Hem sövüp hem de dövdünüz!!!!!!!

Bu yazıyı siz erkekler sakın okumayın!
Füze rampaları, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarma hesapları, 3 General’in açığa alınması v.s derken gündemin bu konu başlıkları dışında geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız bir rapor yayınlandı. Söz konusu rapor kadınlarla ilgili ciddi bir haber olduğu için her zaman ki gibi kamuoyu ve medyadan hak ettiği ilgiyi maalesef göremedi. Bir takım çevrelerin gösterdiği tepki de sönük kaldı. Oysa yukarda saydığım konu başlıklarından daha önemsiz değildi. Tam tersi biz kadınların toplumda oldukça ciddi sorunlar yaşadığımızı adeta bu rapor gözümüze soktu.
Söylemek istediklerimi kadın okuyucularım hemen algılayacaklardır. Ama erkek okuyucularımın da anlayabilmesi için her gün yaşadığımız bir örneği vermek istiyorum. Trafikte kadın olarak araba kullanıyorsanız ve de bunu Türkiye’de yapıyorsanız, bırakın taciz edilmeyi, üzerinize koca minibüs veya kamyon sürülmesini, takip edilmeyi “kadın şoför nasılsa uyuz araba kullanır” yaftasını boynumuza asıp geziyoruz. Her erkek şoförün adeta ezberi haline gelen bu sözleri gözlerinden okuyabilirsiniz. Kaldı ki yayınlanan rapor bunun çok ötesinde Türkiye’de Kadına karşı işlenen şiddetin geldiği noktayı bilimsel olarak ortaya koyuyor.
25 Kasım Uluslararası Kadına Şiddete Hayır gününde yayınlanan bu rapor, Türkiye’de Kadına yönelik sınırsız şiddetin, hayatın her alanında olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Kanıtlıyor da ne oluyor? Kaç erkeğin bu rapordan haberi var? Kaç erkek ülkesinde kadına karşı suç işlendiğine kanaat getiriyor? Daha önce de yazdım, yine yazacağım. Kızar kızmaz ya karşınızdakine “anasına söversiniz” ya da “ananı da al git” dersiniz. Ama anlaşılan bu toplumun erkekleri olarak sadece sövmekle kalmayıp bir de dövmüşsünüz bizleri. O rapordan çarpıcı rakamlar vereceğim sizlere ama eminim ki bu yazımı erkek okuyucularımı bırakın, belki gazetemin erkek editörleri bile şöyle bir okuyup bildikleri ezberlerine devam edecekler. Tıpkı biz kadınların ezberimizi bozmadığımız gibi. “Erkektir hem sever hem de döver” diyen ünlü(!) kadınlar ekranlarda yıllarca her gün boy göstermedi mi bu ülkede? Araştırmaya dönersek;
Bu araştırma Başbakanlık Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü ve AB’nin desteği ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yapılan görüşmeler sonucu oluşturuldu.
Rapora göre Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor.
Çalışan kadınların yüzde 44.1’i, çalışmayanların yüzde 41.1’i şiddet mağduru.
Eğitimsiz kadınların yüzde 55.8’i, lise ve üzeri eğitim alanların yüzde 27.2’si şiddet mağduru, Kadınların yüzde 57.6’sı üç ya da daha fazla şiddet sonucu yaralandığını söylüyor.
Şiddet gören her kadından 3’te 1’i yani yüzde 33.7’si “hayatına son vermeyi düşündüğünü” söylüyor. Bunlardan yüzde 12.4’ü bir kez intiharı denemiş.
Kadına yönelik şiddet bununla da sınırlı kalmıyor, son yıllarda öldürülen kadın sayısını gazetelerin 3. sayfa haberlerinden artık neredeyse her gün okuyoruz. Kadın olduğu için nefret edilip öldürülen kadın sayısına ilişkin bir rakama ulaşamadım. Ama orda başka bir tanıma ulaştım ki sizlerle bunu da paylaşmak isterim. Dünya’da “Kadın Cinayeti” olarak ifade edilen “femicide” terimi artık kullanılmaya başlandı. Uluslararası Af Örgütü ve bağımsız Flora Tristan Merkezi tarafından hazırlanan bir araştırmaya göre kadın cinayetlerinin çoğu aile içi şiddetten kaynaklanıyor. Basın ise bu cinayetleri maalesef “aşk cinayetleri” başlıkları ile vererek cinayeti işleyen suçluları kıskançlık kisvesi ile bir nevi kollamış oluyor. Tamam hepiniz değil, ama Türkiye’de erkeklerin bir kısmı hem sövüp hem de dövmeye devam edecek gibi.!

Nuriye ATABEY
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)