Genelkurmay bildirisindeki isim Ümit Kocasakal: Söylediklerimden geri adım atmam


Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada “hedef isimlerinden” olduğu belirtilen İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, “Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kurumsal kimliğini her şart altında nasıl savunduğum eylemlerimle, söylemlerimle çok açık. Eğer, Genelkurmay’ın bildirisinde hedef alınan ben isem gerçekten çok üzülürüm” dedi.

Kocasakal, Baro Başkanı olarak Silivri’de devam eden 250’si tutuklu 365 sanıklı “Balyoz Davası”nı izlediklerini ve orada yaptığı açıklamalardan sonra Hükümete yakınlığı ile bilinen gazetelerin hedef haline getirilmeye başlandığını belirtti. Kocasakal şunları söyledi:

“6 Nisan’dan sonra hedef oldum”
“Balyoz Davası sanıklarının avukatlarının, savunma haklarının kısıtlandığını belirtip duruşmalara girmeme kararı üzerine, mahkeme Baro Başkanlığı’ndan avukat görevlendirmesini istedi.
Avukatı olana bir sanığa bizim avukat görevlendirmemiz yasaya göre mümkün değil. Mahkeme salonu önünde ‘adil yargılama yapılması gerektiğini, savunmanın kısıtlanmamasını’ istedim. İşte bu konuda açıklama yaptığım 6 Nisan’dan bu yana hedef olmaya başladım. Hükümete yakınlığı ile bilinen yayın organları tarafından sürekli gündeme getiriliyorum.
Genelkurmay, yayınlardan mı etkilendi?
Mahkeme, avukat görevlendirmediğimiz için suç duyurusunda bulundu. Biz de tavır olarak değil, kanun ve yönetmelikte yer alan açık hükümlere rağmen, yani kişinin avukatı varken, avukat görevlendirmemizin yasaya aykırı olduğunu belirttik. Söylediğimiz doğru ki, mahkeme sanıklara avukat isteyip istemediklerini sordu. Biz, mahkemenin ylorumlarını değil, kanunları söyledik. Kimsenin, bizleri kanuna aykırı işlem yapmaya zorlamaya hakkı olamaz. Çünkü, böyle bir davranış suç oluşturur . Bize karşı medyanın belli kesimi planlı bir saldırı başlattı. Tüm bunlar olurken, Genelkurmay Başkanlığı acaba bu yayınlardan mı etkilenerek açıklama yaptı? Eğer, bu yüzden hedef seçildimse bu son derece haksız ve üzüntü vericidir.”

“Şehitlere borcum var”
Baro Başkanı Ümit Kocasakal, “Sürekli hedef yapılmama rağmen, tehditlere hayatımın hiçbir döneminde boyun eğmedim, bundan sonra da eğmem” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben, her şart altında Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğine kimligine sahip çıktım, bundan sonra da çıkarım. Herkesin sindiği, sustuğu bir ortamda, her koşulda Atatürkçülüğü savundum. Bunu kendime olan saygımdan, Çanakkale’de 11 yaşındaki şehitlere borcum olduğu için savundum. Eğer, o bildiride ‘meslek kuruluşu temsilcisi’ olarak ben hedef alınmışsam Genelkurmay Başkanlığı’nın aşırı alınganlığını kabullenmem mümkün değil.”

“Aynı şeyleri söylemeye devam edeceğim”
Baro Başkanı Ümit Kocasakal, gündeme getirilmesi ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından bildiri yayımlanmasına neden olduğunu sandığı sözlerini yeni değil, bugüne kadar çok kez söylediğini belirtti. Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini, Silahlı Kuvvetlerimizin kurumsal kimliğini her şart altında nasıl savunduğum hem eylemlerimle hem söylemlerimle çok açık.
Atatürkçü Düşünce topluluğunun 29 Nisan Pazar günü Eskişehir’de yapılan toplantısında, bugüne kadar belki 50 kez söylediğim bir cümleyi yine söyledim. Bundan sonra da söylemeye yine devam edeceğim.
Benim söylediğim şu: Cumhuriyetçiler olarak 90 yıl boyunca boyunca yattık. Cumhuriyet balolarda korunur zannettik ve o yüzden çalışmadık. Ordumuz var cumhuriyeti korur , kollar diye hiçbir şey yapmadık. Artık Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) bir şey beklemeyelim’ dedim. Ardından vatandaşlara dönüp ‘TSK bir yana bırakın, Türk Silahsız Kuvvetleri olarak Cumhuriyete sahip çıkmalıyız. Bizlerde yılmadan çalışacağız’ diye ekledim.
Sanki benim ‘Türk silahlı Kuvvetleri’ sözüm, TSK tarafından ‘ Türk Silahsız Kuvvetleri’ gibi algılamış olabilirler. Halkı silahsız kuvvetler olarak niteliyor cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkılması gerektiğini vurguluyorum. Bundan ordu ile ilgili nasıl bir sonuç çıkarılabilir?

Aynı konuşmamda, özeleştiride yapıyorum. CHP’nin de ‘halkçılık oku’nu yitirdiği için bugünlere geldiği görüşündeyim. Benim mesajım şu: Cumhuriyet karşıtları, Cumhuriyetin ilanından bu yana çalıştı ama Cumhuriyete gönülden bağlı insanlar ‘ordu rehaveti’ nedeniyle çalışmadılar. Silahsız kuvvetleri olarak çalışmak zorunda olduğumu her fırsatta anlatmaya devam edeceğim.”

Hakaret ve iftiralar
Kocasakal, Genelkurmay Başkanlığı’nın bu sözlerine alınıp böyle bir açıklama yaptıysa bunun “haksızlık” olduğunu öne sürdü ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Silahlı Kuvvetlerimize yapılan ağır iftiralara, hakaretlere Genelkurmay Başkanlığı tepki vermiyorken, söyledikleri çarpıtarak, orduyu göreve çağırdığım öne sürülerek yayınlayan haberlerle hedef alınmamı yadırgadım. Benim söylediklerimden bu sonucu çıkarmak maksatlı çabanın sonucu olur.

Geri adım atmam
Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması nedeniyle geri adım atacak değilim. Arkasında duramayacağım bir şeyi konuşmam, konuştuğumun da sonuna kadar arkasında olurum. Belki 50 kez söylediğim sözler nedeniyle Genelkurmay’ın açıklamasına konu olmuşsam, o sözleri söylemeye devam edeceğim. Duruşu, konumu belli bir insanım. Doğruları ve inandığımı söylemeye devam edeceğim.”


Saygı Öztürk
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)