ABD Türkiye’nin Suriye politikasını sıfırladı
Çarşamba, Kasım 14, 2012
İki yıla yakın bir zamandır “Esad’ın dışlanması” üzerine yoğunlaşan Türk dış politikası sonunda işsiz kalacaktır.
1 Kasım 2012 tarihli yazımın başlığı “Türkiye Fetret Dönemine Girdi” idi. Yazıda kullanıldığı anlamı ile fetret “Hükûmet gücünün gevşediği bir yerde düzenin yeniden kurulmasına kadar geçen süre” anlamına geliyordu.
***
Fetret döneminin en başta gelen belirtilerinden birisi AKP Hükümeti’nin uğruna komşusu ile karakolluk olduğu “Suriye politikası”nın bizzat ABD tarafından sıfırlanmasıdır.
***
Her ne kadar “yeni döneminde” yeni görevi icabı Milliyet Gazetesi Prof.Dr.Nur Vergin’e Ahmet Davutoğlu için vıcık vıcık yağ kokan güzellemeler yazdırsa da Ahmet Davutoğlu uluslararası arenada Türkiye’yi “sıfırlatan” Dış İşleri Bakanı olarak çok zor günler yaşamaktadır.
Vergin yazısında Davutoğlu’nu şu sözlerle yağlıyor:
“Türkiye’nin vizyon sahibi bir Dışişleri Bakanı var. Zürih ve Londra anlaşmalarının mimarı Fatin Rüştü Zorlu’dan sonra Cumhuriyet döneminin en yetkin ve azimli dış politika yapımcısı. Aynı zamanda da bir düşünür, ‘komşularla 0 sorun’ politikasının geniş ufuklu teorisyeni.” (Milliyet-01.11.2012)
İran ile, Irak ile, Rusya ile, Suriye ile kanlı-bıçaklı hale geldiğimiz bir dönemde Davutoğlu için “komşularla 0 sorun politikasının geniş ufuklu teorisyeni yazan” değil profesöre, 1. Sınıf uluslararası ilişkiler öğrencisine bile “otur 0!” demek lazım.
***
Mart 2012’den beri çeşitli vesilelerle yazıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteklediği/ kışkırttığı/ beslediği Suriye Ulusal Konseyi (SUK)’a ülkede fazla itibarı olmayan Müslüman Kardeşler’in ve onun eteği altında “direniş”e katılan El Kaide ve Selefilerin yön vermeye çalıştığı aşikardır.
Bu hali ile SUK Suriye muhalefeti içinde temsili bir konuma sahip değildir.
ABD, SUK’un ve onu pohpohlayan Davutoğlu politikalarının aczini nihayet gördü ve geçtiğimiz yıl ağustos ayında İstanbul’da Türkiye’nin koruması altında kurulan Konsey’in Suriye muhalefetini temsil yeteneğine sahip olmadığını nihayet yedi düvele açıkça ilan etti.
Bu açık ilanı, tek tük istisnası dışında, bir tek necip Türk basını duymadı!
ABD 6 Kasım’dan sonra Suriye’de hangi muhalefet güçlerini destekleyeceğini resmen ilan edecek.
Bu ne demektir?
İki yıla yakın bir zamandır “Esad’ın dışlanması” üzerine yoğunlaşan Türk dış politikası sonunda işsiz kalacaktır. ABD bizzat kendisinin seçtiği ve desteklediği “Suriye muhalefeti”ni ilan ettiği an zaten yavaş yavaş dışlandığı Ortadoğu’da Türkiye’nin hiçbir kıymet-i harbiyesi kalmayacaktır.
***
Ahmet Davutoğlu’nun muhteşem hesaplara dayanan katakulli oyunu ne idi?
1) Ahmet Davutoğlu ABD’nin istediği gibi Esad’ın Suriye’den kovulması için Türkiye’nin tüm maddi/manevi olanaklarını ortaya koydu.
2) ABD’nin istediği şekilde Esad al aşağı edilecek, ancak yerine kimseye hissettirmeden Davutoğlu’nun ağabeylik yaptığı Sunni Müslüman Kardeşler iktidara getirilecekti.
3) Mezheptaşları onlara iktidar ikram ettiği için Davutoğlu’na minnettar kalacaklar, böylece
Davutoğlugiller “Yeni Osmanlı” olarak Ortadoğu’da ilk sadık bendelerini yaratacaktı.
4) Bu uğurda Müslüman Kardeşlerin zayıf yapsından faydalanarak ortalık yerlere dökülen El Kaide ve Selefi türü teroristlere de “düşmanımın düşmanı dostumdur” şiarı ile göz yumuldu.
5) Sonuçta 100 bin üzerinde mülteciye kucak açıldı, muhalif teröristlerin Türkiye’de üs kurmalarına müsade edildi, teröristler Hatay ve civarında millete kök söktürdüler. En önemli dış ticaret ortaklarımızdan Suriye ile tüm ticaret durdu, milyar dolar kayıplar oluştu. Hatay ve giderek Güneydoğu halkı maddeten perişan oldu.
***
Ancak, SUK uyduruk muhalefetten kurulu olduğu, halk arasında destek bulamadığı için Esad Rejimi’ne beklenen darbeyi bir türlü vuramadı. Üstelik, ABD fark etmeye başladı ki, muhalefete verilmek üzere Türkiye’ye teslim edilen silahlar habire ABD’nin en büyük düşmanı El Kaide’nin eline geçiyor.
ABD çeşitli defalar uyarılarını yaptı ama Davutoğlu’nun kibiri parmağı ile kendisini çağıran Obama’nın peşinden koştururken bile nasıl bir uyarı aldığını görmeye yetmedi.
Şimdi içinde Türkiye olmayan bir çözüm aranacak!
“Yetenek Sizsiniz Türkiye” den vazgeçildi.
“Yeteneksizsiniz Türkiye” faslına geçildi!