Sabahattin Önkibar yazdı:"Dünden bugüne askerin yaptığı hatalar!"


1) Türklerde asker ya da ordu Orta Asya’dan beri devlet olarak algılanır!
2) Dağılan Osmanlı İmparatorluğu’ndan milli bir devlet çıkaran yine bu ülkenin ordusu ve onların mensupları olmuştur.
3) TSK’nın yaptığı ilk büyük hata devletin değil, rejimin bekçiliğine soyunmasıdır.
4) İkinci büyük hata NATO’ya girişe gözü kapalı olur vermesidir!
5) NATO’ya giren Türkiye Milli Savaş Sanayisinden vazgeçmiştir!
6) 1960 ihtilali TSK’nın sadece politize olması değil aynı zamanda cuntacılığın bu kurumdaki egemenliğinin dışa vurumudur!
7) 60’lı ve 70’li yıllarda yani soğuk savaş sürecinde TSK adeta sadece ve sadece Komünizmle Mücadele Derneği hüviyetindedir!
8) TSK 12 Eylül darbesi öncesi müdahaleyi meşru göstermek ve toplumdan destek almak adına bazı karanlık senaryolara figüranlık etmiştir.
9) TSK kendini güya devlet gibi görmesine rağmen Türkiye’de hiçbir zaman NATO’nun kontrolü dışında milli ya da bağımsız bir anlayış ya da yapı oluşturamamış, her şeyini NATO’ya endekslemiştir.
10) TSK’daki silkinme ya da uyanış PKK terörünün uç vermesi ile yani 80’li yılların ortalarında başlar.
11) 90’lı yılların başında gerek soğuk savaş sürecinin bitmesi, gerekse de ABD’nin emperyalist politikaları ve Washington’un PKK’ya dolaylı desteği pek çok TSK subayının kafasında kuşkular yaratmıştır.
12) Orgeneral Torumtay’ın Genelkurmay Başkanlığından istifa etmesi TSK’da uç veren milli refleksin ifadesiydi!
13) TSK, PKK sayesinde Emperyalizmi keşfederken maalesef kendi toplumunu tanımaya çalışmamış yani onun değer ölçüleri ile kıymet hükümlerine mesafeli kalmaya devam etmiştir.
14) NATO ve dolayısı ile ABD’nin TSK’ya yaptığı ilk büyük operasyon 28 Şubat’ta Türk halkı ile Türk ordusunu karşı karşıya getirmesidir ki, TSK bu tezgahı asla kavrayamamış ve yazılan senaryoya figüranlık ederek kendi milleti ile arasında duvarlar örmüştür.
15) TSK’nın bir başka büyük hatası 2002’de iktidar olan AKP’yi başlangıçta tanımayarak arasına mesafe koyması ve Recep Tayyip Erdoğan’ı Beyaz Saray ile AB’nin kucağına atmasıdır. Oysa TSK Erdoğan’a tavır almasaydı Tayyip bey belki bugünkü gibi her şeyini ABD’ye endekslemiş olmayabilirdi!
16) TSK’nın bir başka büyük yanlışı son 5 yıldır kendisine yapılan psikolojik operasyona karşılık verebilecek kabiliyette ve cesarette olmamasıdır.

Sıfır sorundan sıfır itibara!

Malum AKP’nin sloganı komşularımızla sıfır sorun politikası idi!
Peki bugünkü tablo mu?
Suriye, İran ve Rusya ile neredeyse savaş edecek noktadayız ki bu ülkelerin füzeleri artık Türkiye’ye çevrili!
Aynı şekilde Kıbrıslı Rumlar ve Ermenilerle ilişkimiz ortada!
Keza Kürtlerin dışındaki Irak’lı kesimler yani Sünnilerle Şiiler Ankara’ya dış biliyor!
Bitmedi, en dramatiği can kardeşimiz Azerbaycan bile Türkiye’ye buruk!
Soruyorum bu mudur komşularla sıfır sorunlu dış politika?
Acı olan sıfır sorun diye yola çıkılarak çevremizde sıfır itibar noktasına sürüklenmemizdir!
Yakın geçmişte Türkiye’nin iyi-kötü bir caydırıcılığı vardı bugün onun zerresi yok ve kıçı kırık Kıbrıslı Rumlar bile umursamayıp dalga geçiyor Ankara’yla!

Merkez Sağ’ın çöküşünden sorumlu olanlar

1) ANAP’ı toplumun değer ölçülerini özümsememiş Mesut Yılmaz’a teslim ettiği için Turgut Özal!
2) DYP’yi, Bedretten Dalan’ın “Vallahi Amentüyü bile ona ben öğrettim” dediği Tansu Çiller gibi birine teslim ettiği için Süleyman Demirel!
3) Onca büyük medya desteğine rağmen her şeyi yüzüne bulaştıran Mesut Yılmaz!
4) Aldığı rüzgarı hoyratça harcayıp savrulan Tansu Çiller!
5) Oluşan sinerjiyi tehdit ya da vaatler adına toprağa gömen ve AKP’ye yol veren Mehmet Ağar’la Erkan Mumcu!
6) Risk alamayıp DYP ya da DP yapısına omuz vermeyen ya da başına geçmeyen İlhan Kesici!
7) Misyon yerine şahsi ikbal hesapları peşinden koşup AKP’ye payanda olan Köksal Toptan ve benzerleri!

Eyvah yine demokrasi paketi açıklanacak!

Müjdeyi (!) Beşir Atalay verdi!
Kürt açılımının mimarı Atalay yeni bir demokratik(!) paketin hazırlığı içinde olduklarını ve kısa bir zaman sonrasında açıklayacaklarını duyurdu!
Diyeceksiniz ki nereden çıktı bu paket!
Derler ya Perşembenin gelişi Çarşamba’dan bellidir!
Bülent Arınç’ın TBMM’de yaptığı bütçe konuşmasında etnik dillerde eğitim hakkına Anayasal güvence verileceğini taahhüt etmesi aslında işaret fişeğiydi!
Görüldüğü gibi Türkiye yeni bir sürece yelken açmışa benziyor ki hazırlanmakta olan Anayasa buna öncülük edecek!
Ne yalan söyleyeyim bendeniz 2012’yi çok ama çok önemli bir zaman dilimi olarak görüyorum ki Türkiye bu bir yıl içinde olmadık dalgalanmaları yaşayabilir!.
Başbakan’ın hastalığı buna engel olabilir derken tersine projenin realizesi yani hayata geçirilmesi hızlandırıldı!
Peki proje ne midir?
ABD Irak’tan şeklen çekildi ama Ortadoğu’dan elbette çekilmez ve fiili boşluğunu Türkiye ile dolduracak. Dolayısı ile Türkiye’yi o göreve hazırlıyor.



Sabahattin Önkibar
YeniMesaj
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)