Koşaner Paşa'ya dikkat !

Kimi okurlarım, “hüküm vermek için acele etme biraz daha bekle” diyecek ama beklemeyeceğim!
Evet, o diğerlerinden farklı görüntüler veriyor!
Ne Tayyip Bey’in, “hocam” diye hitap ettiği Hilmi Özkök’e, ne “Kandil’i BBG evi gibi izliyoruz” dediğinin hemen akabinde yapılan karakol baskınlarını engelleyemeyen ve Fenerbahçe için hüngür hüngür olan Yaşar Büyükanıt’a, ne de “Bildiklerimizi açıklarım ha...” deyip hiçbir şey söyleyemeyen ve güya korku salmak için savaş gemilerinde resim çektiren İlker Başbuğ’a benziyor!
Tahmin ettiğiniz gibi bugünün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’den söz ediyorum.
Evet Işık Paşa’nın göreve geleli beri verdiği görüntüler diğerleriyle farklılıklar arzediyor!
Birincisi, şov ve riya peşinde değil!
Keza, atanma sürecinde kimselere bir söz vermiş ya da taahhütte bulunmuş da değil!
Şahsi bir defosu yok ve
korkmuyor!
Yine, herkesi idare ve memnun etmek gibi hesapları yok!
TSK içinde bir klik ya da grubu temsil etmiyor, tamamına hitap
ediyor!
Bölünmez bütünlüğe iman edenler sınıfından!
Politize değil.
Hukuka, yasalara ve ahlaka sıkı sıkıya bağlı!
Kısacası, tam bir Mustafa Kemal askeri!
Yine birilerinizin, “Yaşar Büyükanıt ile İlker Başbuğ için de başlangıçta böylesi temenniler vardı ama, sonra gördük onları” dediğinizi duyar gibiyim ancak, ayinesi işse kişinin işaretler ortadadır!
Evet Koşaner Paşa, Hilmi -Yaşar ve İlker Beylere pek benzemiyor!
Farklılığa örnek mi istiyorsunuz?
29 Ekim resepsiyonunun boykot edilmesi ki, bu başlı başına bir tavır ve yıkılmadık ayaktayız haykırışıdır!
Keza üç general noktasındaki direnç de bir diğer sıcak örnektir!
Hakkını yemeyelim Koşaner Paşa açığa alınan üç general bağlamında yapılabileceklerin azamisini yapmış ve direncini lafla değil fiili adımlarla
ortaya koymuştur!
Hala sürdürülen şanlı tutum, yeni Genelkurmay Başkanının diğerlerinden farklı olduğunu kanıtlayan en önemli belgedir..
Hiç kuşkunuz olmasın bugün Koşaner değil de, Hilmi,Yaşar ya da İlker Beyler makamda olmuş olsalardı, bu üç general çoktan emekli edilmiş olurlardı!
Öyle, çünkü bu üç ismin dönemleri TSK’nın 2500 yıllık tarihindeki en karanlık sayfalarından biridir!
Hatırlayın, Türk Ordusunun başına Hilmi Özkök’ün döneminde çuval geçirildi!
Yaşar Büyakanıt’ın döneminde ise Tayyip Bey’le mezara götürülecek sır alışverişleri yapıldı.
İlker Başbuğ zamanında kozmik odalara girildi!
Emin olun bugün takınılan kişilikli tavırlar bu üç Paşa’nın döneminde
takınılsaydı, bugünkü noktaya
gelinmezdi!
Diyeceksiniz ki, Koşaner Paşa da diğerlerinin sık sık yaptığı gibi gaz alıyor olamaz mı?
Bilemiyorum, ama bana sanki farklı gibi görünüyor!
Tamam, Işık Paşa da TSK için yapılan rezil yayınlar noktasında suskun ve karşı psikolojik operasyona geçmiş değil ama ilk işaretleri olumlu olarak algılıyorum.
Dilerim yanılmam, zira Türk Silahlı Kuvvetleri artık bu yapılanların ötesini emin olun taşıyamaz ve fiili olarak
çöker!
Sakın bütün bu satırlarımdan hiç kimse Koşaner Paşa’dan siyasete müdahale etmesini istemek şeklinde bir anlam çıkarmasın, bizim ondan beklentimiz demokratik sistemle beraber TSK’nın onurunu muhafaza
etmesidir!

