Göz var, bakar görmez.
Göz var, bakar görür.
Görür ama görmedim der.
Duyar ama duymadım der.
Anlar ama anlamadım der.
Bunlara din kitaplarında; “Dilsiz Şeytanlar” deniliyor. 28 Şubat’ı “Dilsiz Şeytan” lık merceğinin altına koyup tek yanlı analiz ederek “mağduriyet propagandası” üretenler var.
28 şubat iktidarı devirdi.
Türkiye’yi dışarıya soydurdu.
Bunu anlatıyorlar.
Bugün Türkiye’de 28 Şubat döneminden çok daha büyük soygun var ve çok daha yüksek miktarda gelir transferi yurt içinden yurtdışı şirketlere akıyor.
Bugünkü soygunu görmüyorlar.
En çarpıcı örnek Türkiye’deki yabancı bankalardır. Yunanistan’da, Fransa’da, İtalya’da, İspanya’da, Belçika’da merkezi olan yabancı bankalar, Türkiye’de satın aldıkları bankalarda “karlılık patlaması” yapıyorlar.
Yunanistan’daki ana banka batıyor.
Türkiye’deki yavru banka karda.
İtalya’daki ana banka krizde
Türkiye’deki bankası süper.
Belçika’daki ana banka zararda.
Türkiye’deki bankası pırlanta.
Xxx
Ana zararda.
Yavru karda.
Bu nasıl oluyor?
Demek ki, Türkiye’yi yönetenler, öyle güzel şartlar hazırladılar ki, yabancı bankanın anası merkezinde batarken Türkiye’deki yavrusu şaha kalkıyor. Şaha kalkarak elde ettiği karları da transfer ediyor. Merkez Bankası, “Türkiye’deki bankacılık sektörünün 28 şubat dönemi ile 2002’den sonraki dönemini dışarıya kar transferi açısından kıyaslayan bir tablo yayınlasa” da halk görse.
Bankalar yabancıya satıldı.
Marketler yabancıya.
Oteller yabancıya.
Şirketler yabancıya gidiyor.
Başbakan, Cumhurbaşkanı sürekli 100-150 kişilik işadamı guplarını uçaklarına alıp gezilere çıkıyor ve sonra da; “Geliyor… Geliyor.. Ülkemize yabancı sermaye geliyor…” diye övünüyorlar.
Geliyor…
Geliyor da…
Ne kadar götürüyor?
Ne kadar kar transferi var.
Merkez Bankası biliyordur.
Bilmesi gerekir.
Xxx
Açıklasa da halk da bilse ve “28 şubat sürecinde mi Türkiye daha çok soyuldu, yoksa şimdi mi daha çok soyuluyor?” kıyaslamasını yapsa. 28 şubat döneminden daha büyük soygun var. Son yıllarda uluslararası spekülatör, Türkiye’de dolar üzerinden dünyanın hiçbir ülkesinde kazanamadıkları parayı kazandılar.
Size başka örnek sunayım.
Dünya’da ü sınıf ülke var:
Üst sınıf ülke:
İhraç ettiği malların kilosu; 1000 dolar ile 1 milyon dolar arasında olan ülke.
Orta sınıf ülke:
İhraç ettiği malların kilosu: 10 dolar ile 1000 dolar arasında kalan ülke.
Alt sınıf ülke:
İhraç ettiği malların kilosu; 1 dolar ile 10 dolar arasında değişen ülke.
Türkiye alt sınıfta.
Orda çakıldı kaldı.
Çünkü ihraç etiği mallar içindeki teknolojik ürün payını yükseltemedi; 28 şubatta da aynıydı, bugün de aynı. Türkiye yabancı mal alırken de soyuluyor, yabancı para bulurken de…Ben “28 şubatta Türkiye soyulmadı” demiyorum, “Türkiye bugün daha çok soyuluyor” diyorum. Merkez Bankası tabloları açıklasın görelim.
(Uyan bousu)
Darüşşafaka’dan
padişah yetkisi!
Darüşşafaka tüzüğünde bir değişiklik yaptı ve kapılarını annesini yitirenler ile azınlık çocuklarına da açtı. Sadece babasını yitirme ve Türk ve İslam olma şartı kaldırıldı. Bunun için de Başbakan’dan olur alındığını öğrendik. Başbakan Darüşşafka’ya ne karışıyor? Darüşşafaka 150 yıl önce kurulurken padişahlık yönetimi vardı, okulun başkanı padişahtı. Sonra Cemiyetin başkanı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı oldu. Tüzüğün bu maddesini değiştirme demokratlığını akıl edemediler. Tayyip Erdoğan padişahlık yetkisi kullanmış oldu.
Necati Doğru
Sözcü