23 Nisan yemini
Pazartesi, Nisan 23, 2012
Yalçın Küçük arkadaşımız, 19 Nisan 2012 günlü yazısında Hobson’a da gönderme yaparak, “Demokrasi düşmanlığının emperyalizmin kökünde bulunduğuna” dikkat çekiyordu.
Hilferding, Hobson, Lenin gibi emperyalizmin teorisini yapanlar, daha 20. yüzyılın başlarında emperyalizm ile halk yönetimi arasındaki karşıtlığı, ekonomik temelleriyle gösterdiler.
Çağımızın temel çelişmesi budur: emperyalizm ile demokrasi arasındaki, başka deyişle emperyalizm ile Mazlum Milletler arasındaki çelişme.
1920’den 2012’ye
Bizim 23 Nisan 1920 tecrübemiz emperyalizm ve demokrasi teorisini doğrulayan çok öğretici bir örnektir.
Türkiye’de “Milli Hakimiyet” rejimi emperyalizme karşı savaşın ateşi içinde kurulmuştur.
23 Nisan 2012’de geldiğimiz yer işte meydandadır: Bugün Türkiye, “deliğe süpürülme” yetkisini Washington’a teslim edenler tarafından güdülmektedir.
Türkiye’nin 92 yıllık deneyimi, çağımızın temel gerçeğini gözler önüne seriyor.
Türkiye, dünya sermayesinin merkezlerinden bağımsızlaşarak demokrasisini kurmuş ve dünya merkezlerinin denetimine girerek demokrasisini kaybetmiştir.
Atanmışlar rejimi
Ortada sözümona bir sandık vardır. Seçmen o sandığa oy atmaktadır. Ancak yakın tarihimize bakıyoruz, CIA’nın Rand Corporation adlı strateji kuruluşu daha 1996 yılında, 2002 Kasım seçiminde sandıktan Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün çıkartılacağını ilan ediyor. Demek ki, seçim bizim bildiğimiz tarihten en az 6 yıl önce yapılmıştır. Ve seçmen, sandığa giden milyonlar değil, Washington’daki emperyalist yönetimdir.
23 Nisan Atlantik’te boğuldu
23 Nisan rejimi, 1945 sonrasında Atlantik sistemine bağlanmamızla su almaya başlamış ve 1980 12 Eylülündeki Amerikancı darbeyle batırılmıştır.
23 Nisan, Atlantik’te boğulmuştur.
1980 sonrasının tipik yöneticileri, Turgut Özal, Tansu Çiller, Kemal Derviş, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’dür.
Bunlar, 23 Nisan karşıtı Atlantik rejiminin atanmış kâhyalarıdır. Efendileri adına çiftliği yönetirler.
23 Nisan 2012 gerçeği: BOP Eşbaşkanlığı
Anayasada yazılanlar hikâyedir. Bugünkü Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin gerçek kurumu, BOP Eşbaşkanlığıdır.
23 Nisan karşıtı rejimde, yasalar meclisten çıkmaz, Washington’dan ve Avrupa Birliği’nden gelir. Bu gizlenmez, herkes görür ve bilir. Bu açıdan rejim şeffaftır; yani saydamdır.
Saydam olmayan İsviçre’deki gizli hesaplardır.
23 Nisan’ın Ordusu ve Profesyonel Ordu
23 Nisan Milli Hakimiyet sisteminin emperyalizme karşı savaşan bir Ordusu vardı. Padişahın ordusundan farklı olduğunu Mustafa Kemal Paşa, Ukraynalı Sovyet Mareşali Frunze’ye çok güzel anlatmıştır. Anadolu’da halka dayanarak yeniden kurulmuştur.
Atlantik sistemi, o ordunun İstiklâl Savaşı değerlerini ve geleneklerini sürekli tahrip etmiştir ve ABD emperyalizmi o Orduyu derin ve kapsamlı bir operasyonla tasfiye etmektedir. Yerine halkla hiçbir bağı olmayan özel silahlı güç oluşturulması planlanmıştır. Böylece 23 Nisan’ın devlet içinden temizlenmesini tamamlama peşindedirler. Emperyalist sistemde “demokrasi”, Mazlumlar Dünyasına ABD Ordusuyla götürülmekte ve kurulmaktadır. Emperyalist demokrasinin örnekleri, Afganistan’dır, Irak’ın ve Libya’nın işgalidir.
Demokrasinin olmazsa olmazı
92 yıllık bu uluslararası deneyimden sonra şunu saptayabiliriz: 23 Nisan, Türkiye’de ve dünyada demokrasinin anahtarını veriyor. Demokrasi, bağımsızlıkla kurulur. Bağımsızlık, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Bağımlılık, adı üstünde dışa bağımlılıktır; karar yetkisini emperyalistlere teslim etmektir.
Cumhuriyet tarihinin en önemli günü, 23 Nisan’dır. Devrimin günüdür. Bu açıdan hiçbir tarih, 23 Nisan’la karşılaştırılamaz.
23 Nisan düşmanlarını deliğe Türkiye halkı süpürecek
Demokrasi için birinci görev, “deliğe süpürülme” yetkilerini Washington’a teslim etmiş olanları, Türkiye halkı olarak deliğe süpürmektir.
Hayır, onları Washington veya Tel Aviv değil, biz deliğe süpüreceğiz.
23 Nisan yemini budur.
Doğu Perinçek
Aydınlık
Tags