Bir ölümün öyküsü


Sevgili okuyucularım, Gezi olayları sırasında öldürülen gençlerle ilgili acı gerçekler birer birer ortaya çıkıyor.
Eskişehir’de öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın polisler tarafından caddede sopalarla dövülerek öldürüldüğü kamera kayıtlarıyla belgelendi.
Aynı olaylar srasında Hatay’da öldürülen gencin adı Abdullah Cömert. Onun polisler tarafından atılan gaz fişeği ile öldürüldüğü ortaya çıktı. Fişek kafasına isabet ediyor ve Abdullah ölüyor.
Olay o kadar net ki, AKP’nin elindeki Adli Tıp Kurumu bile ölüm olayının böyle gerçekleştiğini raporunda vurguluyor. Hem de oybirliği ile.
Gezi olayları sırasında insanların üzerine yüzlerce ton zehirli su sıkıldı. TOMA’ların içine konulan sulara bile zehirli kimyasal maddeler eklendiği belgelendi.
Kitlelerin üzerine sıkılan tonlarca biber gazına hiç değinmeyeceğim. Ama bir de gaz fişekleri var.
Bunlar tüfek benzeri bir aygıtla, aynen mermi gibi, kalabalığın üzerine fırlatılıyor. Başka bir deyişle namluda mermi yerine gaz fişeği var!
Bunlardan boş bir kovan masamın üzerinde duruyor. Gezi olayları sırasında Ankara’da polis tarafından kullanılan binlerce kapsülden biri.
Ağırlığı 150 gram.
* * *
Kovanın üzerinde bazı yazılar var. Brezilya’da üretilmiş. Aynen şunlar yazıyor:
“Açık alanlar için gaz fişeği.
Doğrudan insanların üzerine ateş etmeyiniz.
İlk yardım: Gözlerinizi ovalamayınız ve açık olarak rüzgar yönüne doğru tutunuz.
Olası yangın tehlikesi yaratabilir.
Sadece iyi eğitimli personel tarafından kullanılmalıdır.
Dikkat: Son kullanım tarihinden sonra kullanılması tehlikelidir.”
Böylesine tehlikeli bir bomba!
Kafanıza isabet ederse ya gözünüzü yitiriyorsunuz, ya da ölüyorsunuz. Boş ağırlığı 150 gram olan, dolusu belki 200 grama ulaşan bir metal parçasının kafanıza hızla, mermi
hızıyla isabet ettiğini düşünün.
Fişeğin üzerinde açık ve net bir uyarı daha var:
“En uzak mesafeye atabilmek için 45 derecelik açı ile atış yapınız.”
Olaylar devam ederken ekranlarda izledik:
Polisler bu fişekleri, ellerinde özel tüfekle doğrudan insanları hedef alarak atıyordu… Ve
böylece, isabet alan nice insanımız şansı varsa ölmedi, sadece yaralandı!..
Gözlerini yitirenler, kemikleri kırılanlar, daha hafif atlatanlar oldu.
Abdullah Cömert’in öldürülmesiyle ilgili olarak hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporunun sonuç bölümü şöyle:
“Ölüm nedeninin toplumsal olaylarda karmaşa bastırmak için kullanılan silahtan atılan gaz fişeği olduğu tesbit edilmiştir. Gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu oluşan kafatası kırıkları ve beyin kanaması…”
O genç insanı hangi polis öldürdü?..
Göreceksiniz, üzeri örtülecek ve hiçbir zaman ortaya çıkmayacak!

