Cumhuriyet’in İlanı ve Atatürk’ ün Muhteşem Tespitleriyle Dünü, O Günü ve Yarını Anlatan Mektubu
Çarşamba, Ekim 14, 2015
29 Ekim 1923 Gece saat 20.30 ve Meclis,
Yeni TÜRK devletinin rejimi, Cumhuriyet'i ilan ediyor.
Gazi Mustafa Kemal İlk Cumhurbaşkanı seçiliyor.
Ertesi gün iki büyük devlet adamı bu pozu veriyor.
Yeni rejim o gece büyük bir coşkuyla top atışlarıyla bütün Türkiye’ye ve bütün dünyaya duyuruluyor.
Halk mutluluktan sabahlara kadar bayram havası yaşıyor.
Günlerden 30 Ekim 1923…
Gazi Mustafa Kemal ertesi gün ilk iş olarak İsmet Paşa’ya kendi el yazısıyla bir mektup yazıyor.
Çoğumuzun İlk kez şahit olacağı bu mektup, büyük bir devlet adamının bir başka büyük devlet adamına yazmış olduğu bir şaheserdir. Lütfen dikkatlice okuyup hafızamıza kazıyalım….
Osmanlı’dan Devralınan Yüz Kızartıcı Mirasın
Ve
Ülkemizin Nerelerden Nerelere Geldiğinin Göstergesidir.
Askeri Zaferi Kazanmışız Ama Daha Yapılacak Çok İşler Var.
Her Şeye Sıfırdan Başlıyoruz.
Atatürk Muhteşem Bir Durum Tespiti Yapıyor.
Devraldıkları Ülke İşte Böyle Perişan Durumdaydı.
“Sevgili Paşam!
Cumhuriyet’in ilk Başbakanı olarak seni düşünüyorum.
Dur, hiç itiraz etme.
Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın.
Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Durumumuzun bir bölümünü Cephe Komutanı ve Lozan Baş Delegesi olarak elbette biliyorsun.
Büyük devletlerin bu sefil duruma bakarak, kısa zamanda pes edeceğimizi sandıklarını Lozan dönüşü sen bize anlattın.
Ben sana şimdi bildiğinden daha da acıklı olan genel durumu özetleyeceğim.
Bize geri, borçlu ve hastalıklı bir vatan miras kaldı.
Yoksul bir köylü devletiyiz.
Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 kilometre kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz. Ülkenin Kuzeyini Güneyine, Batısını Doğusuna bağlamamız, vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart.
Denizciliğimiz acınacak durumda.
Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olana bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız.
Doğudaki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni Cumhuriyetle de insanlıkla da bağdaşmaz.
Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalıyız. Her yerde tefeciler halkı eziyor.
Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz.
Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor.
Doktor sayımız 337, sağlık memuru 434, ebe sayısı 136.
Pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor.
Üç milyon insanımız trahomlu. (Gözleri kör eden bulaşıcı bir hastalık. EÇ.)
Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde. (Cumhuriyet bunları yok etti. EÇ.)
Bit ciddi sorun.
Nüfusumuzun yarısı hasta. Bebek ölüm oranı yüzde 60’ı geçiyor. Nüfusun yüzde 80’i kırsal bölgede yaşıyor. Bunun önemli bölü mü göçebe.
Telefon, motor, makine yok.
Sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz.
Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir’in bazı semtlerinde var.
Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Yanan bina sayısı 114.408. Ülkeyi neredeyse yeniden kurmamız gerekiyor.
Yunanistan’dan gelen göçmen sayısı 400 bini geçecek.
İktisadi hayatımız da eğitim durumumuz da içler acısı. İktisatçımız çok az.
Zorunlu okuma yaşındaki çocukların ancak dörtte birini okutabiliyoruz. Halkın eğitimi hiç çözülmemiş.
Oysa Cumhuriyetin insan malzemesini hazırlamalı, namus cephesini güçlendirmeliyiz.
Kültür eserleri kaçırılmış, kaçırılmaya devam ediliyor. Raporlar da daha ayrıntılı, daha acı bilgiler var.
Bunları bakanlara ve parti yönetim kuruluna da ver. Genel durumu tam bilsinler.
Bütçemiz, gelirimiz yetersiz. İktisadi çıkmazdan kurtulmak için geliştirdiğim bir düşüncem var. Bu düşünceyi günü gelince konuşuruz.
Hedefimiz milli iktisat. Bağımsızlığın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı.
Osmanlı bu gerçeği geç fark etti. Fark ettiği zaman çok geç kalmıştı.
Cumhuriyete uygun bir anayasaya gerek var. Bu zor durumdan nasıl çıkılabileceğini gösteren ne bir örnek var önümüzde, ne de bir deney.
Ama yılmamak, ucuz ve geçici çarelerle yetinmemek, halkı kur tarmak için sorunları çözmek, kalkınmak, ilerlemek, milli egemenliğe dayalı uygar ve özgür bir toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyine yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak ve bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız.
Bu ana kadar bu ideali koruyarak geldik. Bundan sonra daha hızlı yürümek zorundayız. Bunun için gerekli yöntemi, yolu birlikte arayıp bulacağız.
Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız.
Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu.
Bu büyük görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim.
Allah yardımcımız olsun!”
Diyor yüce ATATÜRK !.....
