Dr. Gülümser Heper yazdı:"Emperyalizmin Şizofrenik Reçetesi: Bölünme Anayasası"

İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan şizofreni bireyin düşünce içeriği üzerinde kalıcı harabiyetler bırakan ağır bir hastalıktır. Fakat hastalığın sadece bireye münhasır olması bile masumiyetinin belgesidir. Ancak toplumsal şizofreni öyle değildir. Çünkü toplumsal şizofreni düşünce içeriği bozulmuş bir toplumda bir grip kadar hızla yayılabilir. Kapitalist sistemlerin yarattığı toplumsal şizofreni gerçekten insan aklıyla alay ediyor. Toplumumuzun bir kısmı, ulusal ve uluslar arası politikada gördüğü psikotik eylemlerin yorumunu yapamayacak kadar hasta. Ya eylemlerin ulvi bir amacı ya da hayırlı bir neticesi olacağına inanıyor. Ya kendini kandırıyor ya da virüs beynini, düşünce içeriğini ve davranışlarını çoktan kontrolü altına almış…
Evet Türkiye Cumhuriyeti’nde, bu yaralı coğrafyada kan durmuyor. Emperyal güçler Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş ilkelerinden ve amacından saptırdı. Şimdi de ülkeyi bölüyorlar. Bu topraklarda yine oluk oluk kan akıyor. Toplum iktidarı, muhalefeti ve askeriyle birlikte sürece müdahil olurken, her kanlı süreçte olduğu gibi kimi de süreçten besleniyor. Bu toplumsal, sosyal hastalığın nedenini tespit etmek bir yerde sürece en sağlıklı yaklaşım. Ancak bu süreçten en çok yaralanan toplum ise hastalığı teşhis etmekte dahi acz içinde. Böl kurtulcu çözümlerden medet uman insanlardan tutun da bu çirkin savaşta ölen evladının neden öldüğünü dahi analiz edemeyecek çok sayıda insan var. Yani toplumsal psikoz yayılmış durumda. Tam elverişli koşullar oluştuğu bu noktada aynı emperyal dünya hasta bir topluma çözüm yolunu gösteriyor. Emperyal dünya, sihirli bir değnek veya bir acı ilaçla toplumsal bir sorunu kesip atmak, yarayı iyileştirmek yolunu gösteriyor. Neyle? BÖLÜNME ANAYASASI ile… Kapitalist dünyanın şizofrenik düşünce içeriği Türkiye coğrafyasını ırklara göre bölerken, topluma hastalıktan kurtuluşun tek kestirme yolun bölünme olduğu dikte ettiriliyor. Bu acı reçeteyi topluma dikte ettiren güçler yıllardır mikroplarını saçarak hastalıklı bir zemin yarattılar.. Nasıl mı? Demokrasiyi oy sandığı, toplumsal kurtuluşu ırkların ayrışması, refahı maneviyat ve tevekkül olarak dikte ettirerek. Emperyal virüs, bölünme anayasasını hazırlatırken gücünü ve ağırlığını hissettirmek için halen çalışmaya devam ediyor. Çok, çok daha fazla kan, gözyaşı ve zulümle…
Emperyal güçlerin şizofrenik düşünce içeriği, pençesine düşürdüğü hastalıklı toplumları bir maymun gibi oynatıyor. Dün Libya liderini ilk tanıyan ve kutsayan Amerika bugün Kaddafi’yi bir diktatör olarak toplumumuza kabul ettirmeye çalışıyor.. Arap kadınlarına tecavüz ederek nette yayınlayan tecavüzcü Amerika, dün Arap düşünce sistemini …ken, bugün o kadınlara Arap baharları vaad ediyor.. Demokrasi zaferi diyerek beslediği iktidarları yıkmak için bugün uluslar arası gücünü ve askerimizin gücünü kullanmaya çalışıyor. İslam toplumlarını kontrol için dün İslam’ın insanı önceleyen ahlaki felsefesini yok eden Amerika, bugün metayı önceleyen yeni ucube dinler yaratıyor ve o yolun yolcularını bir kılıkta giydiriyor. Dün silah sattığı ülkelerde bugün savaş çıkarıyor. Dün demokrasi adına işgal ettiği toplumlarda bugün kanı kanla yıkıyor. Dün dünyaya adalet dağıtmak için uluslar arası mahkemeler kuran Amerika bugün ülkemizde hukuk katliamlarını ağzı şevkle köpürerek yönetiyor. Dün PKK’yı Kandil’de yıllarca besleyen Amerika, Türk Genel Kurmayının bütün istihbarat stratejilerini PKK ya ulaştıran yine o Amerika bu kez Türk hükümetini PKK’nın pazarlık masasına oturtuyor.

İnsan aklına, yüreğine ve vicdanına küfreden bu süreçte susan, korkan insanlar, kurumlar ve inançlar ne yazık ki bu virüsü toplumsal bünyemize yerleştirdiler.. Bir toplum çökerken bireysel kurtuluşu önceleyen muhalif siyasi partilerin sözcüleri ve arabulucuları ise sadece ve sadece bir şizofrenik aklın vektörü rolünü oynamakta. Çözüm için BÖLÜNME ANAYASASINI yapan iktidara ve arabuluculuk eden muhalefete bir çift sözümüz var. Bu hastalıklı toplumda çözüm sadece kolumuzu kesmekle sağlanamaz… Virüsün beynimizde olduğunu algılamak için bu ülkenin parçalanması mı gereklidir?

Dr. Gülümser Heper
İLK KURŞUN
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)