Askere büyük tasfiye, kalanlara gözdağı


12 Haziran’da “Ergenekon” olarak bilinen soruşturma ve buna bağlı olarak açılan dava 5. yılını dolduruyor. Davaların sonuna gelindiği sanılırken, 16 ayrı iddianamenin birleştirilmesi nedeniyle davaların uzayabileceği yorumlanıyor. Bu davanın 61’i tutuklu toplam 256 sanığı var.

Ünlü davalardan birisi de “Balyoz” adını taşıyor. Kara, Hava ve Jandarma dan 30 general, Deniz Kuvvetlerinden 25 amiral olmak üzere muvazzaf 55 general ve amiral tutuklu. Bu toplam amiral ve generalin yüzde 15’i. Tutuklu 127 muvazzaf subay var. Bunların 94’ü kurmay albay ve bir çoğu terfi sırasında. 33 emekli general ve amiral ile 34 emekli subay da aynı davanın sanıkları arasında. Bu dava 250’si tutuklu toplam 364 sanıklıdır.

“Balyoz Davası”,15 sanığın dışındakilerin avukatlarının da davaya girmemesiyle gündemde. Yaklaşık 150 avukatın duruşmalara katılmama gerekçesi ise suç kanıtı olan CD’lerle ilgili üniversite ve ABD’den alınan raporların mahkeme tarafından bilimsel olarak incelettirilmesi isteğinin yerine getirilmemesi ve bazı tanıkların dinlenmediği iddiasına dayanıyor. Şu anda duruşmaya katılan sanık avukatlarının savunmaları tamamlandıktan sonra neler olacağı da tabii ki merak ediliyor.

Askerler neler yapmıyor ki
Bursa’ya, Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği söyleşi için gittiğimde Cemiyet Başkanı Nuri Kolaylı’nın masasında, “Balyoz” sanığı tutuklu komutanların imzasıyla gelen mektup vardı. Komutanlar, seslerini duyurabilmek için cemiyetlere mektup gönderiyor, bunun üyelerine de duyurulmalarını rica ediyorlar. Komutanlar, yargılandıkları davayı anlatabilmek için değişik yöntemler buluyor. Hadımköy Askeri Cezaevinde tutuklu Hava Tuğgeneral Erhan Pamuk ise soru-cevap yöntemini benimsemiş. İşte, Pamuk’un soru-cevaplarıyla o dava:
- Balyoz Davası nedir?
“Balyoz Davası”, 2003 yılında dönemin 1’inci Ordu Komutanı’nın Harp
Akademileri Komutanı, Donanma Komutanı, İstanbul ve Bursa Jandarma Bölge
Komutanları ile birlikte bazı subaylara ‘Balyoz, Suga, Oraj, Sakal, Çarsaf’ adı
verilen darbe planları hazırlattığı ve bu planların 5–7 Mart 2003 tarihlerinde Ordu
Komutanlığında yapılan bir seminerde örtülü olarak denendiği iddiası ile açılmıs bir
davadır.
Biraz daha açar mısınız?
Şu önemlidir: Balyoz davasının dayandırıldığı plan semineri ile seminerde provasının yapıldığı iddia edilen sözde ‘Balyoz” ve diğer ‘Güvenlik Harekât Planlarını’ mutlak suretle
birbirinden ayırmak gerekmektedir. Çünkü Balyoz davasının iddianamesi
incelenirse savcı tarafından seminer yapılması nedeniyle değil, seminerde
sözde ‘Balyoz’ adlı bir planın örtülü olarak denendiği iddiası ile atılı suçlamanın
yapıldığı görülecektir.
O seminer nedir, niçin yapıldı?
Plan Semineri’nde, hasım ülkeyle cephede savaş varken ve Ordu’nun bazı birliklerinin de güneydoğudaki birlikleri takviye ettiği koşullarda, geri bölgede olabilecek karışıklıklara karşı, sıkıyönetim ilanını takiben alınabilecek tedbirler de görüşülmüştür. 2,5 günlük seminerde tüm sunumlar ve konuşmalar CD-kaset olarak Ordu Komutanı’nın emriyle kayıt altına alınmış, saklanmıştır. Sözde ‘darbe planlarının’ adları asla geçmemiş ve tartışma konusu olmamıştır.. Plan, 2003 yılındaki seminerin gerçek konuşmalarıyla ilişkilendirilerek 2008 yılından sonra üretilmiştir. Bunu dinlenen 31 tanık da teyit etmiştir.

Bunda amaç nedir?
Çok açık: Günümüzde generallik ve amirallik sıraları yaklaşan Albay rütbesindeki değerli subayları hedef almışlardır, ancak bunu yapabilmek için 2003 yılının yüzbaşılarını ‘Balyoz’ adını verdikleri sahte bir planın içine yerleştirmişlerdir. Aynı şekilde TSK’nın general/amiral olarak görev yapan komutanlarını da hedef almışlardır. Ancak 2003 yılının Kurmay Albayı olan bu general ve amiralleri sahte bir planın içine monte etmişlerdir. Sahteciler, bu iftira ile istemedikleri subayları tasfiye etmek istemektedirler. Ayrıca henüz tutuklanmamış subaylara ‘Dikkat edin, sizin hakkınızda da sahte dijital veri üretip tutuklanmanızı sağlarız, bunları medyada yayınlatarak hayatınızı karartabiliriz’ mesajı ile gözdağı vermektedirler.

364 sanık da seminere katılanlar mı?
Hayır, seminere sadece 162 subay katılmıştır. Bunlardan sadece 52’i sanık olarak yargılanıyor. Eğer seminer iddia edildiği gibi bir darbe planının denendiği seminer olsaydı diğer katılımcıların da iddianamede yer alarak suçlanması gerekirdi. Davada yargılanan toplam 364 subaydan/sanıktan 312’si ise seminere kesinlikle katılmamıştır.”

Anlaşılıyor ki, 30 Ağustos’a kadar dava sonuçlanırsa, tutuklu komutanlara büyük bir tasfiye geliyor… Biz komutanın soru-cevaplı açıklamaları devam edelim…

Saygı Öztürk
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)