Halen 105 gazetecinin tutuklu olarak hapiste bulunduğu ülkemizde, basın özgürlüğünden söz etmek herhalde komik olur.
Hele, hükümlü olmadıkları halde bir yıldır tek kişilik tecrit koğuşlarında hapis tutulan gazeteci Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan‘a yapılanlar tam anlamıyla bir demokrasi dramıdır.
Önceki gün Taksim’de, yüzlerce kişinin katıldığı iki ayrı yürüyüşte “Yansak da dokunacağız”, “Özgür basın herkese lâzım” sloganları atıldı.
Meslek kuruluşlarının zaman zaman yayınladıpı mesajlar basınımızın, dolayısıyla ülkemizin içinde bulunduğu hazin durumu yansıtıyor:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC):
“Sorunlar, yazarları tutuklayıp, terörist ilan ederek çözülemez. Düşünceyi ifade ve basın özgürlüğünün olmadıpı bir ülkede demokrasiden söz etme olanağı yoktur!”
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD):
“Ülkemizdeki basın ve ifade özgürlüğü 52 yıl öncesinden daha kötü durumdadır. ÇGD, tutuklu tüm gazetecilerin özgürlüklerine kavuşmasını talep etmektedir.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS):
“Ülkemizdeki gazeteciler sansür ve oto sansürün etkisi altındadır. Tutuklamalar, davalar ve soruşturmalarla yaratılan korku ortamı, özgürce çalışabilmek koşullarını ortadan kaldırıyor!”
Tokmak - Sözcü