Darbe girişimi gecesi genelkurmay binasında yaşananlarla ilgili hazırlanan iddianamede, devletin ‘FETÖ’yle mücadeledeki tavrı eleştirildi.
Ankara başsavcılığının hazırladığı iddianamede ‘FETÖ’nün 12 Eylül darbesinin ardından hiçbir ciddi araştırma ve soruşturmaya konu edilmediği belirtildi.
İddianamede, “Örgütün nihai amacı sorgulanmamış, dini ılımlı bir cemaat denilerek geçiştirilmiştir. Devletin her kurumu bu örgütün faaliyetlerinden işkillenip araştırmak yerine ‘İhanet etmezler’ anlayışı ile hareket etmiş, uyuşturulmuş ve uyutulmuştur” dendi.
‘İlk soruşturma 1982’de’
‘FETÖ’ye ilişkin ilk resmi soruşturmanın Mayıs 1982 tarihinde Kuleli Askeri Lisesi’nde yapıldığı aktarılan iddianamede 90 civarında öğrencinin okuldan atıldığı kaydedilirken, 15 Temmuz’la olan bağa dikkat çekildi: “Bu öğrencilerin tamamının 15 Temmuz darbe girişiminde general veya albay rütbesiyle ön saflarda yer aldığı tespit edilmiştir. 1980’li yıllarda askeri okullarda yürütülen soruşturmalara muhatap olmuş, Şener Topuç, Murat Yetgin, Erdem Kargın, Hidayet Arı, Mehmet Nuri Başol, Eyüp Gürler ve daha birçoğu bu kişiler arasındadır.”
‘Askeri okulların içi boşaltıldı’
Askeri okullarda 2008 yılından bu yana mesleki bilgi, tecrübe ve yeterliliğe sahip nitelik personelin neredeyse tamamının okul dışındaki başka kadrolara atandığı bilgisine yer verilen iddianamede, “Askeri okulların öğretmen kadrolarının içi boşaltılmış; boşaltılan kadrolara örgüt mensuplarının dış kaynaktan alımı ve atamaları yapılmıştır” dendi.
‘Cemaatin arkasındaki ABD, küresel güçler açığa çıktı’
‘FETÖ’nün gelişmesinde ABD’nin rolüne dikkat çekilen iddianamede, darbe girişiminin başka ülkelerin bilgisi ve yardımı dahilinde gerçekleştirildiği iddiasına yer verildi: “ABD tarafından 21 Mart 1999 günü ülkesine kabul edilen Fetullah Gülen ve ona bağlı cemaatin amacı, devlete sızıp onu ele geçirmek ve küresel güçlerle işbirliği içinde yönetmekten ibarettir. Cemaatin arkasındaki ABD, küresel güçler açığa çıkmıştır. (…) Devletin bu yapıyla etkin mücadeleye başlaması sonrasında, kadroları tasfiye sürecine giren Fetullahçı Terör Örgütü, yabancı dostlarının da bilgisi ve yardımı dahilinde, örgüt mensuplarının istilasına uğrayan milli ordumuzu kullanarak, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde bulunmak suretiyle ihanette sınır tanımadığını göstermiştir.”