ADD’nin burs çağrısı

Sevgili okuyucularım, ülkemizin bu iktidar döneminde ne durumlara düşürüldüğünü hep birlikte görüyoruz.
Atatürk’ü, devrimlerimizi, bu ülkeyi canları pahasına kurtaran kahramanları yok etmek ve
unutturmak amacıyla onları ders kitaplarından çıkardılar.
Bütün istekleri, kendi yönetimleri altında yeni bir Türkiye kurup şeriatçı kuşaklar yetiştirmek.
Ellerinde çok büyük paralar var.
Hükümet onları destekliyor, paralar onlara akıyor. Son olarak kurban derilerinin bile Türk Hava Kurumu tarafından toplanmasını yasak ettiler. Deri piyasasında korkunç paralar dönüyor.
Önümüzdeki Kurban Bayramı’nda eğer kurban kestirecekseniz sizin paranızla bir vurgun daha yapacaklar.
Yöneticileri Almanya’da yolsuzluktan yargılanıp hapis cezası alan Deniz Feneri Derneği bile
kurban derilerine göz dikmiş durumda. İstedikçe istiyorlar, verdikçe doymuyorlar.
* * *
Türkiye’de bu kafalara karşı mücadele veren az sayıda sivil toplum kuruluşu var. Hiçbirinin maddi olanakları ve parası yeterli değil.
Üstelik attıkları her adım hükümet tarafından izleniyor.
Bunlardan biri de Atatürkçü Düşünce Derneği. Birkaç gün önce köşe yazarlarına bir mektup göndermişler, bana da geldi.
Öğrenciler için burs istiyorlar.
Bu derneğin maddi durumunu iyi biliyorum çünkü başkanı benim eşim, Tansel Çölaşan.
Parasal olanakları son derece kısıtlı. Burs için başvuruda bulunan ve gerçekten ihtiyacı olan Atatürkçü öğrencilere yeterince yardım etmeleri mümkün olmuyor…
Ve Atatürkçü Düşünce Derneği sizlerin de bu konuda maddi katkınızı bekliyor. Az veya çok, hiç farketmez.
Çam sakızı çoban armağanı…
İşte o mektup:
* * *
“Yıllardır olduğu gibi bu yıl da kimi öğrenci ve ailelerin daha okula kayıt yaptırmak üzere
gittiklerinde, Cumhuriyet karşıtlarınca kapıda karşılanıp bedava öğretim ve konaklama vaadiyle ele geçirildiğine tanık olduk.
Tercih olanağı olmayanların bu yolla potansiyel bir Cumhuriyet karşıtı olarak yetişmelerinin önü ne yazık ki böyle açılmaktadır.
Laik-çağdaş yaşamı seçmiş oldukları halde, bu yaşamı kendilerine sağlayan Cumhuriyet’e ve değerlerine sahip çıkmanın aslında bir görev olduğu bilincini taşımayan ve bu nedenle bilerek veya bilmeyerek Cumhuriyet karşıtlarına hizmet eden kesimlerin varlığı, Cumhuriyet devrimlerine bağlı gençlik yetiştirme olanağını giderek yok etmektedir.
Atatürkçü Düşünceyi yaşam biçimi kabul eden gençliğe satırlı, palalı yaratıklarca acımasızca saldırıldığı dahi görülmektedir.
Bu nedenlerle Derneğimiz geçmişten bugüne sınırlı imkanlarıyla ve elbette ki halkımızın katkılarıyla, asli görevleri yanında gençlere şubelerimiz eliyle burs sağlamaya çalışmaktadır.
Ne var ki, gelinen noktada Derneğimize burs almak için başvuran genç sayısındaki
inanılmaz artış karşısında talepleri karşılamakta yetersiz kalıyor, belki de onların belli odakların eline düşmelerine engel olamıyoruz.
Bu nedenle, siz değerli yazarlarımız aracılığıyla HALKIMIZA (çağdaş Türkiye’nin gelecek kuşaklarını yetiştirmek üzere) Genel Merkezimize BURS BAĞIŞINDA bulunmaları için SESLENMEK istiyoruz.
Aşağıda yer alan ADD Genel Merkezi’nin burs bağışı yapacaklar için bildirdiği irtibat telefonuna ve banka hesap numarasına köşenizde yer verirseniz bizi çok mutlu
edersiniz. Saygılarımızla.
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi
1. Bağışta bulunacaklar için irtibat telefonu: 0533 259 78 79
2. Banka Burs Hesabı: Vakıflar Bankası Maltepe Şubesi IBAN:TR 1200 0150 0158 0072 8771 2934
3. Tüm bilgi, Yönetmelik ve ek bilgi web sitemizde yayımlanmaktadır. (www.add.org.tr)”
Bu çağrıya sizin de bir katkınız olmasını ister misiniz?
* * *
Emin Çölaşan’ın notu:
Adana’dan bir okuyucum yazıyor: “Adana Ceyhan’da oturuyorum… Cuma namazı için camiye gittim. Hay gitmez olaydım. Müftü merkezi sistemden vaaz veriyordu. Bitince ‘Bir duyurum var. Adana Valiliği’nden duyurulur. Sayın Başbakanımız hafta sonunda Adana’da olacaktır. Herkes davetlidir” deyince cemaat mırıldandı: Bu kadarına da pes yani, siyaseti camiye soktular.”
Adana’da bütün kamu çalışanlarına karşılama törenine katılmaları için emir verildi. Adana Valisi, dünkü yazımda sözünü ettiğim Hüseyin Avni Coş!


Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)