iddiasıyla açılan dava bugün Çağlayan'da görülüyor.
Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Can Atalay, Sanatçı Orhan Aydın, Emekçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Emre Öztürk, Eski Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, HDP'li Şamil Altan, Taksim Dayanışmasından Mücella Yapıcı, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turna Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde yargılanıyor.
Yarın Haber'de yer alan habere göre, İç Güvenlik Paketi'nde yer alan anayasal ve demokrat hakların özgürce kullanımına karşı maddeleri protesto etmek amacıyla Taksim'de gerçekleştirilen eylemde yapılan konuşmalar ve atılan sloganların gerekçe gösterildiği davada ifadeler alınmaya başlandı.
Alınan ifadelerin ardından dava 15 Kasım 2016 tarihine ertelendi.
Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Can Atalay: "İç güvenlik yasa tasarısının anayasaya aykırılığını ifade etmek için bir araya geldik."
TAŞ: ANAYASAYI İHLAL EDEN CUMHURBAŞKANI YARGILANMIYOR
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş: "Bu eylem izinsiz değildir, daha önce aynı yerde on binlerce eylem yaptık, polisin de bilgisi dahilindedir. Bu yargılamanın içinden geçtiğimiz siyasal süreçten ayrı değildir. Ülkede tek adam rejimi inşa edilmektedir. Biz buna alışmayız dediğim için yargılanıyoruz. Neden cumhurbaşkanına hakaret davaları bu kadar fazladır? Bunun nedeni fiili durumdan kaynaklanıyor. Anayasayı ihlal eden yeminli bir cumhurbaşkanı yargılanmıyor biz yargılanıyoruz"
Alper Taş'ın bu sözleri üzerine hakim yarıda keserek "Bunların yeri burası değil" dedi. Alper Taş görüşlerini açıkladığını ifade etti.
AYDIN: BU BİR ONURDUR
Sanatçı Orhan Aydın: "İnsanlar düşüncelerini özgürce açıklayamıyorlarsa bunun adı faşizm. Yaşadığımız bu sürecin de faşist aklın ürünü olduğunu düşünüyorum. Şimdinin cumhurbaşkanı eylemin yapıldığı zaman başbakandı. Nasıl cumhurbaşkanına hakaret oluyor anlamış değilim. İnsanların özgür düşüncelerini savunmaya devam edeceğim, bunun bir onur olduğunu düşünüyorum."
EMİNAĞAOĞLU: DİPLOMASI KUŞKULU
Eski YARSAV Başkanı hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu: "Bu dava hukukun üstünlüğünün olmadığını, savcının da Erdoğan adına hareket ettiğini gösteren bir davadır. Bir hukuk devletinde izinle toplantı, gösteri ve yürüyüş yapılmaz. Bunlar silahsız ve saldırısız biçimde demokratik hak olarak kullanılır. Bütünüyle bir evrensel hak kullanımı bir suç olarak değerlendirilmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret olarak nitelenen eylem, binlerce kişinin katıldığı bir eylemde en önde teşhis edilebilenlerin alınmasından ibaret. Bu da hukuk sistemindeki çarpıklığı gösteriyor. Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyoruz ancak diplomanın kuşkulu olması nedeniyle Erdoğan'ın cumhurbaşkanı sıfatı olup olmadığının mahkemeniz tarafından araştırılması gerekir." şeklinde ifade verdi.
MÜCELLA YAPICI: CUMHURBAŞKANI OLDUĞU KUŞKULU
Taksim Dayanışması temsilcisi Mücella Yapıcı: Uydurulmuş bir "alınma" üzerine, burada olmaktan çok rahatsızım. İzinsiz yürüyüş gibi hukukla alakası olmayan bir gerekçeyle burdayım. Tabi ki iç güvenlik yasasının anayasaya aykırı olduğunu her vatandaş gibi söyleyeceğim. 12 Eylül gördüm, 12 Mart gördüm. Ben bu kadarını görmedim. O zaman cumhurbaşkanı değildi, gerçi şimdi de cumhurbaşkanı olduğu şüpheli" diyerek Erdoğan'ın diplomasına gönderme yapan Mücella Yapıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o dönem hedef gösteren, nefret söylemlerini okudu. "Bu davanın düşmesini istiyorum, savcıya da tazminat davası açmak istiyorum" dedi.
ÖZTÜRK: SUÇ UNSURU YOK
Emekçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Emre Öztürk: "Hükümet böyle bir yasayı hazırlıyorsa beklenecek şey de tabi ki bizim buna direnç göstermiş olmamızdır. Biz de bu açıdan yasaya karşı mücadelemizi yürüttük. Söz konusu Cumhurbaşkanı anayasal kararları tanımadığını ve saygı da duymadığını belirtiyor. O açıdan eylemimizde çok da haklıydık ve haklı olduğunuz için çok da kalabalık bir eylem oldu. Bu yasayla birlikte ülkede katliamlar ve daha birçok suç meşrulaştırılmaya çalışıldı. Bizim de bu açıdan böyle bir eylem gerçekleştirmemiz olağandır, asıl bize dava açılması olağan dışıdır. Örneğin "katil" kelimesinden bahsediliyor. Berkin'in katilleri hala bulunamadı. "Hırsız" sloganına gelirsek de bu yalnızca yurt içinde de değil uluslararası çapta mahkemelerde biliyorsunuz yolsuzluk araştırılıyor. Dolayısıyla bunlar toplumun eleştirisi olarak değerlendirilmelidir. Bu açıdan bunların hepsi muhalefet edenlerin baskılanması için yapılmıştır. Eylemde suç unsuru bulunamadığı da iddianameden açıkça anlaşılmaktadır." şeklinde konuştu.
ALTAN: TUTARSIZ VE DAYANAKSIZ
HDP'li Şamil Altan: "İddianamenin neresine baksanız tutarsız ve dayanaksız. İç Güvenlik Yasasının tehlikesini anlatmak için bu eylemi yaptık. Bunda ne kadar haklı olduğumuzu bugüne kadar gelen süreçte gördük. Yasanın ortadan kaldırılarak fiilen anayasanın ihlal edildiği bir dönemde hangi yasaya dayanarak yargılanıyoruz? Davanın siyasi nedenlerle ve birileri istedi diye açıldığını düşünüyorum. Kaldı ki toplanma hakkı anayasal bir haktır." şeklinde konuştu.