Türk kızı erkekle güreşebilirdi


19 Mayıs Bayramı'nı değiştirmek için olmadık yollar arayan iktidarımızın gösterilerinden birisinde; bir erkekle bir kızımız ani bir yarışma dürtüsüyle güreşmişler. Gerici takımı kıyameti koparttı. Ama bu cahiller bilmeliler ki Türk kadını tarihte erkekle yarışmıştır ve hatta onunla güreşmiştir.
Bunun en açık ve ayrıntılı örneğini Dede Korkut Hikayelerinde buluyoruz. Oradaki Bamsı Beyrek hikayesinde, Bamsı Beyrek'in Banu Çiçek ile yarışması ve güreşmesi şöyle anlatılıyor:
'İkisi atlandılar, meydana çıktılar. At teptiler. Beyrek'in atı kızın atını geçti. Ok attılar. Beyrek kızın okunu geride bıraktı. Kız der: Bire yiğit benim atımı kimsenin geçtiği yok, okumu kimsenin geride bıraktığı yok, şimdi gel seninle güreş tutalım, dedi. Hemen Beyrek attan indi. Kavuştular, iki pehlivan olup birbirine sarmaştılar. Beyrek kaldırır kızı yere vurmak ister, kız kaldırır Beyrek'i vurmak ister. Beyrek bunaldı, der: Bu kıza yenilecek olursam, kudretli Oğuz içinde başıma kakınç, yüzüme dokunç ederler, dedi. Gayrete geldi, kavradı kızı sarmaya aldı, memesinden tuttu. Kız kocundu. Bu sefer Beyrek kızın ince beline girdi, sarma taktı, arkası üzerine yere yıktı.
Kız der: Yiğit Pay Piçen'in kızı Banu Çiçek benim dedi. Beyrek üç öptü bir dişledi, düğün kutlu olsun han kızı, diye parmağından altın yüzüğü çıkardı kızın parmağına geçirdi. Aramızda bu nişan olsun han kızı, dedi.'
Bu öykünün tarihinin 5. Yüzyıl'a kadar uzandığını biliyoruz. Milattan Önce 7. Yüzyıl'da Karadeniz'in kuzey bölgelerine egemen olan Saka Türkleri de böyle savaşçı kadınlara sahipti. Tarihte Amazon diye bilinen kadınlar da kuzeyden Anadolu hattına inen bu savaşçı Türk kadınlarıdır.
Bizim yobazın istediği dinci sistemde; erkek her istediğini yapacak, bu sünnet gibi (Peygamber gibi yaşamak) gösterilecek; kadın ise ona cinsel hizmet veren bir köle halinde kalacak. Atatürk, bu ilkel sistemi yıktığı için erkek gericiliği ona düşman oldu. 19 Mayıs ve 23 Nisan'la savaş da kadını köleleştirmek isteyen zihniyetin işidir. Şimdi bir yol ayrımındayız: Türk kadını erkeğe kölelik sistemini mi seçecek yoksa çağdaş dünya kadınları gibi eşitlik ve saygınlığı mı?

YA KURBAN BAYRAMI?
19 Mayıs Bayramı'nı '1940'lardan kalma militarist bayram' diye karalayanlara soruyorum:
-Ya kurban bayramı?
Kurban bayramında Türkiye baştan başa kan revan içinde kalmıyor mu? Yüz binlerce hayvan boğazlanmıyor mu? Dereler kıpkızıl kan akmıyor mu?
O görüntüler iyi de gençlerin ritmik jimnastik yapması mı kötü?
Dindar ve kindar gençlik iyi de milliyetçi gençlik kötü öyle mi?
Militarist ruhun günümüzdeki temsilcileri, yönetmeliği de değiştirseler; yeni kanunlar da çıkarsalar millete büyük Ata'sını unutturamayacaklar.

MEMURA ŞİİR
Antakya'dan ozan Ali Dal, zam isteyen memura bakın neleri hatırlatıyor:

Memura verilen 3+3, zam
Talandan” bakiye kalandır bence
Suskunların” sonu feryat, figan, gam
Açım!” diyen memur “yalandır” bence

Sahte İmam ile safta durdunuz
Yanlış tercihlere” mühür vurdunuz
Neticede “3+3” buldunuz
“Açım!” diyen memur “yalandır” bence

Kirli Siyasete” kandın, bölündün
Kolayca yutulan lokmaya döndün
Birlik olmamakla; “yaşarken öldün”
Açım! diyen memur “yalandır” bence

HA YOBAZ HA PKK
PKK terör örgütüne neden kızıyorduk?
-Çocukların eline molotof kokteyli veriyor; sağı solu yaktırıyorlar. Çocukların arkasına saklanıyorlar.
Şimdi de iktidarın korumasında başka bir çocuk istismarı başlatıldı. Türkiye'nin her yerinde çocukların eline yobaz takımı dilekçeler tutuşturuyor. Bu dilekçelerde; çocuklar güya 'Okulumuza mescit isteriz. Kuran kursu isteriz.' diyorlar.
Oyun yaşındaki çocukların derdi bu mudur? Belli ki yavrularımız gericiler tarafından kamuoyu oluşturmak için istismar ediliyor.
Çocukların eline dilekçe tutuşturup onları kameraların karşısına çıkartanlar ile Kürt kökenli çocuklamızın eline molotof verenlerin hiçbir farkı yoktur.
Yobaz, utanmazdır; Allah'tan bile korkmaz.

Rıza Zelyut
Güneş
Daha yeni Daha eski