Tüm kahraman ve aziz, Şehit ve Gazilerimizi, ATATÜRK, İNÖNÜ ve tüm vatansever silah arkadaşlarını, bize bırakmış oldukları bu cennet vatan, bağımsızlık ve Cumhuriyet için, saygı, minnet ve en güzel, en temiz duygularımızla, rahmetle anıyoruz. Allah sizlerden razı olsun. Ruhlarınız şad olsun. Siz yüce insanlarımıza layık olmak bir mucize ama biz yine de layık olabilmek için gece gündüz çalışacağız.
Kaynak;
Cumhuriyet-Türk Mucizesi, ikinci kitap-TURGUT ÖZAKMAN
Yazan;
Hasan DURGUT-11/10/2015-18:10
ATATÜRKÇÜ
KUTSAL DAVA ARKADAŞLARIMA
YÜCE TÜRK MİLLETİMİZE SESLENİYORUM
Kardeşlerim; ‘’Gün, Atatürkçü olan herkesin, asil halkımızın öğretmeni olma günüdür.’’ Her Atatürkçü, Atatürk ilke ve inkılaplarını çok iyi bilip, uygulayan, anlayan, kendisini daima geliştirip, bilinçlendirerek, doğru kitapları çok okuyarak, doğru kaynakları çok araştırarak, çok sorgulayarak bir halk öğretmeni olmalıdır. O gün bu gündür kardeşlerim. Sizde felakete doğru gittiğimizi elbet görebiliyorsunuzdur. Ben çok iyi görebiliyorum.
Yüce Atatürk ve silah arkadaşları, aziz şehit ve gazilerimiz, ‘’ÇANAKKALE’’ ve ‘’KURTULUŞ SAVAŞI’’ günlerinde, ‘’CUMHURİYET’’ i kurdukları günlerde ve hemen ardından ne yaşadılarsa aynısını yaşıyoruz. Lütfen bunları iyi görünüz, o günleri ve bu günleri doğru kaynaklardan inceleyiniz ve aynı şeyleri mutlaka göreceğinize emin olabilirsiniz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİN EN BÜYÜK MESAJ
‘’NUTUK’’
Yine ‘’NUTUK’’ ta bulunan bir mesajı da ben tekrar hatırlatmak istiyorum.
-Yüce ATATÜRK diyor ki;
-TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ ni kuran, TÜRKİYE halkına
-‘’TÜRK MİLLETİ’’ denir.
‘’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’
‘’YA İSTİKLAL YA ÖLÜM’’
''BENİM NAÇİZ VÜCUDUM BİR GÜN ELBET TOPRAK OLACAKTIR. FAKAT TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR’’
Yüce TÜRK MİLLETİMİZİN, asil çocukları, kutsal dava arkadaşlarım, canım kardeşlerim !...
-Kanmayın, asırlardır Allah ile aldatan, dinsiz dincilere !...
-Kanmayın, asırlardır peşimizdeki Emperyalist canilere !...
-Kanmayın, asırlardır vatanımızı parçalamak isteyen bölücü terör örgütleri, aziz şehitlerimizin, beşikteki bebeklerimizin, katillerine !...
-Ve şimdi kardeşlerim ülkemizin asırlardır en büyük azılı düşmanları ‘’Düşmanımın düşmanı benim dostumdur’’ deyip birleştiler.
-Yani !...
1-Allah ile aldatan, dini kendine alet edinen, din taciri, dindar olmayan sahte dinciler.
2-Emperyalist devletler.
3-Bölücü terör örgütleri.
-Bu soysuzlar birleşti tek bir güç olup şehit kanlarıyla sulanmış kutsal topraklarımıza salyalarını akıtmaya kanlı hançerlerini bağrımıza saplamaya çalışıyor kardeşlerim uyanın artık. Yoksa bu son uykunuz olabilir.
‘’BİZ HEPİMİZ KARDEŞİZ ‘’
Kandırmaya çalışıyorlar biz kardeşleri, kandırmaya çalışıyorlar lanetli iblisler. Hâlbuki din, dil, ırk, mezhep ayırmaksızın, omuz omuza bu ülkeyi kurtaran, omuz omuza can verip şehadet şerbetini içen biziz, biz yiğitleriz.
Cennet vatanımız için aziz şehit ve gaziliği birlikte tadan, canla başla hep birlikte bu ülkeyi kurtaran, TÜRK, KÜRT, LAZ, ÇERKEZ, GÜRCÜ, BOŞNAK, ARNAVUT, ARAP, HEMŞİN, POMAK, ROMEN, ZAZA, GÜRCÜ, SÜRYANİ, RUM, NASTURİ, KELDANİ, BAHAİ, LEH, MALAKAN, YEZİDİ ve daha adını sayamadığım nice etnik gruplarla kardeşlik içinde dünyaya en büyük ve en güzel, örnek yaşayan halkımızı kandırmaya çalışıyorlar. Sakın kanma bu soysuzlara !...
Yüce ATATÜRK, tüm aziz şehit ve gazilerimiz, hiç ayrım yapmadan, eşit bir şekilde hepimizi asil bağırlarına basmış, hepimiz için ne yokluklarla, aç, susuz, bin bir türlü imkansızlıklar içinde, bin bir türlü canilikler, tecavüzler görüp yaşayarak, tüm cephelerde savaşmış, şehit olmuş, gazi olmuş, canını, malını, eşini, kardeşini, sevdiğini, vücudunun bir parçasını, yitirmiş ama hiçbir zaman vatanına ihanet etmeden, pes etmeden, yurdumuzu işgalden kurtarıp, bu cennet vatanı bizlere emanet etmiş ve hepimizi baş tacı yapmışlardır.
YÜCE TÜRK MİLLETİ
HASAN KEMAL DURGUT
(TCHKD)