Çanakkale Kahramanı Tayyip


SEVGİLİ okuyucularım, bugün 18 Mart… Çanakkale Deniz Zaferi nin 97. Yıldönümü Çanakkale zaferini, bilmeyenler için bir kez daha kısaca anımsatmak isterim. Osmanlı, müttefikimiz Almanya’nın kurduğu tezgâhla Birinci Dünya Savaşına balıklama dalmış durumda. Birçok cephede savaşıyoruz. Doğu cephesinde Rusya… Filistin, Irak, Suriye ve Hicaz cephelerinde ise İngiltere karşımızda…

Bu sırada Rusya, İngiltere ve Fransa müttefik…

Rusya ya yardım göndermek için deniz yolunu kullanmak gerekiyor. Bunun tek yolu Boğazları ele geçirip başkent İstanbul’u işgal etmek. Amaç hem Osmanlı’yı bitirmek, hem de zor durumdaki Rusya’ya yardım ulaştırmak.

Güçlü İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazına dayanıyor. Ayrıca karadan asker çıkarılıyor.

İşte bizim onur duyduğumuz o muhteşem Çanakkale Zaferi bu aşamada kazanılıyor. Devrin en güçlü donanması Türk topçusunun önünde daha fazla dayanamayıp, büyük kayıplarla geri çekiliyor.

Müttefikler karada da ağır bir yenilgiye uğruyor. Boğaz boğaza yapılan çarpışmalar sonrasında savaş alanını terk edip kaçmak zorunda kalıyorlar.

Böylece hem başkent İstanbul’u ele geçirme, hem de Türklüğü tarihe gömme hülyaları sona eriyor.

***

Çanakkale Zaferi nin maliyeti çok yüksek oldu. Bazı kaynaklara göre orada 200 bin askerimiz şehit düştü. Öyle ki bazı lise ve yüksek okulların askere alınan genç öğrencilerinin tamamı orada şehit oldu. O okullar o yıl ve ertesi yıl hiç mezun veremedi.

Dönemin eğitilmiş insan sayısı zaten çok azdı. Ülkede yeterince mimar, mühendis, doktor, hukukçu, hatta yabancı dil bilen yoktu. Olanların çoğunu da o savaşta yitirdik. Aradan birkaç yıl geçip Cumhuriyet kurulurken. Türkiye hep bunların sıkıntısını çekti… Yeni devlet bu eksikliği gidermek için eğitim alanında yenilikler ve reformlar yaptı.

Birinci Dünya Savaşına Almanlarla birlikte girmiştik… Ve yenildik. Rus Ordusu Erzincan a kadar girdi. Mekke Medine gibi kutsal kentlerimiz. Suriye. Irak. Hicaz ve Filistin elden çıktı.

Tek zaferimiz Çanakkale olmuştu. Orada gerçek bir destan yazılmıştı.

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin Yıldönümü, her yıl işte bu şanlı geçmiş nedeniyle kutlanıyor.



***



Peki, ama böyle bir gün böylesine önemli bir zaferin yıldönümü, siyasete alet edilir mi?

Evet. Bizde edilir!

Elimde Çanakkale Valiliği tarafından düzenlenen törenlerin programı var. Hem kitapçıklar, hem de posterler bastırmışlar.

Her ikisinin de en üstünde Tayyip’in resimleri!

“Sayın Başbakanımızda törenlere şeref verecektir!”

Şimdi yine dönelim o savaş yıllama… O savaşın komutanları vardı. Onlardan biri de tümen komutanı Albay Mustafa Kemal’di. Emrindeki kıtaları yönetmişti.

Aradan geçen 97 yıl sonra, Çanakkale Valiliği tarafından hazırlanıp her yere dağıtılan ve asılan posterlerde Mustafa Kemal Atatürk ün bir resmini, ya da ondan söz eden satırları aradım ve bulamadım!

