Hak ve Eşitlik Partisi kurulmadan önce ve kurulduktan sonra tüm televizyon programları ve gazete röportajlarında şunları söyledim:
‘‘ Avrupa Birliği sanal bir örgüttür. Geleceği yoktur. Sebebi ise ulusal çıkarlarla çelişir. Napolyon istemiş, bütün Avrupa yumruğunun altında olmasına rağmen, söylediğim nedenle gerçekleşmeyeceğini hemen anlayıp vazgeçmiştir.’’
‘‘ Avrupa demek; Almanya, Fransa ve İngiltere’dir. Diğerleri, siyasi, ekonomik ve askeri güç olarak sadece görüntüdür. Bugün İngiltere’de tam olarak ve başlı başına Avrupa siyasetine yön veremez.’’
‘‘ Kuzey Atlantik Savunma İşbirliği Antlaşması ( NATO ) askeri olarak anlam taşımamaktadır. Afganistan’a kadar uzanan kollarıyla, sadece bir ticari örgüttür. Çünkü NATO’nun kuruluş amacının bugün muhatabı yoktur.’’
‘ AB hiçbir zaman bizi birliğe almayacak. Bazı ülkelerin anayasalarına bile maddeler koydu. Hal böyleyken Türkiye’ye siyasi direktifler yağdırıyor müstemlekeymişiz gibi, heyetler gönderip denetlemeler yaptırıyor. ’’
Örnekleri uzatmayacağım. Ve işte AB’nin acıklı hali. İşte egemenliğimden taviz vermem diyen İngiltere ve her şeyin hakimi ve patronu Almanya. Onun sağlam rüzgarının altına giren Fransa . Diğerleri mi? ‘‘ Biz ettik, sen etme ’’ derdine düşenler…
Bu Avrupa’ydı, gelelim bölgeye. Hemen güneyimizdekiler ve doğumuzdakilere. Irak çöktü. 20 – 30 yıl hiç kimse oradan dirlik ve düzenlik beklemesin. Neler olduğunu herkes görecek. Suriye didişmesi, tam bir fiyasko. Suriye sınır kapılarını bizden önce kapattı. Binlerce tır şoförü isyan halinde. Irak’dan gidilecekmiş, muhteremin biri açıklıyor. Hadi götürün, görelim. Rus savaş gemileri Suriye limanına geldi, Rus uçak gemisi de kuzey limanlarından bölgeye gelmek için hareket etti. Suriye’nin Rusya’dan her yıl aldığı savaş donanımının karşılığı dört milyar dolar!..
İsrail dalaşı, bırakın şimşek ve yıldırımı gök gürültüsü bile değil.. Yağmur yağacak sananlar ise saf oğlu saflar.. Birleşmiş Milletler ve ABD diyeceğini dedi…
İran ve füze kalkanı meselesine gelince. Defalarca programlarda söyledim, anlattım.. Ve, İran birbiri üzerine resmi açıklamalarda bulundu: ‘‘ Önce Türkiye’deki üssü vuracağız.’’ Kaldı ki bu üs Meclisten geçmediği için de meşruluğu yoktur. İncik boncukla uğraşan muhalefeti sevsinler. Bedelli ve şikecililikte hükümetle can ciğer olmayı bilir zat-ı gafiller…
ABD Başkan Yardımcısı zat. ABD kongresinde 20 yıl Türkiye aleyhindeki her konunun şaşmaz muhalifi; şirinlikler yaparak görüşmelerde bulunuyor. ‘‘ Teröre daha sıkı destek vereceklermiş. ’’ Onun derdi şu: ABD son askerlerini çektikten sonra K.Irak kürt özerk bölgesinin güvenliğine bir lejyon lazım. Neden? Çünkü bu bölgedeki petrol kuyularının büyük kısmını ABD şirketleri işletiyor. Bu kaynaklar için güneydeki suni Araplar, ‘‘ Bizim de hakkımız var ’’ diye, kürt yönetimini rahat bırakmayacaklar. Türklerin ağzına bir parmak bal sürmek için PKK işini ileri sürüyor. Aslında istedikleri şu; sanki her şeyi halledileceğini sandıkları anayasa, dağdakilere af, siyaset yapma imkanı v.s. gibi gelişmelerde sırasını bekliyor…
Rusya ve İran Türkiye’nin enerji ihtiyacının kaçta kaçını karşılıyor? İşler tırmanırsa ve birlikte hareket ederse, ki emareleri ortada. Amerika’yı Irak savaşında desteklemek karşılığı para pazarlıkları ortada olan bu hükümet, Suriye için avucunu yalar. ABD tarihinde iç savaştan bu yana ilk kez halk kararlı bir şekilde sokaklarda…
Satılacak bir şeyde kalmadı diye düşünüyorsanız, bunlar mal bulur; işleri bu çünkü. Üst üste gelen zamlar ve dünyanın en pahalı benzinini kullanma, ‘‘ Yarabbi şükür ’’ muamelesi görüyor, şimdilik. Cari açık aldı başını gitti meselesi de henüz kimseden kıl bile kopartmadı..
Klasik bir söz ama yeridir: ‘‘ Bu memleket bindi bir alamete, gidiyor kıyamete.’’
Bir ülkede olup biten her şeyden o ülkede yaşayan her yurttaş, birebir sorumludur. Bu yoksa demokrasi boş bir laftır…
OSMAN PAMUKOĞLU
HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ
GENEL BAŞKANI
