CHP’den şok iddia


Tahran’da bir gün ertelenen randevunun altından nükleer kriz çıktı. Ahmedinecad, Obama’nın mesajını taşıyan Erdoğan’a tavır koydu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ahmedinecad’ın, Başbakan Erdoğan’la buluşmayı ertelediği gün, Esad’ın danışmanı ve Türkmenistan Başbakanı ile görüştüğünü açıkladı. Tekin, “Türkiye’ye bir ders verilmeye çalışılmıştır. Türkiye’nin onuru incitilmiştir” dedi.

Kuryeliğe mi indin!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, skandal için şöyle dedi: Sen koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’sın. O gün 2 görüşme yaptı Ahmedinecad. Atlayıp uçağına dönmedi. Dönemez ki, Obama’nın sözlerini iletecek. Başbakanlıktan kuryeliğe ne zaman indin?

İran’da diplomatik skandal
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen nükleer zirvede alınan kararları Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’a iletmek üzere yaptığı Tahran ziyaretinde diplomatik skandal patlak verdiği ortaya çıktı. Erdoğan’ın, 28 Mart’ta Ahmedinecad ile görüşmesi planlanmıştı. Ancak, Ahmedinecad’ın yüksek tansiyon rahatsızlığı öne sürülerek, görüşme ertelendi. İki liderin görüşmesi, ertesi gün gerçekleşti. Aradan geçen günler içinde, Ahmedinecad’ın rahatsızlığının bahane olduğu, Suriyeli işbirlikçi isyancılara destek veren Türkiye’ye tavır amacıyla böyle davrandığı anlaşıldı. Alınan bilgiye göre, Ahmedinecad o gün saat 12.00’de de Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın özel temsilcisi Faysal Mikdat ile bir araya geldi. Ardından saat 16.00’da Türkmenistan Başbakan Yardımcısı ile görüştü. Saat 18.00’de Erdoğan’la randevusu iptal edildi. Hastaysa bu iki görüşmeyi nasıl yaptı?

Onurumuz incitildi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ahmedinecad ile Erdoğan görüşmesine engel oluşturduğu belirtilen yüksek tansiyon rahatsızlığının gerçek olmadığını söyledi. Tekin şöyle konuştu: “Aynı gün Türkmenistan heyetiyle görüşme yaptı. Erdoğan’la görüşmesini erteleyerek tüm Türkiye’ye bir ders verilmeye çalışılmıştır. Burada açık ve net bir tavır söz konusudur. Türkiye’nin onuru incitilmiştir.”

Sert eleştiri
İran yönetimi, Türkiye’nin Suriye politikasını tenkit ediyor. Tahran, İstanbul’da yapılan Suriye’nin Dostları toplantısını ağır şekilde eleştirerek bunu “Suriye’nin düşmanları” olarak tanımladı. İran Parlamentosu Savunma ve Dışişleri Komisyonu Başkanı Alaattin Brujerdi, ’Türkiye’yi Amerikan işbirlikçisi olarak nitelendirdi, Suriye’nin iç işlerine müdahale etmekle suçladı. Skandal Libya’daki Erbakan-Kaddafi çadır krizi ile karşılaştırılıyor.

Libya’da çadır krizi
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın 7 Ekim 1996’da yaptığı Libya ziyareti sırasında, çadır krizi patlak vermiş, olay tam bir diplomatik skandala dönüşmüştü. Görüşme sırasında Kaddafi, Türkiye’ye hakarete varan düzeyde sözler sarf etmişti. Erbakan ve Kaddafi, çöle kurulmuş çadırda basın açıklaması yapmıştı. Kaddafi, “Türkiye’nin geleceği NATO üyesi olmakta, Kürtlere eziyet çektirmekte değildir. Türkiye’nin uyguladığı dış politikadan genel olarak memnun değiliz” demişti. Erbakan ise şu karşılığı verdi: “Libya ile Türkiye kardeş ülkedir. Teröristler bilhassa Kürt kardeşlerimizi katlediyor. Temel zihniyet ateist ve komünist zihniyettir. Kökleri dış kaynaklıdır.” Türk basınına Erbakan’ın Kaddafi’den fırça yediği şeklinde yansıyan görüşme aylarca tartışıldı.

