Vahşi Kapitalizm: Kapitalizmin iyi bir sistem olduğunu artık kimse iddia edemez. Normalde kapitalist sistemlerde bile devletin belirleyici, düzenleyici ve denetleyici rolü olması gerekirken, şu anda bütün denetlemeler ve kısıtlamalar tamamen kaldırılmış, her şey küresel şirketlerin çıkarlarına açıkça sunulmuştur. Böyle bir düzenin uzun süre devam etmesi mümkün değildir. Doğa kanunlarına bile aykırıdır.
Gelecekteki tehlikeler: Cep telefonları, uydular aracılığıyla insanların yerlerinin tespiti derhal sağlanıyor, insanlar istenildiği gibi dinlenebiliyor ya da yazdıklarına el konulabiliyor. Bundan sonraki adımda insanların çiplerle kontrol edilebilecek vaziyete getirilmesi vardır. Bunun altyapısı terör bahane edilerek 11 Eylül’den itibaren adım adım gerçekleştiriliyor.
Bize ait bir şey kalmayacak: 12 Mayıs 2011’de Anayasa Mahkemesi’nin yeni kanunları onaylamasıyla Türkiye yabancılar için emlak cennetine döndü. Yakında Türkiye’de kendi milletimize ait hiçbir şey kalmayacak. Oyun çok ciddidir. Kısa süre sonra artacak yabancı nüfusu korumak bahanesiyle o ülkelerin askeri de gelir. Havai’de de aynısı oldu.
Dış politika: Atatürk’ün ölümünden beri, Türkiye’nin bağımsız bir dış politikası yok. ‘AB’yle ilişkiler dondu’ diye üzülmek yersiz. Batmakta olan bir AB’ye girmek ne fayda sağlayabilir?
NATO’dan çıkmalıyız: Bize hiçbir yararı olmayacak, bilakis yüzlerce yıl aynı dini, tarihi paylaştığımız ülkelere yapılan saldırılara ortak olmamak için, NATO’dan derhal çıkmamız şarttır.
Anayasa değişikliği: Anayasalar savaşlardan, devrimlerden sonra yazılır. Türkiye’de ikide bir anayasa değişikliği yapılır oldu. Önümüzdeki anayasa değişikliğinde amaç, değiştirilemez olan ilk üç maddenin değiştirilmesi olacak. Anayasada Türk ve Kürt halkları ibaresinin yer alması sağlanacak. Bundan sonra Birleşmiş Milletler’e başvurularak, 1988’de imzalanan Özerklik Yasası’nın uygulanması istenecek. Bu anlaşmalar 30 yıldır adım adım imzalandı, her hükümete bölünme planının bir parçası yaptırıldı.
***
Yukarıdaki sözler, dünyaca ünlü bilim adamımız Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’na ait...
Sinanoğlu sadece dünya çapında bir kimyacı olarak değil, aynı zamanda bir “modern çağ filozofu” olarak da biliniyor.
“Türkiye Cumhuriyeti Profesörü” unvanını taşıyan ilk ve tek kişi olan Sinanoğlu’nun bu kitabı, ulusal ve uluslararası siyasetten küreselleşmeye, gıda ve su savaşlarından “başımıza geleceklere” kadar çok değişik konulara farklı, hatta kışkırtıcı bir yorum getiriyor.
Bana göre dünyayla derdi olan herkesin mutlaka okuması gereken biR “Oktay Sinanoğlu klasiği...”
Kitabın tek eksiği, daha doğrusu hatası ise; dile bu kadar çok önem veren bir aydının, yazım kurallarına yeterince özen göstermemesi... Kimse, bir Türkçe âşığı olan Sinanoğlu’nun dilimizde “te-ta” diye bir bağlaç olmadığını bilmediğini iddia edemez... O zaman sorun, özensizlikte... Çünkü bu basit editör hatası bile; kitabın yedi ayrı yerinde yinelenmiş...
Ben yine de yazım hatalarını görmezden gelerek, bu “düşünce fırtınası”nın içine keyifle dalmanızı öneririm.
GÖÇMEN HAMAMI *****
Türü: Deneme
Yazarı: Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu
Yayımcı: Bilim-Gönül Yayınları
Baskı tarihi: Kasım 2011
Sayfa sayısı: 264
Fiyatı: 18 lira
İnternet fiyatı: 12.5 lira
Kişisel not: Yazarla tanışmıyorum
*****
Bir klasik müzik ve TRT antolojisi
TRT’nin usta yapımcılarından Neşe Bilginer’in bu kitabını ilk gördüğümde adına takıldım. Çünkü televizyon eleştirmeni Bekir Hazar da geçen yıl yazılarını “Dikkat Yayın Var” adlı bir kitapta toplamıştı...
Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli keman virtüözlerinden biri olan Şekür Ertüzün’ün kızı olan Neşe Bilginer, bu isim talihsizliğine (bana göre) rağmen, anılarını çok akıcı ve sade bir dille kitaplaştırmayı başarmış.
Kitap, sadece yazarının renkli hayatını içermekle kalmıyor; aynı zamanda ülkemizdeki klasik müzik macerasına ve TRT tarihinin 40 yıllık bölümüne de ışık tutuyor.
Özellikle “radyo tutkunları”nın kaçırmaması gereken bir kitap!
DİKKAT YAYINDAYIZ *****
Türü: Anı
Yazarı: Neşe Bilginer
Yayımcı: Sokak Kitapları
Baskı tarihi: Eylül 2011
Sayfa sayısı: 283
Kitapçı fiyatı: 12 lira.
İnternet fiyatı: 5.5 lira.
Kişisel not: Yazarla tanışmıyorum
Mustafa Mutlu
Vatan