CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, referandum sonrasında partisinin Antalya milletvekili Deniz Baykal’ın başlattığı cumhurbaşkanlığı tartışmasıyla ilgili “Doğmamış çocuğa don biçmek gibi” dedi.
“Yüzde 49’u tutmanın yolu adayı netleştirmek” diyen Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olması halinde destek vereceğini, Gül’ün isminin gelmesi halinde ise ‘ciddiye alacağını’ söylemişti.
Gül, isim vermeden Baykal’ın önerisini ciddiye almadığını belirtirken, bu sözler üzerinden AKP içindeki tartışmalara dikkat çekmişti.
‘Kazanırlarsa saygı duyarız’
Cumhuriyet’ten Ayşe Sayın’a konuşan Kılıçdaroğlu, parti içindeki genel başkanlık tartışmasıyla ilgili “Bu tartışmaların geride kaldığını düşünüyorum samimi olarak. Arzu eden arkadaşların elbette en doğal hakkıdır genel başkan olabilirler, onlara salon da tutarım, isterlerse delegeleri davet ederim, gelip konuşma yapsınlar. Benim demokratik standardında bu var. Yani böyle kavgaya yer yok. İnsanlar gelirler, genel başkanlığa aday olurlar saygı gösteririz, kazanırlarsa genel başkan olurlar saygı duyarız” dedi.
“Partiyi karıştırmak amacıyla Saray’dan düğmeye basıldı” sözleri hatırlatılan CHP lideri, kendisine gelen duyumu milletvekili arkadaşıyla paylaştığını ve referandum sonucundan iktidar kanadının rahatsızlık duyduğunu savundu.
‘İlkelerden yola çıkmalıyız’
“Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi öncesi bir ittifaklar süreci başlar mı?” sorusunu “Onu bilemem. O sorunun cevabını ben veremem, bugün veremem” diyerek yanıtlayan Kılıçdaroğlu, toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran ittifakları doğru bulmadıklarını aktardı.
CHP lideri “Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?” sorusunu ise şöyle yanıt verdi: “Bu soruya tek başıma benim cevap vermem kadar yanlış bir şey olamaz. CHP genel başkanı olarak çıkıp, yüzde 49 sadece size aitmiş gibi bir hava yaratıp aday belirleme sürecine girerseniz yanlış olur. Biz hayal kırıklığı yaratmadan, bu birlikteliği güçlendirerek, paydayı büyüterek yolumuza devam etmeliyiz. Daha çok ilkelerden yola çıkarak çaba harcamamız gerekiyor. Kişilerin isimlerini bugünden telaffuz etmek kadar yanlış bir şey yoktur. Biz ilkelerden yola çıkmalıyız. O ilkeleri çerçevesinde adaylar da belirleriz. O A kişisi mi olur, B mi, C mi olur, bugünden bilemeyiz. Hani derler ya doğmamış çocuğa don biçmek gibi. Böyle bir tablo yok bugün…”