“Başbakanlıktan kuryeliğe indin!”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın ABD’nin kuryeliğini yaptığını, İran’a yaptığı ziyarette Obama’nın sözlerini ilettiğini söyledi.
Protesto amaçlı Tandoğan Meydanı’nda toplanan CHP’liler Grup Toplantısı için bu kez Meclis’te bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının hedefinde AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan vardı. Erdoğan’ın İran’da ABD Başkanı Barack Obama’nın kuryeliğini yaptığı söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Sizi parmakla göstermiyorlar, sizi parmakla çağırıyorlar, senin haberin yok. Televizyonda gördünüz, Obama, Recep Bey’i kucaklamış yine, götürüyor, kuryesi çünkü. Öbür taraftan Tayyip Bey’in omuzundan parmağını göstererek ’gel’diyor. Bakıyoruz Davutoğlu. Bir maraton havası içinde Obama’ya doğru koşarak gidiyor, gözleri Obama’ya dikili, Erdoğan’ı bile görmüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl bu hale getirirsiniz, utanma yok mu sizde? Cüneyd Zapsu, ’bunu deliğe süpürmeyin kullanın’demişti, Obama da aynen kullanıyor. Sonra geldi Tahran’a, kuryelik yapacak ya, Obama’nın söylediklerini anlatacak. Ahmedinecad, ’rahatsızım görüşmeyi yarın yapalım’dedi, istiskal etti. O gün iki ayrı kabul yaptı, senin binip uçağa Türkiye’ye gelmen gerekiyor. Gelemez, Obama izin vermemiş, onun söylediklerini söyleyecek, kuryelik yapacak. Sen ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı’ndan kuryeliğe indin. Bütün velilerden istirhamım var; o ’hişt hişt buraya gel’diyor ya, onu çocuklarınıza gösterin, ’Bu Obama, bu Erdoğan, koşturarak parmak işaretiyle gelen koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı. Sakın ola ki ileride bunlar gibi olma. Adam gibi adam ol, bunlar gibi olma’desin.”

Yalan makinesi
“Siyasi ahlakın olmadığı yerde sorunlara düzgün yaklaşamazsınız. ahlakın bu kadar deforme olduğu bir yerde halka gitmekten başka çaremiz yoktur. Sırça köşkte oturup bir ayak üstünde 50 tane yalan söyleyen anlayışı tarihe gömmek zorundayız. Bizi bölmek istiyorlar. İnançlarımıza müdahale ediyorlar. Siyasi ahlaktaki yozlaşma her şeyi getirir. İçinde ahlaki değerlerden soyutlanmış bir din anlayışını getirmek istiyorlar. Başındaki adam da Recep Tayyip Erdoğan’dır. 4+4+4’ü tartışıyorduk. 5 yaşındaki çocuk okula gider mi? ’Gidemez’dedik. Bize inanmıyorsan annelere, YÖK Başkanı’na, öğretmenlere sor. 5 yaşındaki çocuk kalem bile tutamaz. Siyasette kin olmaz, intikam olmaz. Kin ve intikam ahlaka aykırıdır. Kin ve kindarlıktan bizim uzak durmamız lazım. Sen bir kanun teklifi getirdin. AKP’nin, hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın stratejik planında, Bakanlar Kurulu’nda yok. 5 tane adam getirmiş teklifi, kimsenin haberi yok. ’Milletin istediğini yaptık’diyorsun ama milletin haberi yok. Adama ’yürüyen yalan makinesi’dedim, onu da kabul ettin.”

Hırsızlığa peçe yaptılar
Okullara dağıtılacak tabletlerle ilgili sorularına Erdoğan’ın cevap veremediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “2030’a kadar 20 milyar dolarlık ihaleleri niçin Kamu İhale Yasası’nın kapsamının dışına çıkarıyorsun? Haklı bir soru değil mi? Getirdiler kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i 20 milyar dolarlık yolsuzluğa peçe yaptılar. Sağda solda CHP Kur’an’a karşı diyecekler. Din bezirganlığı var. Kaç gündür soruyorum Erdoğan’a. Bakın yanıt yok. Yönetmenlikle belirlenecek ihalenin şartları. Yönetmelik dediğin iki bakanın dudağının arasındadır.

Din bezirganısın
Doymadı mı hala gözünüz. Kime peşkeş çekeceksiniz 20 milyar doları. 20 milyar dolarlık ihaleyi gizlemek için Kur’an’ın içine koydular Kur’an-ı böyle kullanırsa o yönetimden hayır gelmez. Biz Kur’an-ı başımızın üstünde taşırız. Sen bunu istismar edersen ben sana din tüccarı dedim, yetmedi din bezirganı diyeceğim.”

Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)