Tören programları tek tek sıralanmış. Ne ararsanız var. İste bazıları:

Pul sergisi, Mehmet Akif Ersoy şiir gecesi, zafer koşusu, halk yürüyüşü, Mehmet Akif Ersoy fotoğraf sergisi, mevlit, deniz otobüsüyle boğaz gezisi, Osmanlı tuğraları sergisi, oda müziği konseri, halk ozanları, Mehter gösterisi, dernek binası açılışı, futbol turnuvası, masa tenisi turnuvası, havai fişek gösterisi, izci kampı, desen sergisi, briç turnuvası…

Ve simülasyon merkezi açılışı ve toplu açılışlar.

(Bu son cümle için şu not düşülmüş “Sayın Başbakanımızın emirlerine maruzdur.” Yani isterse açacak, isterse açmayacak. Ayrıca hazır gitmişken toplu açılışlar yapacak. Çanakkale Zaferini yine siyasete alet edecek!)

* * *

Çanakkale Valiliği tarafından hazırlanan kitapçığı da dikkatle okudum. (Bu arada, bu valinin de ismini bilmenizde yarar var Güngör Azim Tuna)

10 sayfadan oluşan bu tanıtım kitapçığında Atatürk ün ismi onlarca tanıtım faaliyeti içerisinde sadece bir kez geçiyor.

“Atatürk albümleri tezhip ve minyatür sergisi.”

Ne olduğunu anlamadım ama neyse! Üşenmeden savdım, kitapçıkta tam 52 fotoğraf var. Bundan birinde Atatürk pulları, birinde ise Çanakkale cephesinde bir Atatürk fotoğrafı yer alıyor.

Abartmıyorum…

Öylesine ufak kullanmışlar ki görmek için ancak büyüteçle bakmanız gerekiyor.

Ya öteki fotoğraflar?!

Osmanlı armaları, korolar, yüzme havuzu, atletizm pisti, deniz otobüsü, Mehmet Akif Ersoy. Mehter Takımı, tören resimleri, Tayyip törenlerde, onun konvoyu, basketbol potası, çiçekler, sanatçılar, her şey var!



* * *



AKP iktidar olduğu 2002 yandan bu yana aynı taktiği uyguluyor:

“Çanakkale Zaferi bizimdir, başkaları karışamaz. Bizden olmayanları karıştırmayız!”

Geçen yıl ve bu yıl, bu amaçla yeni bir uygulama başlattılar. Kendilerinden olmayan demekleri de yürüyüşlere kabul etmiyorlar. Dün bu konuyu Atatürkçü Düşünce Derneği Çanakkale Şubesi Başkanı Necmi Akyalçın’a sordum. Sözleri çok ilginçti:

“Geçen yıl ve bu yıl, bizi törenlere kabul etmediler. Nedenini bilemiyoruz ama istenmiyoruz ve törenlerden yasaklıyız. Valilik bize bu konuyu resmi yazılarla bildirdi. Geçen yıl bizi stada seyirci olarak bile almadılar. Yarın da (yani bugün) aynı şeyi yapacaklar. Törenlerin yapılacağı stada, başbakana destek versinler diye çevre illerden getirdikleri bindirilmiş kıtaları doldurup siyaset yapıyorlar.”



***



Sevgili okuyucularım, demek ki bazı şeyleri artık çok iyi bilip anlamanız gerekiyor!

“Çanakkale Zaferi’nde Mustafa Kemal isimli bir komutan asla olmamıştır! Varsa bile savaşmamış, kıtalar yönetmemiş, tümen komutanlığı yapmamış, oralara piknik yapmaya gelmiştir!..

Ve Çanakkale’nin gerçek kahramanı, Tayyip’tir!

O yüzden şanlı zaferimizin posterleri artık onun adı ve onun fotoğraflarıyla piyasaya sürülmektedir…

O halde yazımın başlığına yeniden dönüp öyle bitireyim:

“Çanakkale kahramanı Tayyip!”

O bu unvanı çoktan hak etmiş durumda! Yakın gelecekte “Dumlupınar, Sakarya, 30 Ağustos zaferlerinin komutanı, İzmir fatihi ve devletin kurucusu” olarak anılmaya başlandığı takdirde hiç şaşırmayın.

Eğer ülkemizin yüz binlerce şehit vererek kazandığı zaferler bile artık siyasete alet ediliyorsa, yuh olsun bunu yapanlara ve yaptıranlara.

Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)