BEN AKP’Lİ DEĞİLİM AMA...
Yandaş’dan sonra jöleli medya!
Yandaş medya’dan sonra yanaşma-jöleli medya da artık literatüre girmiştir... Peki jöleli medya’ya mensup olmanın kriterleri mi? Amaç patronu memnun etmek ve çıkarlarını korumak olduğundan güya hak teslim etme ambalajı ile AKP ama özellikle de Tayyip Bey’in lehinde yayınlar ve yorumlar yapmak.. Mesela “Ben AKP’li değilim ama Tayyip Bey’in liderliği ve dünya liderler klasmanındaki yeri tartışılamaz” gibi lafları etme, mesela Erdoğan’a ulvi misyonlar biçme, mesela ekonomideki Türk mucizesi gibi komik yorumlar yapma, mesela dış politikada altın dönem gibi abuk şeyler söyleme, mesela açılım ve demokratikleşmede atılan adımlar tarihe geçecek bir hizmettir gibi yalakalıklar yapma... Bir başka şey de bu jöleli yanaşma medya Tayyip Bey’in aleyhinde laf etme ihtimali olanları kendi medyalarından ısrarla uzak tutuyor!


ŞAHİDİ BENİM...
Medicana para alıyor
sayın bakan!
Habertürk’de Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı izliyorum. Balçiçek Hanım özel hastanelerin acil servislerinde para alınıyor deyince Bakan Akdağ feveran ediyor ve mealen şunları söylüyor: “Hiçbir özel hastanenin acil servisi para alamaz. Alan olursa bize bildirin, gereğini hemen yaparız....” Bu ifadeleri duyunca gülümsedim, zira kısa bir süre önce gece yarısı kızımın ateşi çıkınca evimize yakın olan Medicana Hastanesinin Acil’inde soluğu alma olayını hatırladım... Serumla müdahale şu bu derken kızımın ateşi düştü ve taburcu olalım derken “Borcumuz var mı” diye sorduğumda aynen şu karşılığı aldım: “Acil servisimizde sosyal güvence kabul edilmiyor, borcunuz şu kadar...” Tamam deyip parayı ödedim... Şimdi biz Bakan Bey’e mi inanalım yoksa ödediğimiz paraya mı?... Evet Sayın Bakan, Ankara’daki Medicana bizden böyle bir parayı tahsil etti, bakalım şimdi ne yapacaksınız?.. Israrla takip edeceğim zira Medica’nın sahibinin AKP’ye yakınlığı bağlamında söylentiler var!


ACABA NEDEN?..
Avni Özgürel’e yandaşlık
kaç para sorusu?
1) Milliyetçi eğilimleri ile bilinen Avni Özgürel bir süredir AKP’yi göklere çıkarıyor.
2) Bu övgüde Özgürel’in film yapımcılığına soyunmasının payı var mı?
3) Özgürel’in 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansından bir film için bütçe aldığı doğru mu?
4) Mahpeyker filminin maliyeti ve gişe başarısı nedir?
5) AKP’nin güdümünde olan bu ajans Özgürel gibi sinemacı olmayan birine milyonlarca doları Avni Bey televizyon kanallarında ve Radikal gazetesinde AKP’yi övsün diye mi verdi?
6) Yenişafak yazarlarını bile isyan ettiren bu proje ve maliyeti için sadece Özgürel’den değil aynı zamanda sorumlu olan Yusuf Kaplan’dan açıklama bekliyoruz.
7) Avni Özgürel tatmin edici bir açıklama yapmazsa, yandaşlığa geçişinin fiyatı sorgulanacaktır!


Sabahattin ÖNKİBAR
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)