Deniz Feneri savcılarını önce astılar sonra mahkemeye çıkarttılar!


Asılan adam mahkemeye çıkamaz.
Bu deyim; “Adaletin işlemediğini, hukukun başının vurulduğunu, siyasi gücün adaleti ele geçirdiğini” anlatmak için kullanılıyor.
Size yazmıştım. Savaştan önemli dava! 3 savcı yargılanıyordu. Bu 3 savcı (Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren, Mehmet Tamöz) 3 yıl uğraşmışlar, bilgi, belge, kanıt toplamışlar; üyeleri arasında iktidar partisi AKP’ye ve Başbakan’a yakın isimlerin bulunduğu “Deniz Feneri e.V. Derneği” soruşturmasında “organize suç” saptamışlar; şüphelilerin; “örgütlü dolandırıcılık suçu işlediklerini ve gurbetçi işçilerden topladıkları hayır paralarını kişisel servetlerine aktardıkları” sonucuna varmışlardı.
Bu 3 savcı davadan alınmıştı. Sonra da “mahkeme kararını tahrif ettiler ve görevlerini kötüye kullandılar” diye suçlanmışlardı. Adalet sarsıntı geçiriyordu.
* * *
3 savcı suçlu muydu? Bu davaya dün bakıldı. Yargıtay 11. Ceza Dairesi hakimleri mahkemeyi 16 Kasım’a erteledi. Savcı Nadi Türkaslan’ın avukatı Cevat Balta, mahkemeye bir dilekçe sundu. Dilekçiyi özetliyorum. 3 savcının “suçludurlar” diye yargılanabilmesi için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin oylama yapması ve “4 üyenin” evet oyu vermesi gerekir. 8 Eylül 2011’de oylama yapıldı.
3 hayır, 3 evet çıktı. Yani 4 oy çıkmadı. Yasa açıktı. Dava açılamaz. Savcılar yargılanamaz.
* * *
Ancak yasaya uyulmadı. 19 Eylül 2011’de oylama yenilendi. Yine 3 evet, 3 hayır çıktı. 4 oy yine çıkmadı. Buraya dikkat edin: Kanunda ve yönetmeliklerde “çoğunluk bulununcaya, yani 4 oy çıkıncaya kadar oylamaya devam edilir” diye bir hüküm bulunmuyor.Burası Türkiye!Kanun kitaplarda.Yönetmelik kağıt üstünde. 27 Eylül 2011’de üçüncü oylama yapıldı. İlk iki oylamada “Savcılar suçsuzdur yargılanmasına gerek yoktur” anlamında “hayır” oyu veren HSYK’nın avukat kökenli üyesi Ali Aydın, yargılansınlar anlamında “evet oyu” veriyor.
Ne oldu?
Ne oldu da fikir değişti?
* * *
Geldik yazının başlığına!
Önce as. Sonra mahkeme et.
Şimdi buraya da dikkat edin: Ali Aydın adlı üye bilinmeyen bir nedenden ötürü fikir değiştirince “karar sayısı olan 4 evet oyu” bulundu ve “Deniz Feneri e.V. soruşturmasının 3 savcısı suçludur, yargılansın kararı” çıkartıldı. Ve 20 Temmuz 2012’de yönetmenliğe “karar sayısı olan 4 üyenin evet demesine kadar oylamalar tekrarlanır” diye hüküm konuldu.
Savcılar önce asıldı. Sonra mahkeme kuruldu! Adaletin başı böyle vuruldu!
* * *
Şimdi bir dikkat de şuraya verin: Şubat 2012 tarihinde HSYK’nın sitesine “3 savcı suçludur” diye bir açıklama konuldu. Adamlar henüz yargılanıyor. Hüküm verilmemiş.
Fakat HSYK’nın sitesi “suçludur” diye ilan ediyor. Bu hukukun alfabesi sayılan; “Bir insan hüküm giyinceye kadar suçsuz sayılır” ilkesine de uymuyor, Adil yargılama hakkıyla da uyuşmuyor.
Açıklamayı siteye kim koydu?
Kim karar aldı?
Kim yazdı?
Avukatlar sordular. Cevap alamadılar.
Ayrıca; “2 oylamada hayır oyu veren fakat üçüncü oylamada fikrini değiştiren HSYK’nın avukat kökenli üyesi Ali Aydın (Kayseri Barosu eski Başkanı) hakkında Adalet Bakanlığı’na yapılmış kaç şikayet dilekçesi var” diye de sordular. Üyenin 3 savcı yargılansın diye fikir değiştirmesinin altında bu şikayetlerden doğan korku mu yatıyor?
Son bir dikkat!
Ben, Savcı Nadi Türkaslan’ın savunma avukatı Cevat Balta’nın mahkemeye sunduğu dilekçeyi herkes anlasın diye gazetecilik diline çevirerek anlattım. Dilekçenin aslı, hukuk diliyle yazılmıştır. Savunma avukatı ayrıca HSYK
Başkanı ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in ve Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın da bu davada tanık olarak dinlenmesini istedi.
Bu dava, savaşa girmekten önemli.

Necati Doğru

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)