4+4+4 Eğitim sistemi ile toplumsal bir soykırım
(Türk Ulusu eğitim yoluyla mutasyona(kalıcı değişim) uğratılmaktadır.)
Hiçbir altyapı çalışması ve gerekli hazırlıklar yapılmadan, tamamen iktidar partisinin dayatması ile yasalaşan 4+4+4 kademeli eğitim sistemiyle tüm yurttaşların almak durumunda olduğu parasız temel eğitimde genellik, eşitlik ve karma sistemde kökten bir dönüşüm yaşanıyor. Eğitim yapısal olarak bölünüp-parçalanıyor, eğitim süresi kısalıyor, okula başlama yaşı düşüyor. Eğitim hem özel hem de kolay ulaşılamaz hale getiriliyor.
Parayla satın alınan bir eğitim sistemi dayatılmaktadır. Meslek liselerinde ise yoksul emekçi çocukları meslek liselerine mahkûm edilerek, tamamen piyasayla bağ kurmak, ucuz iş gücü yetiştirmek amaçlanmaktadır.
Katılımcı, karar alabilen bir okul/kurum yerine her gün değersizleştirilen, itibarsızlaştırılan eğitim ve öğretmenler yaratılmaktadır. Okullarımız eğitim kurumu değil de basit birer işletmeye dönüştürülmektedir.
Kesintili eğitim ile sadece cemaat ve tarikatların değil, mezheplerin ve etnik kimliklerin de ön plana çıkarılacağı, güçlendirileceği bir süreç başlatılmıştır.
Gerek iktidarın, gerekse muhalefetinde üstünü özenle örttükleri en önemli olgu ise eğitim sisteminin “Millî“ kimliğinden ve ulusal/Milli değerlerden arındırılması operasyonudur.
Teneffüs aralarında beraber top oynadığı arkadaşlarından birisi "seçmeli Kürtçe” ye, diğeri "seçmeli Kuran ve Arapça" dersine girerken, bunlardan hiç birini seçmeyen öğrenci ya bahçede yapayalnız kalacak, ya da “seçmelinin!” birini zorunlu olarak seçecektir. İşte Türk çocuğunu bekleyen eğitim sistemi!
Türkiye’yi yöneten Muaviye Müslümanları çok iyi biliyorlar ki “milli bilinç” ancak ve ancak milli bir eğitim ile sağlanır, onu bozmaksa küçük yaşlardan itibaren başlayan ayrılık, ayrımcılık uygulamaları ile kolaylaşır. Yapılan yapılmak istenen budur.
Andımıza, Gençliğe Hitabe’ ye ve 19 Mayıs ve Milli Bayram kutlamalarına açılan savaşın ardında yatan budur. İstedikleri kadar, din eksenine çeksinler, sorun açıkça "gayri millî" eksenlidir.
“Özgür irade yoksunu” , Mutasyona uğramış bir toplum yaratma amaçlı olarak gündemde tutulan, Eğitimi dinselleştirme operasyonunun önemli bir unsuru olan İmam Hatip Okullarına verilen ayrıcalıklar “dindar nesil yetiştirme” ya da “kendilerine seçmen yetiştirmek” şeklinde de algılanmalıdır.
Tüm okullar ve öğrencilere temel bir hak olarak sunulması gereken ücretsiz öğrenci servisleri, ücretsiz yemek, giyecek yalnızca İmam Hatip Okullarına kayıt yaptıran öğrencilere vaat edilmiştir. Bunu yapanlar doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı'nın yetkilileri, İl -İlçe MEB Müdürlükleridir. Eğitimin paralı olmasında büyük oranda amacına ulaşan AKP hükümeti, parasız eğitim hakkını bu şekilde sadaka gibi dağıtmaktadır.
AKP döneminde kamuda yükselmenin temel koşulu İslami bir eğitimden geçmiş olmak ön koşuluna bağlanmıştır. Toplum tarafından da görülebilen bu kadrolaşmanın kamuda iş bulma kaygısındaki ailelerin, çocuklarını İmam Hatip Okullarına yönlendirmesi için zemin hazırlamaktadır.
Akıl bilimden arındırılarak “mutasyona uğratılmış” Eğitim sisteminin ortaya çıkardığı bir diğer gerçek ise; sürgün öğrenci ve öğretmen sorunudur. 4+4+4 ile birlikte ülke genelinde 700 civarında İmam Hatip Ortaokulu açılmış ve bu sırada mevcut bazı okullar İmam Hatip Ortaokulu'na çevrilmiş, ilköğretim okulları, ilkokul ve ortaokul olarak ayrıştırılmıştır. Öğretmen sürgünlerini biliyor ve yaşıyorduk, ama şimdi Yüzbinlerce öğrenci kendi okulundan başka okullara “SÜRGÜN” ediliyor.
•4+4+4 sistemi ile çocukların ilkokul 4’ten sonra ortaokula başlamaları ile 59 bin sınıf öğretmenini kendi okulunda fazlalık durumuna sokulmuştur.
•Sınavlara, dershanelere endeksli hale getirilen eğitim sistemini özel sektöre, Diyanet’in yerine getirmesi gereken hizmetler cemaatlere ve “mele”lere devredilmiştir.
•MEB bütçesinden eğitime yapılan yatırım 2002’de yüzde 18 iken 2011 yılında yüzde 5’e düşürüldü.
• 2002 yılında Türkiye’de 2122 özel dershane varken, 2011 yılında özel dershane sayısı yaklaşık iki kat artarak 4099’a yükseldi.
• 2002 yılında özel okullara giden öğrencilerin sayısı 223 bin iken, 2011’de bu sayı iki kattan fazla artarak 498 bine yükseldi. •2002’de 64534 İmam Hatip Lisesi öğrencisi varken 2012’de bu sayı 268245’e yükseldi. Meslek Liseleri’nin içinde İmam Hatiplerin oranı %48’e ulaştı.
• 2012 LYS’de 189 bin 380 öğrenci sıfır çekti.
• 2002 yılında bir öğrenci velisi çocuğuna yılda 720 lira harcadı. 2011 yılında bu harcama 3200 liraya çıktı.
•OECD oranlarına göre Türkiye’de sadece ilköğretimde derslik açığı, ilköğretimde 158 bin 999.
Bu tablo bize, akıl tutulması ile özürlü, bilgisizlik, basiretsizlik, yetersizlik, yeteneksizlik ürünü olan 4+4+4 Eğitim sistemi ile toplumsal bir soykırım yapıldığını göstermektedir.
Mahmut Özyürek