Barışırlar!
Salı, Haziran 12, 2012
Yazılanlara, söylenenlere göre iktidarla Fethullah Gülen hareketi arasına “kara kedi” girmiş...
Hatta bazı kalemler bunun “kara kedi”yi çoktan aştığını ve çatışmaya dönüştüğünü söylüyorlar.
Biliyorsunuz; bu konu aylardır gündemde...
İki tarafın “âkil adamları” defalarca ara bulmaya çalışmışlar ama olmamış...
O yüzden şimdi taraflar birbirine rest çekiyormuş...
“Miş”li, “muş”lu yazıyorum; çünkü ne iktidara yakınım, ne de cemaate!
Hatta belki iki tarafın da hakkında asla “görüş ayrılığına düşmeyeceği” ender “konu”lardan biriyim!
Bu yüzden sadece gerek iktidara, gerekse cemaate yakın yazarların yazdıklarından takip ediyorum bu “çatışma” sürecini...
Neymiş; cemaatin yayın organı Zaman Gazetesi, Başbakan‘ın katılımıyla Arena Stadı‘nda yapılan İstanbul İl Kongresi‘nin haberini bile birinci sayfadan vermemiş de...
Özel Yetkili Mahkemeler‘deki çoğu hâkim ve savcılar cemaate yakınmış da; iktidar bu yüzden bu mahkemeleri kaldırmak istiyormuş da... Zaman Gazetesi ve cemaatin diğer yayın organları da buna muhalefet ediyormuş da...
Geçiniz bunları beyim, geçiniz!
***
Ne kara kedi girer onların arasına ne de çatışırlar...
Olsa olsa bir “güç bende” kontrolü oynarlar, o kadar!
Çünkü hem çıkarda ortaklar; hem de kayıpta!
Eğer bu güçlerden biri diğerine galip gelirse, ikisi de zarar görür...
Bunu da en iyi onlar bilir!
O yüzden; ufak tefek cilveleşmeler, nazlanmalar, kaprisler dışında birbirlerinin canını yakacak bir şeye cesaret edemezler!
Hele hele “çatışma, kavga, gürültü” asla olmaz...
***
Bu sütunlarda 9 Nisan’da Cümbür Cemaat adlı bir kitaptan söz ettim.
Gazeteci İlhami Yangın‘ın, bu kitapta cemaatin yıllar önce “herkesi” dinlemek ve izlemek için çeşitli kentlerde “merkezler” kurduğunu...
Bunun için; devletin parasını ve hatta haber alma teşkilatını kullandığını...
Ve bu kadroların, bir “çatlama”yı önlemek için, önce cemaatin üst düzey yetkilileri dâhil iktidar partisinin mensuplarını dinlemekle, izlemekle, kaydetmekle işe başladığını yazdı...
Ne ilginçtir ki bu kitap ve içerdiği iddialar yok sayıldı!
Düşünün bir kez:
Eğer cemaatle iktidar arasında gerçek bir çatışma olsa, bugün hâlâ ununu eleyip, eleğini asmış emekli subayların cezaevlerinde yaptığı özel konuşmaların yasa dışı kayıtları mı dolaşırdı ortalıkta; yoksa çok çok önemli siyaset adamlarının özel hayat görüntüleri mi?
***
Peki; iktidarla cemaat neden asla gerçek bir kavgaya tutuşmaz?
Dedim ya; çıkarları kadar kaybedecekleri de ortak!
Cemaat biliyor ki bugünkü iktidar olmazsa, bütün gücünü yitirir...
İktidar da biliyor ki cemaati dışlarsa, Meclis‘ten yasa bile geçiremez hâle gelir. Hatta bölünür!
Kısacası; bu oyun yakında sonlanır ve iktidar yetkilileri çok yakında yine “Okyanus Ötesi”ne selam çakmaya başlar...
Elbette oradan da “kucaklayıcı” yanıtların gelmesi gecikmez...
Ardından barış çubukları yakılır ve keyifle tüttürülür!
***
CHP‘li dostlar, sözüm özellikle size:
Siz yine de isterseniz şu “cemaat-iktidar çatışması” senaryolarına inanın.
Ama boş senaryolara aldanıp, kurmaca tahlillere güveneceğinize; nasıl “adam gibi muhalefet yaparız” diye düşünseniz daha iyi edersiniz...
*****
GÖLGE!
Geçen sene bugün yapılan seçimlerden hemen sonraydı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na, iktidarın faaliyetlerini yakından izlemek ve sorunlara çözüm üretmek için Batılı ülkelerdeki gibi bir “gölge kabine” kurup kurmayacağını sordum.
Yanıt hemen geldi ve “Meclis açıldıktan sonra kuracağız” dedi.
Aylar geçti; düne kadar bu konuda hiçbir gelişme olmadı.
Ve CHP, “gölge kabine”yi ancak dün, yani seçimlerden tam bir yıl sonra açıklayabildi!
Neden biliyor musunuz?
Bu konunun, parti içinde “kavgalara neden olmasından” korktukları için...
Kazara seçimleri kazansalardı; ne yapacaklardı, çok merak ediyorum!
*****
GÜNÜN SORUSU
CHP‘nin nihayet dün açıklayabildiği “gölge kabine”de, Başbakan Erdoğan‘ı takip etme görevi yani “gölge başbakanlık” Kamer Genç ‘e verilmiş... Sorum Kemal Kılıçdaroğlu‘na:
Bu, Kamer Genç’in sizden daha iyi başbakanlık yapacağını düşündüğünüz anlamına mı geliyor?