İslamcı siyasetin geldiği nokta
Çarşamba, Nisan 04, 2012
Dünkü yazımızda Hrant Dink’i de şehit ilan etmeye çalışan AKP zihniyetinin iç yüzünü irdelemeye çalışmıştık. Bugün bu konuya devam edeceğiz.
Dünkü yazımın ardından Başbakan Erdoğan, (4+4+4) eğitim yasasının Mecliste kabul edilmesini milletvekillerine yaptığı konuşmayla kutluyordu. Erdoğan bu konuşmasında şöyle diyordu: “28 Şubat’ta şu karar çıkmadı mı? ‘15 yaşına kadar mahalle camine bile çocuğunu gönderemezsin.’ Mahalle camine çocuğumu gönderemeyeceğim ne demek. Beni rahmetli babam mahalle camindeki Ali hocaya teslim etti. Onun dizini dibinde yetiştim. Hem ilkokula gittim hem oraya gittim. Çok şey kazandım. Burada cebir şiddet yok. Ama sen ne yapıyorsun cebir ve şiddetle yasaklıyorsun.”
Erdoğan “din ve Kuran” merkezli konuşmasına şöyle devam ediyordu:
“Kılıçdaroğlu diyor ki: ‘Kutsal kitabımız hepimizin baş tacıdır. Onu evlerimizin en güzel yerine asarız. Annelerimiz oyalı kılıflarla süsler elimize besmeleyle alırız.’ İşte bunların Kuran anlayışı bu. Ama istiklal şairimiz Mehmet Akif’in tanımlaması çok güzel. ‘Ya açar bakarız Nazmı Celil’in yaprağına, ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir Kuran bunu hakkı ile bilin, ne mezarda okunmak, ne de fal bakmak için’ İşte Akif’teki anlayış bu, Sayın Kılıçdaroğlu’ndaki anlayış bu. Neyse yine de süslü kılıflarla evin bir köşesinde duruyormuş. Bunlar duvarda kılıfı içinde duran kitapta hiçbir zaman korkmadılar. Bunlar o kitabın okunmasından okutulmasından ve anlaşılmasından korktular. Tarihleri boyunca Kuran’ı Kerim’i bir süs olarak haşa tarihi bir eser olarak görmek istediler. İş onun okutulmasına, öğrenilmesine gelince bütün yolları kapadılar. İşte dün TBMM’de o kapanan yollar açılmış, o yollardaki engeller kaldırılmıştır. Kuran-ı Kerim’i duvarlarda kılıfının içine hapsetme girişimi millet eliyle bozulmuş, bu bozuk zihniyet millet nezdinden bir kez daha mahkum edilmiştir.”
Başbakanımız böylece dine, Kuran’a nasıl sahip çıktığını, Kuran’ı evin bir köşesinde raf içinde tutan zihniyet yerine “okunup anlaşılmasına” izin veren bir iktidar olduklarını anlatıyor.
Peki, Sayın başbakan, sizinle biraz hasbıhal edelim. Öfke damarlarınızı patlatacak, gözlerinizden kıvılcımlar çıkmasına sebep olacak bazı gerçekleri tekrar gündeme getirelim. Çünkü bizim inancımız göre “gerçekleri söylemeyen dilsiz şeytandır.” O halde bizim de bildiğimiz gerçekleri söylemek boynumuzun borcudur:
Siz “O rafta duran Kuran’ın içini açıp okudunuz da ne oldu? Okuduğunuzu mu anlamadınız yoksa okuduğunuzu anlamaktan da aciz misiniz?
Kuran, zinayı haram ve suç sayarken siz o raftan indirdiğiniz Kuran’ın hangi hükmüne dayanarak zinayı suç olmaktan çıkarttınız?
Bizim kitabımızda böyle bir şey yok, sizin kitabınızda var mı?
Siz hangi kitabı okudunuz?
Din düşmanı dediğiniz CHP zamanında ‘zina suçtu’, mason denilen Demirel zamanında da suçtu, darbeci Evren zamanında da, kocası Budist olan Çiller zamanında da, Mesut Yılmaz zamanında da…
Ama “Sizin gibi Müslüman, mütedeyyin, Kuran’ı duvardaki kılıfından indiren” mübarek zevatın zamanında ‘zina suç değil!’
Allah’ın emri yerine AB’nin emrini yerine getirerek mi Kuran’a sahip çıkıyorsunuz?
Mahallenizin imamı Ali Hoca’nın dizine oturduğunuzda “Hıristiyanların da şehit olduğunu mu öğrendiniz ki Hrant Dink’i şehit yapma derdine düştünüz?”
Ali Hoca eminim size böyle bir şey öğretmedi. Öğretemez de.
Ama siz Ali Hoca’nın öğrettiği din yerine Diyalog’un “dinine sarıldınız.” Çünkü o anlayışı savunanlara göre “Hıristiyanlar da şehit olabiliyor.”
Domuz etini serbest bıraktınız. Zinayı suç olmaktan çıkarttınız. Hıristiyanları şehit yaptınız. Haçlı dost oldunuz. Kuran “Onları dost edinmeyin, onlara şiddetli olun” derken siz onlarla el ele vererek İslam ülkelerindeki isyancıları desteklediniz.
Sonra da “Biz Kuran’ı raftan indirip içini açtık” diye hava atıyorsunuz.
Aman efendim keşke hiç irdirmeseydiniz Kuran’ı rafından!
İndirdiniz de ne oldu?
Bu din bizim dinimiz değil ki!
Bu din Ali Hoca’nın dini de değil.
Bu din babanızın ve annenizin dini de değil.
Eminim onlarının da kemikleri sızlıyordur.
Allah’ın emri yerine AB’nin emrine sığınanlara bu topraklar, bu millet ve bu tarih en büyük cezayı verecektir.
İsterseler yüzde 70 oy alsınlar.
Muharrem Bayraktar
Yeni Mesaj