Atılan İşçiler Derhal Geri Alınsın!



DİSK Yönetim Kurulu olarak Zet Farma Lojistik’te işten atılan Nakliyat İş üyesi
işçilerin direnişini ziyaret ettik.

Soğuk demeden, yağmur demeden 3 Kasım’dan beri burada direnişlerini sürdüren Nakliyat-İş sendikamıza üye işçi kardeşlerimi konfederasyonumuz DİSK adına selamladım.

Çok zor ve ağır koşullarda, gece gündüz çalışıp evlerine ekmek götürmeye çalışan işçi arkadaşlarım Anayasal haklarını kullanıp Nakliyat-İş sendikamıza üye oldular.

Ancak Anayasa ve yasaları ayaklar altına alan işveren, burada bir sosyal cinayet işledi. 10’u Nakliyat-İş sendikamızın üyesi olmak üzere toplam 12 işçi işten atıldı.
Sendikalı oldukları için işten çıkarılan kardeşlerimizin okula giden çocuklarının alınması gereken defteri var, kitabı var. Bu soğuk havalarda ısınması gereken evleri var. Arkadaşlarımızın tütmesi gereken bacaları, yanması gereken ocakları var! Bu arkadaşlarımızın sadece kendilerine değil, çocuklarına yönelik de bir suç işlenmektedir. Onların gelecekleri çalınmaktadır.

Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükler, hem yasal düzenlemeler aracılığıyla, hem de uygulamayla ağır bir biçimde ihlal ediliyor. Her yıl on binlerce işçi, kendi özgür iradeleriyle sendikaya üye olmak istediği için işten atılıyor. Sendikal haklarını kullanan işçiler baskı, tehdit ve hatta şiddet ile karşı karşıya kalıyor. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’e bağlı sendikaların direniş çadırlarında bu Anayasal hak için mücadele veriliyor.

Bugün Türkiye’de her yüz işçiden sadece 5’i toplu sözleşme hakkından faydalanıyor. Parası olan işverene Anayasa’yı, yasaları çiğnemek hakkı veriliyor. Sendikal hak ve özgürlükler ayaklar altına alınıyor.

İşverenlere bu sosyal cinayetleri işleme cesaretini veren ise maalesef hükümetin övündüğü yasalardır. 6356 Sayılı Yasa’da yer alan çifte baraj, yetkinin bakanlıktan alınması ve yetki itirazları, işverenlere bu gibi yasadışı, insanlık dışı uygulamalar için cesaret vermektedir. Bu mu demokratikleşme, bu mu sendikal hak ve özgürlükler!

Türkiye’de iş cinayetlerinin en önemli nedenlerinden biri de bu sendika düşmanlığıdır. İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığını denetleyecek olan, işçileri hakları konusunda bilinçlendirecek olan sendikalardır. İşçilerin örgütlenmesine karşı yasalar çıkaranlar, işçilerin sendika gibi bir sendikaya üye olmasını engelleyenler yüzünden Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü ülkedir.

İşverenler Anayasa’yı, yasaları çiğnerken cesaretini kimden alıyor bellidir. Ancak biz cesaretimizi işçi sınıfının birliğinden, mücadelesinden ve dayanışmasından alırız. Burada arkadaşlarımız işçi sınıfının onurlu mücadele tarihine yeni bir destan ekliyorlar. Zat Farma işçilerinin zaferi, işçi sınıfının zaferi olacaktır.

Zet Farma’da ve Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’li işçiler baskılara, tehditlere, hukuksuzluğa pabuç bırakmıyorlar. Onurlu Zet Farma işçileri gibi direnerek haklarına sahip çıkıyor.

Onuruyla direnen, adalet isteyen, haksızlık karşısında eğilmeyen bu arkadaşlarımız işbaşı yapana kadar, onlarla kol kola omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu onur mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağız.

Zet Farma işçisi yalnız değildir. Atılan işçiler tekrar geri alınana kadar mücadelemiz sürecektir.



Kani Beko
DİSK Genel Başkanı




Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)