CHP ve rakıya özgürlük


Dünkü yazımızda CHP’nin halkın manevi değerlerine karşı uyguladığı yanlış politikalara temas ederek bu konudaki yanlışlarına temas ettik. Atatürk’ün dine bakışı ile İnönü CHP’sinin bakışı arasındaki farkı da irdelemeye çalıştık.
Cumhuriyet Halk Partisi, partiye adını veren “halkın” değer ve özgürlüklerini savunurken bazı değerlere özgürlük verdi ve savundu, bazılarına katı davrandı.
Mesela “halkın dini” ne hikmetse tehlike olarak görüldü. İrtica paranoyası CHP’li laikler tarafından üretilen İslam merkezli bir paranoyadır. Oysa CHP’ye oy veren seçmen arasında da çok ciddi oranda “namazında, niyazında, dindar Müslüman profili” vardı. CHP buna rağmen “dindardan” korktu. Önder Sav’ın Hacca gitmek isteyen bir CHP’liye yönelik olarak söylediği “Bakarsın orda Muhammet seni bırakmaz geriye!” ifadesi zaten ne demek istediğimizi ortaya koyuyor.
Vatandaşın özgür iradesiyle Hacca gitme hakkına engel olmak isteyen, o hakkı savunması ve en azından saygı göstermesi gerekirken alaysı bir tavırla yaklaşması aslında CHP’deki “bazı kurmayların” bilinçaltı din korkusunu ortaya koyuyor.
Aynı CHP başka bir konuda “aslanlar gibi” ortaya atılıyor ve halkın hakkını savunuyor.
Afyonkarahisar Valisi’nin kentteki bazı alanlarda içki satışını ve içilmesini yasaklaması karşısında ilk ve en sert tepki CHP’li başkanı Nevzat Ercan’dan geldi. CHP kurmayları da il başkanlarına sahip çıktı.
Üsküdar’da da benzeri içki yasağı gündeme geldiğinde de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tesislerindeki içki yasağı uygulamasında da CHP sert tepki verdi
CHP yöneticileri rakının başına bir iş geldiği zaman anında “rakıya sahip çıkma ihtiyacı hissediyorlar” ama Hacca sahip çıkmak söz konusu olduğunda ya da Kuran kurslarına sahip çıkmak söz konusu olduğunda ortada yoklar.
AKP de tam bu esnada ortaya çıkıyor ve “Biz Yüce Kuran’ı raflardan indirip öğrenilmesini sağladık” diye haykırıyor.
Böylece CHP’nin elinde rakı şişesi AKP’nin elinde Kuran-ı Kerim görüntüsü ortaya çıkıyor.
CHP’nin bu görüntüden kurtulması lazım.
Yazılarımızı takip edenler AKP’nin dini nasıl istismar ettiğine, kutsal değerlerimizi nasıl rayından çıkardığına dair yüzlere yazımızın şahididir. Bu politikalarla oyunu koruduğu da açıktır.
Başbakan Erdoğan’ın CHP’yi sürekli olarak “cami kapatan parti, camileri ahır yapan parti” olarak anlatması boşuna değildir.
“Bu pazar” din pazarıdır. Burada “çok oy vardır.”
Biz din sahasına “aşkın sahası” olarak bakarız. Yunus diliyle “aşkın pazarında canlar satılır” ilhamı ile ruhumuz şenlenir. Aşkın pazarında dinin özünü satanlara, dini küresel pazarda satışa çıkaranlara fena öfkeleniriz.
CHP sadece oy için değil, bu ülke insanlarının dini ile de barışık olduğunu göstermek için bazı manevralar yapmakta son derece başarısızdır.
Böyle olunca da CHP’lilerin dün cami kapatan bugün rakı içenlerin hakkını savunan bir parti olarak hafızalara kazınan görüntüsünün silinmesi gerektiğini ifade etme gayretidir çabam.
Bu görüntünün değişmesi ülkenin de menfaatinedir.

Muharrem Bayraktar
Yeni Mesaj

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)