Cıvık bir konu!


Gazetelerde, televizyonlarda günlerdir Fenerbahçe-polis maçının görüntülerini izliyoruz.

Golü kim atıyor?

Karayolları Genel Müdürlüğü!

Nasıl; fazlasıyla saçma bir giriş oldu değil mi?

Ama sorumlusu ben değilim, çünkü gerçek aynen böyle!

Kamuoyunun futbola yoğunlaştığı günlerde Karayolları Genel Müdürlüğü yeni bir yönetmelik yayımlamış:

Buna göre otoyol ve köprülerden sonra çevre yolu, bağlantı yolu, köprü, tünel ve viyadüklerden de ayrı ayrı “geçiş ücreti” alınabilecekmiş...

Gol girdi bir kere kaleye, çıkar çıkarabilirsen!

***


Diyelim ki Bostancı‘da oturuyorsunuz; işiniz de Okmeydanı‘nda...

Yeni yönetmeliğe göre bundan sonra Kızıltoprak‘tan çevre yoluna girdiniz, para...

Çayırbaşı‘nda köprüden geçtiniz, para...

Beylerbeyi‘nde viyadük var, para...

Boğaziçi Köprüsü, para...

Ortaköy Viyadüğü para...

Mecidiyeköy Viyadüğü para...

Sonunda işe gittiniz ama aldığınız maaş yolda bitti!

Bu “parlak fikir” hangi “dâhi” bürokratın beyninden çıktıysa, inşallah onun evinin yoluna yüz viyadük yapılır!

***


“Devlete verilen vergiler size yol, su, okul, elektrik olarak geri döner” diyor Maliye...

Yalan...

Devletin zaten on yılı aşkın bir süredir okul yaptığı falan yok. Yapıyorsa birkaç hayırsever yapıyor! Bir de özel sektör yapıyor. O da zaten parasının karşılığını fazlasıyla alıyor.

Elektrik derseniz; devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Şimdi faturaları değiştirdiler de göremiyoruz. Ama yapılan barajın, kurulan santralin, çekilen telin, hatta elektrik sayacının parasını bile tek tek ödüyoruz. Yetmiyor, devletten kaçak elektrik kullananların vermediği parayı da veriyoruz!

Su... Evlerimizdeki musluktan akan su zaten paralı... Eskiden hiç olmazsa mahalle çeşmeleri vardı; fakir fukara önünde kuyruğa girip suyu bedavaya getirirdi. Artık onlar da yok... Neden? Şişe suyu satan firmalar devreye girdi!

Gelelim “yol”a... Öyle şehirlerarası yolları falan geçin; belediye evinizin önündeki yolu asfaltlıyor; bir ay sonra kapı çalınıyor ve bir fatura geliyor...

“Ne bu?”

“Asfalt parası...”

“Ne kadar?”

“Bin lira!”

“Hayatta ödemem...”

Sıkıysa, ödeme... Önce faiz işletiyor belediye, sonra hacze geliyor!

***


İyi de devlet madem okul yapmıyor, yaptığı yolun, getirdiği elektriğin, suyun parasını bize ödetiyor; o zaman biz neden hâlâ kucak dolusu vergi ödüyoruz?

Gaz için!

Yanlış anlamayın; doğalgaz değil kastettiğim; çünkü o da paralı!

Bu gaz, “biber gazı!”

İstediğiniz kadar yiyin; bedava!

Sadece onunla kalsa yine iyi... Devlet, bir de her fırsatta vatandaşı “gazlamak” için, yeni polis kadrosu açmak zorunda!

Hakkını yemeyelim; verginin hepsi polise, gaza gitmiyor elbette...

Bir de “öbür dünyaya yapılan yatırım” var...

Yöneticilerimiz bu dünyada doğru dürüst bir gün geçirmediğimizi bildikleri için, bari öteki dünyada huzur bulalım diye durmadan “imam” atıyor!

Vergilerimiz böylece “Allah’a hizmet yolunda” harcanıyor!

***


Ne yalan söyleyeyim ben çevre yolu, bağlantı yolu, köprü, tünel ve viyadüklerden ayrıca para alınmasını öngören düzenlemeyi sonuna kadar destekliyorum.

Eksik bile bırakmışlar!

Caddelerden ve sokaklardan da para alınmalı...

Hatta çıkmaz sokaklardan iki kat fazla alınmalı...

Öyle ya; “çıkmaz” olduğunu bile bile niye giriyorsun kardeşim?

***


Bir de bizi bu “çıkmaz yol”lara sokanlar ve onların “yetmez ama evet”çi destekçileri var ya...

İşte; onlar, evlerindeki salonu odalara bağlayan koridorlar için bile ayrı ayrı para ödemeli!

***


Farkındayım; cıvıttım ama suç bende değil!

Konunun kendisi cıvık!

*****


3 ARTI 3!

Sevgili memurlar:

Hükümetin maaşınıza yapmayı planladığı zam oranı dün belli oldu.

İlk yıl için yüzde 3+3, ikinci yıl için ise yüzde 2+3...

Sizden ricam; bu zammın hepsini birden yemeyin; yoksa obez olursunuz!

Bir bölümüyle yandaş müteahhitlerin lüks sitelerinden ev alın ki; onlar da kalkınsınlar...

*****


GÜNÜN SORUSU

Bugün başkanlık sistemine geçilmesini isteyen Başbakan Erdoğan meğer Refah Partisi İstanbul İl Başkanı‘yken başkanlık sisteminin, “ABD emperyalizminin bize bir tavsiyesi” olduğunu düşünüyormuş. Sorum size:

Acaba yirmi yıl sonra ne düşünecek?

*****


Allah kimseyi düşürmesin!

Bir zamanlar Sabah Gazetesi‘nin Yazı İşleri Müdürlüğü‘nü ve Genel Yayın Müdürlüğü‘nü yapan, oradan atıldıktan sonra da cemaate biat edip yandaşlığa soyunan Star ve Today’s Zaman yazarı Ergun Babahan, Fenerbahçe-Galatasaray maçının hemen ardından attığı, “Bu kupa Amerika’ya girsin” tweet‘i nedeniyle özür dilemiş...

Kimden?

Fethullah Gülen‘den ve cemaatten... Çünkü Today’s Zaman‘dan hemen şutlanmış; eğer sıkı bir özür dilemezse Star‘dan da gönderileceğini anlamış...

Ama ne özür!

Cemaatin hizmetlerini bilen ve takdir eden biriymiş de...

Şahsen tanıdığı Hocaefendi‘ye böyle bir kötü ifade kullanmayacağını “Hizmet içindeki” dostları bilirmiş de...

Bugüne kadar sadece dostluklarını gördüğü “Hizmet”in mensuplarından ve Hocaefendi‘den kastını aşan sözleri nedeniyle özür dilermiş de...

***


Ne olur çocuklarınızı iyi yetiştirin:

Gerekirse işlerini kaybetsinler ama...

Onurlarını asla!


Mustafa Mutlu
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)