Siyasal Oyunlar


Seçimler binbir türlü izlenen siyasal oyunlar bayramlara uzanarak iktidarın karşı olduğu değeri çürütme, eritme, silme, unutturma ve yıkma sürecine girdi. Oynanmayan ve bozulmayan bir şey kalmadı. Kentler, üniversiteler, orduevleri, Atatürk’le ilgili kurum ve kavramlar, askerler, eğitim-öğretim, ekonomi, hukuk, yargı, yollar ve köprüler konusundaki düzenlemeler, değişiklikler, uygulamalar kötü gidişin açık belirtileri.

En başta “Yeni Anayasa” geliyor. Ne olduğunu, ne olacağını kısa zamanda göreceğimizi sanıyoruz. Leyla Zana’nın Erbil konuşması yanıtsız kalırken Başbakan BDP ile görüşmeden söz ediyor.

İktidar biliyor ve güveniyor. Hiçbir şeyi umursamıyor, hiçbir şeye aldırmıyor, hiçbir uyarıyı dinlemiyor. Kendi isteğinden başka hiçbir şeyi duymak ve görmek istemiyor. Değil karşı koyacak, engelleyecek hiçbir güç yok. Bilim insanları ne derse desin, aydınlar ne yazarsa yazsın, demokratik kitle örgütleri ne yaparsa yapsın, muhalefet partileri ne önerirse önersin çoğunluğu kendilerinden yana buluyor. Artistlik nutuklarla, cemaat-tarikat-aşiret dayanışması ile bağış ve yardımlarla, belediye ve vakıf-dernek katkılarıyla, partizanlık ve kadrolaşmayla “yola devam” ediyor. Memurları alanlara düşüyor.

Sorunları bilen, çözüm öneren, deneyimi, eğitim-öğretimi yeterli olan, çalışan değil bunlardan uzak kimi esnaf, işçi, çiftçiyle varoşlardakiler, köydekiler, “din-imam” deyince başka hiçbir şeye önem vermeyenler oylarıyla destekliyor. En etkin destekçi de büyük kesimi yandaş olan medya.

Üniversiteler, bağımsız ve yansız olması gereken kurum ve kurullar, yargı, kolluk güçleri ağırlığını iktidardan yana koyuyor. AB ile ABD iktidardan yana. İşverenlerin çoğu da.

Ve daha kimler, kimileri…
Varsa yan bakan hemen Silivri ve Hasdal’a.

Hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük, hak, sağlık, barış, siyasal oyunlara kaydırılıyor. Oysa siyaset soylu bir yönetim sanatıdır. Oyunla değil tertemiz oylarla yaşanır ve başarılır. Ümmetçilik mi, Araplara özenme midir nedir, şimdi de saatlere Doğu ayarı yapılacağını duyuyoruz. Batı’dan bir saat daha geri kalacağız.

“Yola devam!.. İleri demokrasi!” sözlerine gülüp, yarın 52 . yılında 27 Mayıs Devrimi’ni kazandırdıklarıyla analım.


Yekta Güngör Özden
Sözcü
Daha yeni Daha eski